FELAKETLERDEN DERS ALINMALIDIR
Bazen yaptığımız hataları bize göstererek bizim düzelmemiz için bize Rabbimiz düzelme fırsatı verir. Geçmişin olaylarını da ders alsınlar diye bize anlatır. Böylece düzelerek Cenab-ı Allah’a yönelme fırsatı doğar.
Zaman zaman felaketlerle karşı karşıya kalarak imtihana tabi tutuluruz. Bir kısmımız dua ve ibadete sarılarak sabrederek imtihanı kazanır. Bir kısmımızda isyan ederek imtihanı kaybeder. O kimseler için felaketler zor atlatılır. Felaketlerden ders çıkaranlar ise felaketi kolay savar.
Felaket anlarında lanet okumak suçu onun bunun üstüne atmak ve isyan etmek çare değildir. Önemli olan, mesajı doğru anlamaktır. Bunda benim payım ne diye düşünmektir. Eğer bizim bir payımız varsa, telafi yolları aranmalıdır.
Felaket anında en önemli iki şey vardır; Biri başta sabırla karşılanacak sonrada felaketten ders almaktır. Felakete sebep olanlardan ve felaketin sebeplerinden uzak durmaktır.
Birde felaketlerin geçici olduğu düşünülürse, felaketler daha rahat atlatılır.
Allah’ın peygamberleri ve sevgili kulları bile nice sıkıntılar görmüş, nelerle karşılaşmışlardır. Yaptıkları şey, Allah’a iltica etmek olmuştur.
Birde atasözümüzde: ‘’ Bir musibet, bin nasihattan hayırlıdır.’’ denmiştir. Bakarsın şerden hayır çıkar. Unutulan kardeşlik, yardım gibi duygular ön plana çıkıverir.
Şunu da unutmayalım: Durumları iyi olan bazı kötü insanların o iyi gibi görünen halleri: bizi aldatmasın. Musa peygambere isyankarın biri gelir: – Hani benim cezam? der.
Cenab-ı Allah şöyle vahy eder:
- Biz ondan ibadet etmenin zevkini almadık mı?
Bundan daha büyük ceza mı olur ?
Peygamberimiz bir hadisinde şöyle buyurur:
- ‘’ Şüphesiz ki insan, işlediği günah sebebiyle rızkından mahrum olur, başına musibet gelir. Kaderi ise dua değiştirir. Ömrü de iyilik arttırır. ‘’ (Tirmizi Kader : 6 )
Burada felaket anında tavrımızın ne olacağı mesajı vardır.
Birde Kur’an’da ve sünnette musibetlerden helak olanlardan söz edilmesi bize de böyle bir olayın olabileceğini hatırlatmaktadır. Sebepler aynı ise sonuç aynı olur. Burada yapılacak şey, tedbir almak olur. Uyanık olmak, uyanık davranmayı sağlar.
Kısaca musibetlerden helak olanlardan alınacak ders şudur:
- Gazaba uğrayanların yaptıklarından ve yaşayışından uzak durmak.
- İlahi ikazlara kulak vermek.
- Azap toptan olduğu için uyarı görevini yapmak.
- Helak olanlardan iman edenleri, salih amel işleyenleri Nuh’un, Lüt’un kavmin de olduğu gibi kurtulduğunu düşünerek karamsar ve ümitsiz olmamak. Hatta iyiliği, kulluğu arttırmak. Kur’an’da : ‘’ Hud’u ve iman edenleri kurtardık.’’
(Hud : 58 )
- ‘’Salih’i ve iman edenleri kurtardık. ‘’ (Hud:66)
- ‘’Şuaybi ve inananları kurtardık.’’ (Hud : 94 )
Musa’ya inananları boğulmaktan, Nuh ve Lut kavminin inananlarını Rabbin helak olmaktan kurtarmıştır. Bu bizi karamsar olmaktan kurtaracaktır.