Günahın cezası nedir?

Günah, ateştir, dünyada da ahirette de yakan günahın ateşidir.

Harun Reşit, Behlül Dana’yı perişan halde görür ona:

-Bu hal ne, nereden geliyorsun? Diye sorar.

-Cehennemden geliyorum.

-Ne işin vardı orada?

-Ateş almaya gitmiştim.

-Verdiler mi?

-Hayır, burada ateş olmaz. Herkes kendini yakacak ateşi dünyadan getirir  “dediler” der. Bazı günahlar vardır cezası dünyada da ahirette de verilir. Günahları yüzünden helak olan kavimler bunun örneğidir.

Günah, çeşidine göre işleniş biçimine göre değişir. Günahı isteyerek severek, gizlemeden ve günah ile övünmek günahın cezasını değiştirir. Pişmanlık ve tövbe etmek günahın terki, cezayı hafifletir veya af ettirir.

Peygamber (as) “Günah işlendiği zaman kalpte siyah bir nokta oluşur. Günaha tövbe edilmezse kalp kararır” buyurmuştur. (Ramuz:26/9)

Kur’an’da da: “İşlenen günahlar kalplerde pas oluşturur.” (Mutaffifin:14)

Günahkarlar için: “Onların kalplerini mühürleriz. Onlar gerçekleri görüp işitemezler.” (A’raf: 100) buyurarak günahın insanı kirlettiği bildirilmiştir.

Günah insanda merhameti yok eder. İbadet etmenin zevkini insandan alır. Bu da büyük bir cezadır ki, kulluk defterinden bile silinmeye neden olur.

Günah işleyenin rızkı daralır, sıkıntılı bir hayat yaşamasına neden olur.

Günah, yuva yıkar.

Günah insanın son anda imanını şeytana kaptırmasına ve kötü ölümle ölmesine neden olur. Devamında kabir azabı çeker.

Cenab-ı Allah bazı günahların cezasını ertelemez. Dünyada da verir. Bu daha çok uyarı olsun ibret alınsın diye olur.

Kur’an’da geçmiş kavimlerin hak sebebini Allah şöyle açıklamıştır.

“Onlardan her birini günahı sebebiyle cezalandırdık. Kiminin üzerine taş savuran rüzgarlar gönderdi kimini korkunç bir ses yakaladı. Kimini yerin dibine geçirdik. Kimini de suda boğduk. Allah onlara zulmetmiyor, asıl onlar kendilerine zulmediyorlardı.” (Ankebut:40)

Cenab-ı Allah’ın cezalandırdığı insanlardan birkaç örnek verelim: Kur’an’da şöyle buyrulur:

“Onlar kendilerine yapılan uyarıları unutunca, biz kötülükten men edenleri kurtardık. Zulmedenleri de yapmakta oldukları kötülüklerden dolayı şiddetli bir azab ile yakaladık.”

“Kibirlenip de kendilerine yasak edilen şeylerden vazgeçmeyince onlara: “Aşağılık maymunlar olun dedik” (A’Raf Suresi: 165-166)

-Firavun ve adamları için: “Onlar yoldan çıktı. Biz de onları suda boğduk.” (Zuhruf  Suresi:55)

-Lüt kavmi için: “Rablerinin peygamberlerine karşı geldiler. O’da onları pek şiddetli bir şekilde yakalayıverdi.” (Hakka Suresi:10)

-Hz. Musa’yı ve Harun’u yalanlayanlar ve günaha dalanlar için: “Bu sebeple helak edilenlerden oldular.” (Mü’minun:48)

-“Başınıza gelen herhangi bir musibet, kendi ellerinizle işledikleriniz yüzündendir.” (Şura:30) buyrulmuştur.

İşlenen günahlar, insanın işlediği sevapları yok eder, iyi iş işlemesine engel olur ve Allah’ın gazabına neden olur.

İnsanın günahlarına tövbe edememesi de onun için bir cezadır. Allah’tan uzaklaşanın sıkıntılı bir hayat olur ve kör olarak hasrolunur. (Taha:124)

Cenab-ı Allah isyankar firavunu adamları ile beraber denizde boğdu.

Kabe’yi yıkmaya kalkışan Ebrehe’yi adamları ile beraber Ebabil kuşları ile helak etti.

İsyan eden sapkın Pompeii halkını Vezüv yanar dağı ile taşlaştırdı. Eğlence gemisi Titanik için “Tanrı bile batıramaz” denmişti ilk seferinde denizde boğuldular.

Zaman zaman afat ve felaketlerle günahkar toplumları uyarmıştır. Kıyamet günün de “Bensizi uyarmadım mı? neden ibret almadın diye soracaktır.

Günahı teşhir etmek günahla övünmek de günahtır.

Bazıları için günah pirim yapıyor, övünç vesilesi oluyor. Başkalarını da özendiriyor. İnancımızda hayra da, şerre de sebep olan onu bizzat işlemiş gibidir.

Başkalarını günahla sevindirmek, rahatlamak da günahtır. Günah işleyerek rahatlamak şeytanın tuzaklarından biridir.

Cenab-ı Allah Kur’an’da: “Allah kötü sözün açıkça söylenmesini sevmez.” (Nisa:148)

Düşünmek, akıldan geçirmekte bir sorumluluk yoktur. Bir hadislerinde peygamber (as) şöyle buyurur:

-“Allah içlerinden geçen fena şeylerle amel etmedikçe veya konuşmadıkça o şey yüzünden ümmetimi hesaba çekmeyecektir” (Buhari, talak:11)

Zorla, ciddi tehditle, işletilen günahtan dolayı tövbe istiğfar gerekir. Taviz verilmediyse sorumluluk doğmaz.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir