GENEL OLARAK KÜFRE GÖTÜREN HALLER NELERDİR?
Müslüman, küfür kelimelerini ağzına alıştırmamalı, günah olmayan sözlerle öfkesini geçiştirmelidir. Şayet, bir küfür sözcüğü ağzından kaçacak olursa, hemen tevbe istiğfar etmeli, küfre götüren bir durum varsa iman ve nikah tazelemelidir.
İslam’da bilmemek mazeret değildir. Allah peygamber göndermiş, kitap göndermiş, niye öğrenmedin, öğreneceksin. Ayrıca bu kadar öğretmek için çırpınanlar var. Onları dinleyeceksin. Dinini öğreneceksin. Günahı öğreneceksin, sevabı öğreneceksin. Öğrenmemek büyük suç. Öğrenmek ise üzerine farzdır.
Mazeret, deliliktir, bunamaktır, baygınlıktır.
Sarhoşluk mazeret değildir. İçki ihtiyaç mı? Hayır, içmeyiver. Öfke mazeret değil.
“Sarhoştum, sinirliydim, bilmiyordum” bizi kurtarmaz.
Kaynaklarda küfre götüren haller şöyle sıralanmıştır:
Ömer Nesefi’ye göre: (Akâid: 205-224,1974 Otağ yayınevi)
- Kur’an ve sünnetin açık hükmünü bırakıp gizli manalar çıkarmak. (Kur’an sünnetin manasını biz anlayamayız. Kur’an ve sünnetin manası gizlidir, onu ancak falanca bilir demek de yanlıştır.)
- Kur’an ve sünnette açıkça bildirilen emri red etmek,
- Büyük, küçük haram ve günahı helâl saymak,
- Dinle, şeriatla alay etmek “Kahrolsun şeriat” demek,
- Allah’ın rahmetinden ümit kesmek (Yusuf: 87. “Kafirlerden başkası Allah’ın rahmetinden ümit kesmez)
- Allah’ın azabından emin olmak.
- Gaybdan haber veriyorum diyene inanmak. (Peygamber: “Kim kahini tastik ederse,
Allah’ın Muhammed’e indirdiğini inkar etmiş olur” (Müslim: 39/35) demiştir.
İnanmak, inanabilmek hidayet işidir. Cenab-ı Allah’ın lütfudur. Fakat imanı arttırmak, güzelleştirebilmek, en önemlisi de muhafaza edebilmek, dikkat ve gayret işidir.
Hz. Peygamber(SAV) şöyle der:
– “Bir topluluk türeyecek ve Allah’ın kitabını dillerinin ucundan okuyacaklar ve okun cesetten çıkması gibi boş olarak dinden çıkacaklar.” (Ramuz-el-Ehadis: 141/7)
Bir hadislerinde de:
“Benden sonra, ümmetimden bir gurup zuhur eder, Kur’an’ı okurlar ama boğazlarını geçmez. Dinden de okun yaydan çıktığı gibi çıkarlar ve dönüşleri de olmaz. Onlar halkın ve
mahlukatın en şerlileridir…” (Age: 302/12) diye haber vermiştir.
Her kim olursa olsun, hakkında ayet hadis bulunan konularda son derece dikkatli ve ölçülü olunmalıdır. Kur’an’a ve sünnete ters hareket edilemez. Bir de İslam alimlerinin birleştiği konularda müslüman, başka türlü davranamaz. “Bana göre, benim aklıma göre” diyemez, dememelidir. Bir de hak mezheplerden birine uygun olarak yaşarsa yanılmaz, hata etmez. Etse de mes’uliyet ona ait değildir.