GENÇLER İLGİ İSTİYOR
Çocuklar ve gençler ilgi bekleyen, geleceğe hazırlanması gereken durumdadırlar. Bu yaşta kafaları, gönülleri bomboştur. Yazılmamış bir defter, çekilmemiş bir film, işlenmemiş, şekillendirilmemiş hammadde durumundadırlar. İşlemek, istenilen şekli vermek mümkündür.
İnsan, temiz ve İslâm fıtratı üzerine yaratılmıştır. Bizim yapacağımız gençte mevcut olan iyiliği geliştirmek, onu yönlendirmek ve iyilikleri alışkanlık haline getirmektir. Çocuklar, bizim içimizde bizimle beraber yaşıyor, onlar ayrı dünyaların insanları değil. Eğer bugün çocuklardan, gençlerimizden şikayetçi durumdaysak, bunun sebebini her şeyden önce kendimizde aramamız gerekiyor. Ona neler yaptık, neler verdik. Hangi konuda fedakârlık yapıp üzerine eğildik? Sorularına cevap vermemiz gerekir. Genç ne istedi, neye muhtaç oldu, biz ne verdik? Gencin cebini para ile doldurmak, altına istediği marka araba çekmek, bataklığa kendi elimizle salmak, analık da değildir, babalık da değildir. Düşman yapmaz bizim bu yaptığımızı. Böyle olunca tabi ki sonuç acı olacak, şikayetler artacak. Kötü olması için ortam hazırlıyorsunuz, kötü olunca da şikayet edeceksiniz. Bu olmaz.
Gençlerimizle yeterince ilgilendiğimiz söylenemez, ilgilenmiyoruz. Gençler yalnız ve korumasız, yalnız kalıyor, suça itilmesi için zemin hazırlanıyor. Gençliğin karşısında seks, alkol bataklığı var. Uyuşturucu tehlikesi var. Yapılan telkinler karşısında başı boşluğu ailesine tercih ediyor. Aile bağları çok zayıf, kendini dünyaya getirenleri çok çabuk unutuyor. Yozlaşmaya karşı direnme gücü yok.
Gençlerle yakın ilişki içine girilmeli ve ona ailesine, milletine insanı insan yapan değerlerine bağlayacak bir ruh ve ideal verilmelidir. Onu şahsiyet haline getirecek inanç aşılanmalıdır. Bir hastayı, yaralıyı hayata döndürebilmek için nasıl ona uygun kan veriliyorsa, Türk gençliğine de Türk olduğunu hatırlatacak kan verilmelidir, millî ideal verilmelidir.
Analar, babalar: Çocuğunuzu, yıllarca emek verdiğiniz genci kaybetmek istemiyorsanız, onunla ilgiyi kesmeyiniz. Zira tehlike çok yakın ve acı verici şekliyle tuzak kurmuş bekliyor. İlgiden yoksun olan gençler, sosyal ve psikolojik dengesizlikler sergiliyor. Bu tuzaklara doğru ilerliyor. Çocukla ilgilenmek demek, karnını doyurmak, vücudunu örtmek değildir. Ruh ve beden dengesini kurmaktır. Gencin sıkıntılarını tespit edip ona yardımcı olmaktır. O güçsüzdür. Tek başına tehlikeyi görmesi, tehlikeden kendini kurtarması düşünülemez. Çocuklar, bizim için bir imtihandır. Onları yetiştirmek, korumak ibadettir.
Okula gelen veliler, çocuğu hangi dersten kaç almış, zayıf ise nasıl beş alır bütün derdi bu. Okula gelmediği gün olmuş mu, olduysa nereye, kiminle, hangi amaçla gitmiş bunu araştırmıyor. Bazıları evden okula diye çıkıp okula uğramadan vakit gelince eve dönüyor. İstenmeyen yerlere gidiyor, arzu edilmeyen işler yapıyor. Ana, baba bunlardan habersiz. Haberdar olunca da başlıyor şikayete.
Bu durumda şikayet çare değil. Gençlere sürekli öğüt verelim. Öğüt dinlemeyenlere yaklaşalım. Onları sevelim, kazancımızdan, eğlencemizden fedakârlık edelim. Onlar bizim canımız, onlar bizim bir parçamız. Onları koruyarak sevgimizi ispatlayalım, sevgimizi hissettirelim, tehlikelerle karşı karşıya bırakmayalım.
Sultan II. Murat Han, 1444’de kazanılan Varna Zaferinden sonra savaş meydanını geziyordu. Düşman ölüleri çoğunlukla genç idi. Yanındaki Azap Bey’e dönerek:
- Azap: Ne dersin, bu kadar ölünün arasında hiç ihtiyar yok mu? Saçı ak bir kimse göremiyorum, diye sorunca,
Azap Bey gülerek:
- Padişahım, eğer içlerinde bir aksakallı olsaydı başlarına bu felâket gelir miydi? cevabını verdi.
Bugün öğüt verilmeyen, öğüt dinlemeyen gençlerin başına beklenmedik felâketler geliyor. Çocukları sevelim, şefkat ve merhametle yol gösterelim. Çocuklarını sevmeyen insanları sevmez, onlara karşı görevini yapmaz.
Peygamberimiz torunlarını okşarken biri ona:
- Çocukları çok seviyorsunuz, benim yedi tane çocuğum var hiçbirini böyle okşamadım, deyince peygamberimiz öfkelenmiş:
- Allah senin kalbinden şefkati, merhameti söküp aldıysa ben ne yapayım, cevabını vermiştir.
İsrailoğullarının bozuluş nedenlerini Allah: “Onlar kötülük yaptıkları zaman birbirlerini kötülükten alıkoymaya uğraşmazlardı” Maide suresi: 79. ayetinde böyle açıklamıştır.
Malımızı, altınımızı, ziynetimizi, paramızı nasıl koruyor ve sahip çıkıyorsak, en değerli varlıklarımız olan evlatlarımızı da öylece koruyalım. Arabamızı çizenle, biraz paramızı çalanla ölüm dövüşü yapıp, evladımızda kötü izler bırakanlara göz yumarsak olmaz.
Milletimizi yok etmek isteyen güçler, genç nesli hedef alıyor. Gençliğimizin ideallerini yok etmek ve başkalarına özenti duyan bir sürü haline getirmek istiyor. Düşünmez, tepki göstermez hale getirmek için ne lazımsa yapıyor. Seksin, uyuşturucunun tuzakları kuruluyor, kumar oyunları yaygınlaştırılıyor.
Düşmanın bu oyunlarına karşı uyanalım, evlatlarımızı koruma altına alalım. Onları sürekli izleyelim, yerinde zamanında müdahale edelim. Hatadan sonra değil, önce müdahale edelim. Nasrettin Hocamız gibi testiyi kırmadan önce önlem alalım.