FIKIH İLMİNİ BİLMEYENİN HALİ NE OLUR?

Neyi nasıl yapacağını bilemez amelleri boşa gider. Sevapsız işler yapar.

-Bid’at ve hurafelere düşer.

-Kendini günahtan haramdan alıkoyamaz.

-Sık sık şeytanın tuzaklarına düşer

Birgün Esat hoca efendiye sordular:

-Önce fıkıh mı öğrenelim yoksa Kur’an mı öğrenelim? Kur’an mı okuyalım?

-“Tabiki fıkıh öğrenmek önce gelir. Ama iyi şeyleri birbiri ile tokuşturmamak gerekir. İyi bir şeyi yaparken başka bir iyi şeyi terk doğru olmaz” cevabını verdi.

İbadetin bilgisi ibadetten önce gelir. Bilinmeden yapılan ibadet zevk alınmadığı gibi yanlış yapılırsa kabul olmaz.

Fıkıh ilminin bilinme zaruretini peygamber(a.s) efendimiz şöyle ifade eder:

-“Fıkıhsız ibadet olmaz(Ramuz el hadis:482/4)

-“Fıkıh bilmeden ibadet eden, gece karanlıkta inşaat yapıp da gündüz olunca yıkan kimseye benzer”(age :292/3)

Bu durumda ne yapmamız lazım? İtikadı düzgün bir fıkıhcının ilmihal kitabını alıp okumamız, anlayamadığımızı bir bilene sormamız lazım.

Evde okuma saati ayarlanmalı o saatte ev halkı okumalı veya okuyanı dinlemeli

Bayram, kandil, doğum, evlenme gibi özel günlerde eve temel kitaplar alınmalıdır. Soru sormak bilmediğini sorarak öğrenmek her müslümanın boynunun borcudur.

Cenab-ı ALLAH ne emrediyor:

“Bilmiyorsanız, ilim sahiplerine sorun”(Enbiya:7)

Bazı sorular yapılan hatalara işlenen günah ve haramlara kılıf bulmak için soruluyor. Fetva alacak nefsine, menfaatine uygun olanı yapmaya devam edecek.

Soru sorarak eksikliklerini gidermek yanlışlıklarını düzeltmek vazifemiz. Atalarımız: “Sormak ayıp değil, bilmemek ayıptır” demişlerdir. Sormak için telefonlar var internet gibi çeşitli yollar var yüzyüze utanılabilir…

Düzgün sormak, cevabı tersinden almamak, aynı soruyu ona buna sorup fitne çıkartmamak çok önemlidir. İyi niyetli olmak gerekir. Öğrenme niyetiyle soru sormalıdır.

Ne derler :”fare un çuvalının açık ağzını bırakır, altından deler”

Basın yayın organlarında kafa karıştıranlar oluyor, dikkat çekmek için şov yapılıyor. O nların dini yorumlaması bazılarının nefsine hoş geliyor,söylediklerini benimsiyor,ona buna yayıyor vebale ortak oluyor.

Onlara çağdaş fetvacı deniliyor, delilsiz, mesnetsiz atıp tutuyorlar. Nelere mâl olduğunu ne gibi vebal altına girdiklerini bilmiyorlar.

Bunların kaynakları Kur’an, sünnet, mezhep değil kendi yazdıkları kitaplar oluyor.

Atalarımız:”rehberi karga olanın burnu pislikten kurtulmaz” demişlerdir.

Cenab-ı ALLAH uyarıyor:”insanları önderleri ile beraber çağıracağız”(İsra:71)

-“Firavun kıyamet günü kavminin önüne düşecek onları ateşe götürecek.”(Hud:98)

-Peygamber(a.s) efendimiz şöyle lanet ediyor:

-“Birileri dinin temizliğini bozacak şeyler söylerler. ALLAH

(c.c)’ın, meleklerin ve lânet edicilerin lâneti onların üzerine olsun.”(Ramuz el hadis:507/5)

Adam çıkmış teravih namazı yoktur diyor müslümanların şevkini kırıyor. Burada Kur’an okunmaz diyor ölüleri mahrum ediyor bunlara karşı tavrımız bunları dinlememek olmalıdır.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir