FETVA VERMEK

Herkes dinde aynı derecede yeterli bilgiye sahip değildir. Eksiklikler ve yanlışlıklar, dinde uzman olanlar tarafından giderilir.

Kendisine başvurulanın uzman ve yetkili olması gerekir. Önüne gelen fetva veremez. Fetva vermenin vebali vardı. Sorumluluğu vardır. Aynı zamanda fetva veren sevaba da nail olur.  Peygamber (as): ‘’Kör olanı yoldan şaşıran ve sapıtan lanetlenmiştir’’ diyor. Buna göre bir kimseyi yanlış bilgi ile yönlendirmenin sorumluluğu vardır. Onun için fetva verirken çok dikkatli ve çok hassas olunmalıdır. Şu şöyle, bu böyle deyivermek basit bir olay değildir. İşin fetva tarafı vardır bir de takva tarafı vardır. 

Kur-an’da ve sünnette hakkında açık delil bulunan konularda fetva verilemez. Onun aynen kabullenilmesi gerekir. Peygamber (as): ‘’Kim halka ilmi olmaksızın fetva verirse, yerin ve göğün melekleri ona lanet eder.’’diyor. (Ramuz el-Ehadis:407/10) 

Bir dikkat edilecek hususta fetva verenin eksik bilgi vermemesi ve herhangi bir şeyi gizlememesi gerekir. Bu konuda da peygamber (as) şöyle buyurur: ‘’Kim bir konuda kendisine soru sorulur o da bunu gizlerse, ona kıyamet günü ateşten bir gem vurulur’’ (İ. Canan, Hadis Ans:16/6071)

Fetva istenirken de öğrenme maksadıyla sorulmalıdır. Yoksa yaptığı hataya, girdiği günaha kılıf aramak, haram olanı helal gibi göstermek maksadıyla fetva istenmemelidir.  Eğer bir konuda Allah Peygamber (sa) hüküm verdiyse onun üzerine fetva istenmemelidir. Dinde keyfi hareket olmaz. ‘’Ben biliyorum, bana göre şöyle olmalıdır, ben böyle yaparım’’ denmez. Fetva ile amel edilir. Bu aynı zamanda samimi olunursa, vebalden kurtulma yolu olur. 

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir