GENÇLİK PROBLEMİ

Gençlik, toplumların ve ailelerin varlığının teminatıdır. Yani gelecek, bugünkü genliğin durumuna bağlıdır. Çünkü yarın onlarındır.

Yarınını düşünen milletler, yarın emanetleri teslim edecekleri gençleri nasıl daha iyi yetiştirebiliriz çabasının içinde, ne yapalım, ne edelim telaşının içindedir.

Tarih boyunca milletimiz, üslendiği rol ve idealleri yüzünden devamlı düşman saldırıları ile karşı karşıya kalmıştır. Şimdi de, geleceğimizi mahvedebilmek için ihanetlerin, gençler üzerinde yoğunlaştığını görüyoruz. Aile hayatını nasıl yıkalım, gençleri nasıl yozlaştıralım, basını, medyayı, sokakları nasıl müstehcen hale getirebiliriz diye yoğun bir çaba sarf ediliyor. Bizi yanlış kararlar aldırtıp yanlış yönlendiriyorlar.

Mesela, çevre kirliliği üzerinde durduğumuz kadar insanımızın kirliliği ile uğraşmıyoruz. Erozyonla uğraştığımız kadar, insanımızın kaybıyla uğraşmıyoruz. Bir zamanlar kaplumbağalar, kelaynak kuşlarıyla o kadar çok uğraştık ki, çocuklarımızla, gençlerimizle uğraşamadık.

Bugünlerde de çok çalışma, çok kazanmaya istikamet gösterildi. Gene yavrular unutuldu.

Hani adam harman yerinde mahsulü kaldırırken bir yağmur yağmış, mahsulü apar topar eve getirmişler, çuvalları selden yağmurdan korumuşlar, ama armut ağacının altına yatırdıkları çocuklarını unutmuşlar, koşmuşlar ama çocuğu sel götürmüş…

Bugün gençle ilgilenilmiyor, genç yetiştirilmiyor, genç inşallah, maşallah büyüyor. “Saldım çayıra, mevlam kayıra hesabı.”

Kur’an-da; kadınlar, çocuklar uğrunda ve Allah yolunda niye çarpışmıyorsunuz? Sorusu soruluyor. (Nisa: 75) Müslümanlar olarak bu soruya her birimiz cevap bulmalıyız. Allah bize bu ayette zavallı erkekler, diye hitap ediyor.

Cayır cayır kaşınmamın ne bite ne de pireye çaresi vardır…

Bakın Kur’an ne diyor:

– “Kendine yazık eden kimselere melekler canlarını alırken “Ne işte idiniz?” – “Biz çaresizdik, bir şey yapamazdık” derler. Melekler de: “Yeryüzünde Allah’ın yeri geniş değil miydi, başka bir yere gitseydiniz ya!” derler. İşte onların yeri cehennemdir. Orası ne kötü gidiş yeridir.” (Nisa.97)

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir