FIKIH BİLMENİN ÖNEMİ
Cenab-ı Allah insanı yarattıktan sonra dünya ve ahiret saadeti yaşasın diye peygamberler göndermiş, kitaplar göndermiştir.
Dünya ve ahiret saadetini elde edebilmesi için insana sorumluluklar yüklemiştir. “ Bana ibadet etsinler diye yarattım” buyurarak yaratış sebebini açıklamıştır.
Buna göre her Allah’ın kulunun, yaratıcısına kulluk borcu vardır. O’na ibadet edecektir.
Nasıl ibadet edecek? Bunuda ilk emir, ilk vahiyle bildirilmiştir. “ Yaratan Rabbinin adı ile oku !” ( Alak suresi:1) Her Müslüman dinini okuyacaktır, dinini öğrenecektir.
Peygamber (as): “İlim öğrenmek her erkek ve her kadına farzdır” buyuruyor. (İbnimacc Mukaddime: 17)
Dinimiz, ilimi gündüzün aydınlığına, cehaleti gecenin karanlığına benzetirken, bilen insanı, gözleri gören insana, bilmeyen insanı da gözleri görmeyen köre benzetmiştir. Ayrıca bilerek yapılan ibadetin bilmeden yapılan ibadetten daha üstün olduğunu bildirmiştir. Çünkü bütün yanlışların kaynağı bilmemezliktir.
Günlük hayatımızda ibadetlerin çok önemi vardır. Kulaktan dolma bilgilerle, onun bunun demesi ile olmuyor. Doğrusu söyleniyor; “ falan şöyle dedi” deniliyor. Dini emir ve yasakları yerine getirirken, şuurlu bilerek yerine getirilmelidir. Niçin kimin için ibadet edildiği, ibadetlerin nasıl yerine getirileceği tam olarak bilinmelidir. Bu görevdir, farzdır.
Bilip de yapmamak büyük suçtur. Ne diyor peygamber (as) : “ Ey Allah’ım ilmimi arttır. Allah’ım, faydasız ilimden sana sığınırım “ diye dua etmiştir. (İbnimâce 1/92)
Kim ne derse desin, kim ne fetva verirse versin, her Müslüman dinini kaynağından, itikadı düzgün kişilerden doğru bir şekilde öğrenmek başta gelen görevidir. Çünkü fıkıh bilmek ibadetlerden önce gelir. Fıkıhsız ibadet olmaz. İbadetlerin nasıl yapılacağını, Müslümanın nasıl yaşayacağını fıkhi bilgilerden öğreniriz.
Bilmediğini bilmemek, örenmeye engeldir. Birde biliyorum iddiası da öğrenmeye engeldir. Biliyor da yaşamıyorsa, o büyük vebal altındadır. Bilen inanın hem kendine hem de başkasına faydası olur.