Geçerli İman Nasıl Olmalıdır?

İman geleneksel olmamalı, dededen babadan geçme iman olmaz. İnanan, neden, niçin, inandığını bilmesi lazımdır.

 İmanın geçerli olabilmesi için:

1-Hür irade ile inanılması lazım. Baskı tehditle iman olmaz.

(Bakara:256)

2-İman esaslarının tamamı şeksiz şüphesiz, noksansız inanılması gerekir.

3-İman da inkâra, ümitsizliğe yer olmaması gerekiyor. Allah’ın rahmetinden ne tam ümit var olmalı ne de ümit kesilmelidir.

Korku ile ümit arası olunmalıdır. Mesela; ben cennetliğim denmediği gibi, Allah beni affetmez denmemelidir. 

4-Dinin hiçbir emri hafife alınmamalıdır. 

5-İman ameli gerektirir. Kur’an da “imandan sonra amel edenler” diye geçer. Asr suresinde: “imandan sonra Salih amel işleyenler” diye geçer. 

 Birine namaz kılmayan kâfir olur mu? Diye sormuşlar.  O da: 

 -“Olmaz ama kâfirde namaz kılmaz” demiş. Amel olmadan iman korunamaz. Bir de insanın kime benzediği önemlidir. 

 Ebu Süfyan iman ettikten sonra Peygamber (as) onu denemek istedi, eline baltayı verip, fetihte putların kırılması görevini verdi.

 Ebu Süfyan baltayı putlara öyle bir vuruyor ki, kalbinde put sevgisinden bir kırıntının kalmadığını gösteriyordu.  

 Eğer imanın seni bugün namaz kıldırmıyor, Müslüman gibi yaşatmıyorsa, son nefesinde senin nasıl kurtarsın? Sıratta iman durağından nasıl geçersin? Mahşer de ne muamele görürsün? Hiç düşündün mü?

 Önceden iman etmemiş, inancını yaşamamış isen, son anda “iman ettim” demenin sana faydası olmaz. Firavun öyle yaptı ama imanı onu kurtaramadı. 

 İslam’ın, Müslüman olmanın 5 temel şartı vardır. Yerine getirmeyene nasıl Müslüman denir? 

 Müslüman olabilmek için itikad düzgün olacak, dinin emir ve yasakları gözetilecek. 

 Peygamber (as) şöyle buyurur:

 -“Sizden biri, içiyle, dışıyla Müslüman olursa, yaptığı her bir hayır en az on mislinden yedi yüz misline kadar sevabı ile yazılır.” (Buhari, İman:31)

 -“Kul, yalanı, haklı da olsa kavgayı bırakmadıkça tam iman etmiş olmaz.” (Ramuz el-Ehadis:483/6)

 -“İmanın efdalı, nerede olursan ol, Allah’ın seninle olduğunu bilmendir.” (Age:76/9) 

 -“Kişinin nerede olursa olsun Allah’ı unutmaması imanını efdal olmasındandır.” (Age:132/8) 

 -“Sizden biri kendisi için sevdiğini başkası içinde sevmedikçe, gerçek iman etmiş sayılmaz.” (B.H Külliyatı:1/71)

 -“Allah için seven, Allah için nefret eden, Allah için veren, Allah için tutumlu olan, imanını kemale ulaştırmıştır.” (B.H. Külliyatı:1/72)

 Bir gün Hz. Ömer (ra) Peygamber (as) a:

 -“Nefsim hariç seni her şeyden çok seviyorum Ya Rasulallah! Der.

 -“Nefsindende daha çok sevmedikçe, iman etmiş olmazsın” cevabını alır. Tekrar:

 -“Nefsimden de seni çok seviyorum Ya Rasulallah” deyince:

 -“İşte şimdi kâmil mümin oldun” cevabını alır.  

 Bir hadislerinde şöyle buyurur:

 -“Üç haslet vardır, bunlar kimde bulunursa o, imanın tadını tadar:

 1-Allah ve Rasülünü her şeyden fazla sevmek.

 2-Sevdiğini Allah için sevmek.

 3-İmandan sonra küfre dönmeyi, ateşe atılmak gibi tehlikeli görmek.”(Buhari, İman:9) 

 Sahabe imanla değişti. Ne idiler… Ne oldular?

 Bir kaşık yoğurt, bir tencere sütü ne yapıyor? İşte iman da insanı böyle durultur. Olgunlaştırır. İman olmayınca insan değişmez. Olgunlaşmaz, faydalı hale gelmez. 

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir