GÖZÜN HARAMDAN KORUNMASI (GÖZ ZİNASI)

Allah’ın Müslümanlara haram kıldığı şeylerden biri de, şehvet dolu gözlerle Müslüman bir erkeğin kadına, Müslüman bir kadının da erkeğe bakmasıdır. 

Bu konudaki emir, açık ve kesindir.  Gözün pasını silmek, güzele bakmak sevaptır, zihniyetiyle Allah’ın bu emrine uymamak, büyük günahtır. İnkâr etmek ise küfürdür. Çünkü Allah’ın en güzel ihsanlarından biri olan göz yerinde kullanılmayıp, kötüye kullanılmıştır. 

Peygamberimiz (SAV) şöyle buyurur:

“İffetinizi muhafaza edin; gözlerinizi harama bakmaktan men edin.” Buradan anlaşıldığına göre iffetin muhafazası için gözlerin harama bakmaktan men edilmesi gerekmektedir. 

Diğer bir hadislerinde de peygamberimiz:

“Kıyamet gününde her göz ağlayacaktır; yalnız harama bakmayan göz, Allah yolunda nöbet tutup uyumayan göz, bir de Allah korkusundan ağlayan göz” olduğunu haber vermiştir.

Bu konudaki bir kutsi hadiste de: “harama bakmak iblisin oklarından bir oktur. Her kim benden korkarak harama bakmazsa, zevkine bedel ona öyle bir iman veririm ki, varlığını kalbinde hisseder” buyrularak namahreme bakmanın insanı kötü sonuçlara götürecek şeytanın işlerinden bir iş olduğu, harama bakmaktan kendini alıkoyan bir kimsenin ise en güzel bir şekilde mükâfatlandırılacağı bildirilmiştir.

Polisiye tedbirlerle insanları ve toplumu kötülüklerden alıkoymak mümkün değildir. İnsan kendini her türlü kötülükten ancak Allah’ın emir ve yasaklarıyla koruyabilir. Hz. İsa’nın: “gözünü kapadığın müddetçe fercin zina etmez” dediği rivayet olunmuştur. (Hadis Ans: 2/213)

Allah’ın emirlerine uymamanın cezası ağırdır. Davut peygamber bir gün şöyle yalvarır: 

-Ey Allah’ım! Bir kimse harama baksa, gözünü ondan ayırmasa cezası nedir? Bunun üzerine Cenab-ı Allah, Davut peygambere şöyle bildirdiği naklolunur. 

-Veli( dostum) bile olsa onu ağlatırım. 

Peygamber efendimiz de: “bir kimse nikâhı altında olmayan kadına şehvetle bakarsa kıyamet günü gözüne eritilmiş bakır dökülür” buyurarak yabancı bir kadına şehvetle bakmanın ne kadar günah olduğunu bildirmiştir. 

Enes (ra) anlatıyor:

Hz. Osman’ın yanına gidiyordum. Yolda bir kadın gördüm.

İstemeyerek gözüm ona ilişiverdi. Hz Osman’ın yanına geldiğimde bana dedi ki: 

-Yanıma gözlerinde zina izleri bulunduğu halde gelmen cidden beni şaşırtıyor!.. 

-Allah’ın elçisinden sonra vahiy mi geldi yoksa? Dedim.  -Hayır! Lakin sadık(yanılmayan) bir ferasetimiz var cevabını verdi. 

Bu durum, yalnız inanmış erkekler için söz konusu değildir. Allah’ın bütün emir ve yasaklarında olduğu gibi inanmış Müslüman kadınlar için de aynen geçerlidir.

Bu konuda yüce rabbimiz kutsak kitabımız Kur’an’da açıkça şöyle buyurmuştur: 

 “İnanmış kadınlara söyle, gözlerini harama bakmaktan sakınsınlar. Irzlarını korusunlar. Süslerini göstermesinler. Başörtülerini yakalarının üzerine koyup boyunlarını örtsünler.” (Nur Suresi: 30-31)  Ümmü Seleme (ra) şöyle anlatmıştır:

 “Yanımıza Ümmü Mektum’un oğlu geldi. Allah’ın elçisi bize: 

  • Bu zattan kaçının” buyurdular. Biz de: 
  • Ey Allah’ın elçisi, o bizi görmeyen bir amadır, dedik. 

Bunun üzerine Allah’ın elçisi bize: 

  • O körse sizde mi körsünüz, onu görmüyor musunuz? Buyur-

dular. “

Peygamber efendimiz bir hadislerinde: 

“Harama bakan her göz, zina etmiş olur” buyurmakla göz zinasının kadın için de erkek için de geçerli bir yasak olduğunu bildirmiştir. (Riyazus Salih’in: 3/1647)

Bu konuya İncil’de de şu sözlerle değinilmiştir:

“Zina etmeyeceksin denildiğini işittiniz. Fakat ben size derim; bir kadına şehvetle bakan her adam zaten yüreğinde onunla zina etmiştir. Ve eğer sağ gözün sürçmene sebep oluyorsa, onu çıkar ve kendinden at; çünkü senin için azandan birinin yok olması, bütün bedeninin cehenneme atılmasından iyidir. Ve eğer sağ elin sürçmene sebep oluyorsa, onu kes ve kendinden at; çünkü senin için azandan birinin yok olması, bütün bedenini cehenneme atılmasından iyidir.” ( Matta İncili 5/27-30)

Tahrif edilmiş olmasına rağmen Hristiyanlık dini de bu hükmü koymuştur. 

Zina dendiği zaman illa da bir kadınla bir erkeğin fiilen teması demek değildir. Zinanın birçok yolları vardır. Peygamber efendimizde bu konuda da şu açıklamayı yapmıştır: 

“İnsanoğluna zinadan nasibi takdir edilmiştir. İnsanoğlu mukadder olan bu akıbete erişecektir. Gözlerin zinası; yabancı kadınlara şehvetle bakmaktır. Kulakların zinası; dinlenmesi haram olan sözleri dinlemektir. Dilin zinası; söylenmesi haram olan sözleri söylemektir. Elin zinası; yabancı bir kadına dokunmaktır. Ayakların zinası; gidilmesi haram olan yerlere gidilmektir. Kalbin zinası da; zinayı temenni etmektir. Tenasül organı kalbin temennisini ya gerçekleştirir ya da kaçınarak yalanlar.” (Riyaz as Salıhın: 3/1653)

Görülüyor ki zina insana çok yakın olan bir kötülüktür. İnsan kendini bu kötülükten ancak kuvvetli bir iman sayesinde koruyabilir. Bundan başka insan, Allah’ın verdiği şeyleri yerli yerince kullanmakla sorumluluktan kurtulabilir. 

İtin ete bakmakla karnı doymadığı, aksine iştahın daha da arttırdığı gibi gözün de karnı doymaz, baktıkça bakası gelir. Dönüp dönüp bakmak ise insanın nefsini tahrik etmekten başka bir işe yaramaz. Bu güne kadar şehvet dolu bakışların ihtirasına nice namuslar kirlenmiş, nice aile yuvaları yıkılmıştır.

Haklı olarak sık sık sorulan bir husus vardır. Ne yapalım? Yolda veya iş icabı bakma durumunda kalıyoruz. Bu da mı günah? 

Hemen belirtelim ki İslam Dini, katı bir din değildir. Dinimiz zaruretleri kabul eder. Dinimizin yasakladığı bakış, insanları kötü sonuçlara götürecek şehvet dolu gözlerin bakışıdır.

 Dinimiz, evlenecek kimselerin sonradan birbirlerini görüp ayrılmamaları veya evlendikten sonra bir kusurun ortaya çıkıp eşlerin boşanma durumuna düşmemesi için evlenme niyetiyle birbirlerine bakmalarını bizzat emretmiştir. 

 Bir gün Müslümanlardan biri, bir kadınla evlenmek istediğini söyleyince Peygamberimiz:  – Ona baktın mı? Diye sormuş,  – Hayır, cevabını alınca da:

  • Git ona bak; zira onda bir kusur olabilir” buyurmuşlardır. 

 Ayrıca sokakta göz ilişmesinin, ansızın bakmanın hükmü sorulduğunda Peygamber Efendimiz, bunda bir beis olmadığını belirtmiştir. Bir defasında Hz. Ali (ra) ye:

  • Ey Ali! Bir defa gözün kaydıysa, ikinci kere dönüp bakma!

Birincisi için beis yok, fakat ikincisine izin verilmez” buyurmuşlardır. (Tirmiz: Edep:28)  Cabir (ra) şöyle anlatır:

“Ansızın bakmanın hükmünü Peygamber’den sordum, bana:  – Derhal gözünü çevir” buyurdular. (Riyazüs Salıh’ın: 3/1656)  Yol üzerinde oturan bir gruba peygamberimiz (SAV) :  – Yollar üzerinde oturmaktan sizleri men ederim” demiş,  Orada bulunan Müslümanlar cevaben: 

  • Ya Resulallah! Bizler yol üzerinde oturur konuşuruz, iş görürüz” demişlerdir. 

Bunun üzerinde Allah’ın elçisi:

  • Mademki zaruretler dolayısıyla oturuyorsunuz, öyleyse yolun hakkını veriniz” buyurmuştur. (Riyazüs Salıh’ın: 3/1654)

Tekrar yolun hakkı nedir? Diye sorulunca Peygamberimiz şu cevabı vermiştir:

  • Gözünü haramdan sakındırmak, başkalarına eziyet etmemek, selam almak, iyiliği emredip kötülükten sakındırmaktır”.

Sonuç olarak dinimiz, iffet ve namusun korunması, başkalarının rahatsız edilmemesi ve çıkması muhtemel olan fitnelerin önlenmesi için insanların birbirlerine şehvet dolu gözlerle bakmasını haram saymıştır. Mümin suresinin 19. Ayetinde: Allah gözlerin hainliğini ve gönüllerin gizlediğini bilir” buyurarak hiçbir şeyin gizli kalmayacağını bildirmiştir. 

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir