GEÇİMSİZ EVLİLİKTE NE YAPMALI? EVLİLİKTE YAPILMAMASI GEREKEN HATALAR
-Bir işe iyi başlarsanız, hayırla başlarsanız öyle devam eder. İlk düğmeyi yanlış düğmelerseniz hepsi yanlış olur.
-İlk eş seçimi uygun olmalıdır.
-Nişan düğün törenleri günahlarla yapılmamalıdır.
-Gençler yuvayı ayakta tutacak şekilde yetiştirilmelidir.
-Hiçbir problem büyütülmemeli çünkü problem büyük görülürse, büyür gider.
Hz. Peygamber : “Kendinden üstekilere bakıp imrenip üzüleceğine, aşağıdakilere bak haline şükret” diyor.
Herşey para pul mal mülk değildir.
İnsan isterse mutlu olacak çok şey vardır. Evlenemeyen, evlenmek arzuluyor, evlenen kıymetini bilmiyor.
Hz. Peygamber :-“İnsanların kıyamet günü en fenası, eşinin sırrını yayan erkektir… (Ailede Mutluluk Yolu : 375)
-“Bir kadını kocasına karşı ifsad eden ve onu isyana sevk eden, bizden değildir. (Emanet Ehliyet 2/52) diyor.
Nasıl aldatıyorlar. Nasıl aldanıyorlar bir bakalım :
-“Ben seni seviyorum benimle olmazsan intihar ederim. Sorumlusu sen olursun” deniliyor.
-“Rüyamda falan falan bizim beraber olmamızı istediler. Gayb aleminde nikâhımız kıyıldı” baskısı kuruluyor.
-“Allah ve peygamber şahid seni nikâhladım “ demek suretiyle işe Allah-peygamber karıştırılıyor.
-“Biz aynı yerde çalışıyoruz, yalnız kalıyoruz, günaha giriyoruz, nikâh kıyalım, günahtan kurtulalım” oyunu oynanıyor.
-“Ben biliyorum ve görüyorum yakında senin beyin ölecek, sen aslında ona ait değildin…” vb. gibi telkin altına alınıyor.
Bu tür oyunlara karşı Allah uyarıyor :
-“Heva ve hevesine uyma, seni Allah yolundan saptırır” (Sad :26)
-“Nefsine uyma!”
-“Şeytana uyma!”, “pişman olursun” diyor.
Allah Rasûlü :
-“Kim evli kadını aldatırsa, aralarını açmaya çalışırsa, bizden değildir.”
-“Komşusu şerrinden emin olmayan cennetlik değildir, mü’min değildir” diyor. Yuva yıkmak çok kötüdür. Yuva yıkanın yuvası yıkılır. Bu dünya, etme bulma dünyasıdır. Atalarımız : “Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste” demişlerdir. “Yuva yıkanın olur hânesi viran” demişlerdir.
Allah Rasûlü :
-“Başkalarının iffetine namusuna dokunmayın ki, kendi hanımlarınız, kızlarınız namuslu kalsın” (Seçme Hadisler : 143/11) diye uyarmıştır.
Allah’ın birleştiğini insanlar ayırmamalıdır. -Kadının kendine baktıracak ilgi çekecek şekilde giyinip davranmaması gerekir.
Kadınıngiyimini allah, iffetine, ailenin namusuna zarar getirmeyecek şekilde sınırlamıştır. İhânete, zinaya götürecek her şey islâm’da yasaktır. Mesela; iki cins yalnız kalamaz, flört edemez, öpüşemez, dokunamaz, şehvetle bakamaz, karışık oturup kalkamaz. Fıkıhta harama götüren şeyde haramdır.
-Bir problem anında bir taraf mutlaka susmasını bilmeli ve özür dileme yoluna gitmelidir.
-Aile içi şiddet, şiddetle çözülemez. Nisâ : 35. Ayete göre dışardan yardım istenmelidir. Sabır gösterilmelidir. Her zaman inanç devreye sokulmalıdır…
Diyelim ki, evde eşler arasında bir problem var. Her ikisi de : “Bunda benim suçum ne? suçun %? Bende?” demelidir. Suçu hep karşı tarafta görmemelidir. Zira tek taraflı kavga olmaz…
Diyelim ki, bir söz söyledik tepki aldık, bir şey yaptık olumlu karşılanmadı. O zaman kendimizi karşımızdakinin yerine koymalıyız : “Bana böyle dense, yapılsa ne yapardım? denmelidir. Hatayı kabul etmek olgunluk işidir.
Böylece istenmeyen bir çok üzücü olayın önüne geçilebilir.
Bir önemli hususda kadın, ağlayıp sızlayıp gözyaşlarını silah olarak kullanmamalıdır. Kimse zayıf insandan hoşlanmaz.
Probleme sebep kadınsa :
-Öğüt verilir, itaate davet edilir.
-Öğüt yeterli olmazsa, yatağında yalnız bırakılır.
-Buda fayda vermezse gözdağı verilir.
-Allah’ın emrine göre “Kadın itaat ederse aleyhinde yol aranmaz. (Nisâ : 34)
Koca isteğini açık ve net ortaya koymalı “Böyle istiyorum, böyle istemiyorum” demelidir.
Problemin aşılmasında da eşine yardımcı olmalıdır.
Probleme sebep erkekse;
-Araları bulunur, mantıklı olmaya davet edilir.
-Kadın, gönlünü yapmaya çalışır. Çünkü kadın her zaman erkeği yumuşatacak güce sahiptir.
-Geçerli bir sebep olmadan yuvanın yıkılmasına müsaade edilmez. Boşanmanın kötü sonuçları anlatılır.
Bir hatada herşey büyüye bağlanıyor. Büyü varsa bunun da çareleri var… Ama en önemlisi : Eşler başbaşa verecek :
-Bize ne oldu? Biz böyle değildik.
-Biz neden geçinemiyoruz, hata nerede?
-Bu hale sebep ne? denmelidir.
Samimi ve dürüst olurlarsa, görecekler ki, hepsi bir HİÇ. İncir çekirdeğini doldurmayan meseleler.
İstenirse evlilikte uyumun sağlanması zor bir iş değildir.
-Uyumsuzluk anında uygunsuz sözler söylenmeyebilir. İnsan mutlaka cevap vermek zorunda da değildir. -Öfke anında, öfkeli davranılmayabilir. “Öfkeyle kalkan zararla oturur” denmiştir. Sevgili peygamberimiz : “En kuvvetli insan, nefsini yenen, öfkesini yenen kimsedir” demiş cennetle müjdelemiştir.
-Uzlaşma yollarından biri de insanın kendisini eşinin yerine koyması onu dinlemesi ve doğru anlamasıdır. Her insanın hata yapabileceğini düşünmesi ve hoşgörülü davranmasıdır.
-İnsan beklediği şeyi, aradığı güzel huyu, eşinden önce kendinde aramalıdır.
-Tek taraflı kavga olmaz. Sami Efendi Hazretleri şöyle demiş : “İki iyi bozuşmaz. Biri kötü olursa, yine bozuşulmaz. İkiside kötü olursa bozuşulur.”
Kusurlar büyütülürse hiçbir zaman uzlaşma olmaz. Bazıları dediğini der durur.
Uzlaşamaz. Bir ata sözümüz var : “Acıları kuma, mutlulukları taşa yazın” diye. Bir şeyin hep olumsuz yönleri görülmez. İyi yönleri de görünmelidir. Ailelerde pürüz olmaz değil, hepsinde olur. Önemli olan kişilerin diyaloğudur. Birbirine yaklaşımıdır. Yaklaşım müsbet olursa, bu eşleri daha çok birbirine yaklaştırır, evlilik güçlenir. Çünkü; zaman zaman bazı konularda anlaşmaya varılırsa, birikim olmaz, patlamada olmaz, boşanmak da gündeme gelmez.
Boşanma, çiftlerin ne olursa olsun her şeyi denedikten sonra, her çareye baş vurduktan sonra, en son verecekleri karar olmalıdır. En önemlisi de çocuklar varsa, onlara sorulmalıdır. Bakalım onlar ne diyecek? Son bir uyarı da Allah’tan geliyor : “Kullarıma söyle, sözün en güzelini söylesinler.
Sonra şeytan aralarını bozar. Çünkü şeytan, insanın apaçık düşmünıdır” (İsra Sûresi : 53)