GAZETE VE DERGİLER NEDEN YAYINLANIR?

Milletin eğitimi, okulu, ailesi ve basını ile bir bütündür. Hatta basın, en güçlü eğitim aracıdır. Basının verdiği haberler, verdiği mesajlar çok önemlidir. Herkesime hitabettiği için, kültür seviyesinin yükselmesi bakımından önemli rol oynar.  

Basının halka karşı sorumluluk duygusu içinde hareket etmesi gerekir. Kendini yaşatan halka eğitim, kültür hizmeti vererek minnet borcunu ödeyecektir. İnsanımızın problemlerine sahip çıkacak, onların çözümünde yardımcı olacaktır.

Basının bu görevlerini yaptığı söylenemez. Dergiler ve gazeteler milletin vicdanının sesi, gönlünün tercümanı olması gerekirken, ters yönde yayın yapıyor, yapacağı yerde yıkıyor. Çoğu zaman dil uzatıyor. Bazı konularda dış güçlere muhbirlik yapılıyor. Zaaflarımızı sergiliyor.

Haberleri, moral bozucu haberler oluyor, olayın iyi ve yapıcı tarafından ele almıyor, verdiği haberi tekrar tekrar veriyor.  

Haberi araştırmadan, kasıtlı veya yalan veriyor. Yargının yerini alıyor, birilerini veya bir kesimi suçluyor, suçlu ilân ediyor. Mağdur ettikleri oluyor, hatta bazılarını intihara bile sürüklüyor.

Cenab-ı Allah: “Ey iman edenler! Eğer bir fâsık size bir haber getirirse, onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.” (Hucurât: 6)

“İnsanlardan öylesi var ki, herhangi bir ilmî delile dayanmadan Allah yolundan saptırmak ve sonra da onunla alay etmek için boş lafı satın alır. İşte onlara rüsvay edici bir azap vardır.” (Lokman: 6) buyurur.

Gazeteler şunu bunu verme yerine dürüst gazetecilik yapmalıdır.

Allah aşkına, bu gazete ve dergiler ne yapıyor ne üretiyor? Ve halka ne veriyor? Bu konuda sizi düşünmeye davet ediyorum. Basının verdiği mesaj çok önemlidir.  

1905 yılında Amerika’da toplanan Yahudi konseyinde basınla ilgili çok önemli kararlar alıyorlar. Bu kararlardan en önemlisi şöyle:

Madde 14: Yakın bir gelecekte basın yoluyla müstehcen sanatı ve aşırı spor iptilasını aşılayacağız. Bu hareket; kafaları, zihinleri bizimle mücadele etmekten alıkoyacaktır. Yahudi olmayanlar kendi zeka ve düşünceleri mahsulü olan karar ve hükümlerden yavaş yavaş uzaklaşacaklardır. Biz dünyanın bütün dizginlerini elimize aldığımız zaman dahi bu müstehcen neşriyat bir müddet daha devam edecektir.

İnanıyorum ki, gazetelerin görevi müstehcenlik değildir. Ne acıdır ki, Türkiye’de ilk güzellik yarışmasını 1924’te Cumhuriyet gazetesi düzenlemiştir. 1932’de Brüksel’de yapılan güzellik yarışmasında güzel olmadığı halde, Cumhuriyet gazetesinin seçtiği güzel, Keriman Halis birinci seçiliyor. Jüri sözcüsünün ifadesi çok gariptir: “Sayın Jüri üyeleri! Bugün Avrupa’nın ve Hıristiyanlığın zaferini kutluyoruz…” Zafer, Müslüman Türk kızının mayo ile teşhiridir. Kanuni’nin torunu soyulmuş birinci seçilmiş, fakat kadehler Avrupa’nın zaferi için kalkmıştır. Bu tür işlere ilk basın alet olmuş ve bugün de görevini maalesef medya düzenliyor.  

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir