GAYRİ MÜSLİMLERDE HAK SAHİBİDİR
Gayr-i müslim de bir insandır. Nasıl başka milletlerde müslümanlar varsa müslümanların arasında da gayr-i müslimler vardır. Onlarda Allah’ın kuludur.
Onlarında mal, can ve yaşama hakları vardır.
Atalarımız gayri müslimlere, gittikleri yerler de yaşayan yabancı kimselere hep eşit davranmışlar ve adaletle muamele etmişlerdir.
Peygamberimiz bir hıristiyanın gasb edilen malını Ebu Cehil’den geri almıştır.
Selçuklularda Osmanlılarda, fethedilen yerlerde halka zulmedilmemiş, malları yağmalanmamıştır. Fatih Sultan Mehmet Rum ustasıyla ayakta yan yana yargılanmış ve haksız çıkmış, tazminat ödemiştir.
Yabancılar “Türk atları çeşmelerimizden su içmedikçe bize adalet yoktur”
“Kardinal külahı görmektense: Türk sarığı görmek isteriz” demişlerdir.
Hıristiyanların kilisesine, yahudilerin lavralarına dokunulmamıştır.
Savaş esirlerine bile zulmedilmemiştir. Peygamber (as): “Esirlere kötü davranmayın, yediğinizden yedirin giydiğinizden giydirin” diye emretmiştir.
İslam tarihinde yabancılarla yapılan hiçbir anlaşma bozulmamıştır.
Gayr-i müslim diye malı, canı, ırzı helaldir, denmemiş, aynı müslümanlarla beraber huzur içinde yaşamışlardır.
Osmanlı imparatorluğunun uzun ömürlü olmasının ve müslümanların sayısının artmasının bir sebebi de budur.
Geçmişte olmadığı gibi şu anda da hangi millette olursa olsun müslümanların mal, can, inanç ve çalışma emniyeti yoktur.
Irkçılık ve din ayrımı, nedeniyle zulüm vahşet devam etmektedir. Müslümanlara insan gözü ile bakılmamaktadır.