EZAN CAMİ VE NAMAZDAKİ FAZİLETLER
Ezan, namaz vaktini bildiren bir davettir. Kur’an’da da: “Ezanı duyunca namaza koşun.” emri vardır. (Cuma: 9)
Peygamber (as): “Namaz vakti gelince ezan okuyun.” buyurur. (Buhari, Ezan:17) Müslüman’ın ezanı dinleyip davetine icabet etmesi gerekir. Çünkü peygamberimiz: “Ezanı işittiğiniz zaman müezzinin söylediklerini aynen söyleyin.” buyurmuştur. (Buhari, Ezan:7)
Ezandan sonra ezan duası yapılır. Bir hadiste: “Kim ezanı dinler ve ezan duasını yaparsa, onu kıyamet günü şefaatim helal olur.” buyrulmuştur. (Buhari, Ezan: 8)
İslam inancında caminin yeri ve önemi çok büyüktür. Camiler kutsal mekânlardır. Peygamberimiz: “Yeryüzünde Allah’ın evleri mescitlerdir.” buyurur. (Ramuz el-Ehadis:
121/6)
Bir hadiste de: “Bir kimse Allah rızası için cami yaparsa Allah ona cennette onun için bir bina hazır eder.” buyrulmuştur. (Age: 411/11)
Peygamberimiz cami ve mescit bina edilmesini, edenlere yardım edilmesini istiyor ve: “Mescitleri bina edin, onların toz, topraklarını temizleyin. Kim Allah için mescit bina ederse, Allah’ta ona cennette bir mescit hazırlar.” demiştir. (Age: 9/5)
Bir kutsi hadiste Allah şöyle buyurur:
-“Ben yeryüzü halkını azap etmeyi, murat ettiğimde mescitlerimi tamir, tanzim ve tenvir (aydınlatan) edenleri ve rızam için birbirini sevenleri seher vaktinde istiğfar edenleri görünce onları azap etmekten vazgeçerim” (H.H.Erdem, İlahi Hadisler: 30)
Cami konusunda en önemli şey camiye gitmek ve cami adabına uymaktır. En önemlilerini şöyle sıralayabiliriz:
- Camiye sağ ayakla girilir, sol ayakla çıkılır.
- Camiye girince vakit müsaitse iki rekât mescit namazı kılınır.
- Cami avlusu camiye dâhildir. Avluda uygunsuz iş yapılmaz.
- Başkalarını rahatsız edecek şeylerden uzak durulur.
- Camide konuşulmaz.
- Namaz kılanların önünden geçilmez.
- Başkalarının omzuna basılarak ön saflara geçilmez.
- Hastalıklı olanların camiye gitmesi uygun değildir.
- Camide düzgün oturulmalı, Kur’an okunmalı, zikredilmeli, hutbe ve vaaz dinlenmelidir. Bunun gibi bazı şeylere dikkat edilirse sevaplı gidiş geliş olur.
Kuldan ilk istenecek en hayırlı amel NAMAZ’dır.
Kur’an’da: “Allah’a secde et ve O’na yaklaş.” (Alak: 19)
-“Sana vahyedilen kitabı oku ve namaz kıl. Muhakkak ki namaz, hayâsızlıklardan ve kötülüklerden alıkoyar. Allah’ı anmak elbette ibadetlerin en büyüğüdür. Allah yaptıklarınızı bilir.” (Ankebut: 45)
-“Ey iman edenler! Rükû edin, secdeye kapanın, Rabbinize ibadet edin, hayır işleyin ki kurtuluşa eresiniz.” (Hacc: 77)
-“Namazı kılın, zekâtı verin, peygambere itaat edin ki merhamet göresiniz.” (Nûr: 56) buyrularak namazın insanı Allah’a yaklaştıran ve insanın kurtuluşunu sağlayan en büyük ibadet olduğu bildirilmiştir.
Peygamber (as): “Amellerin en hayırlısı namazdır.” buyurur. (B.Hadis Külliyatı:
1/923) Bir hadiste de: “Kulun Allah’a en yakın olduğu an secde halidir.” buyrulmuştur. (Müslim, Salat: 215)
Allah’ın kullarından ilk isteyeceği amel namazdır. Eğer namaz eksikse nafilelerle tamamlanır. Eğer namaz yoksa diğer amellere bakılmaz. İşte namaz böyle bir ibadettir.
Peygamberimiz şöyle bildirir:
-“Kıyamet günü kulun ilk hesaba çekileceği şey namazdır.” (Tirmizi, Salat: 188)
-“Namazı yoksa o kulun diğer amellerine bakılmaz.” (Hadis Ans.: 14/5067)
-“Namaz Mü’minin nurudur.” (Ramuz el-Ehadis: 202/17)
-“Namaz Mü’minin dininin direğidir.” Namaz olmazsa dinini ayakta tutamaz.
Namazı vaktinde kılmak çok büyük sevaptır. Bu konuda peygamberimiz ashabına sıkı tembihte bulunmuştur:
-“Namazın ilk vaktinde Allah’ın rızası, son vaktinde de affı vardır.” (Tirmizi, Salat:
13)
-“Amellerin Allah’a en sevgili olanı; namazı ilk vaktinde kılmaktır.” (R.Salihın: 394)
Hz. Aliye: “Ey Ali! Üç şeyi geciktirme; vakti geldiğinde namazı, hazır olduğunda cenazeyi, dengi bulduğunda kızı evlendirmeyi.” (Tirmizi, Salat: 13) diye tavsiye etmiştir.
Bir kutsi hadiste Cenab-ı Allah: “Kim namazlarını vaktinde kılarsa onu azap etmeyeceğime ve kendisini cennete koyacağıma vaadim vardır.” (H.H.Erdem İlahi Hadisler: 33) diye vaatte bulunmuştur.
Namazın kazaya kalabilmesi için iki mazeret vardır. Bunu Peygamberimiz şöyle açıklamıştır: “Kim uyuyarak veya unutarak namaz kılmamış olursa, hatırladığında hemen kılsın.” (Ebu Davud, Salat: 11)
Bir ibadetin kabulü için ön hazırlık şarttır. Önce helal gıda şarttır. Sadece üst baş temizliği yetmez. Kalbin de, midenin de, beynin de temiz olması esastır.
Namazı ezanla hatırlamamalıyız. Ezandan önce namaza madden ve manen hazır olmalıyız, ezanı beklemeliyiz. İşte o zaman o namazdan zevk alınır.
Namazı kıldıktan sonra diğer namaza hazırlık ve o namazı beklemek Cenab-ı Allah’ın hoşuna gider. Aynı zamanda iki namaz arasında insanın hata ve günahlardan korunmasına neden olur.
Ebu Hureyra (r.a) şöyle anlatıyor:
-“Peygamber (a.s): “Size Allah’ın onlarla günahlarını mahvedip dereceleri yükselteceği amelleri haber vereyim mi? dedi. “Evet” denilince Allah Resulü: “meşakkatli zamanlarda güzelce abdest almak, uzak yerlerden camiye gitmek ve bir namazdan sonra diğer bir namazı beklemek.” buyurdular.
Bir de ibadetin devamlı olanı makbuldür. Peygamberimiz: “İbadetin az da olsa devamlı olanı makbuldür.” buyurur.
Bir anket yapılmış: “Bu gününüz son gün olsa nasıl geçirirdiniz? Sorusuna % 70 cevap:
“Namaz kılıp, dua ederek” olmuş.
Allah Kur’an’da: “ölünceye kadar ibadet et diye emrediyor. İnsanı Allah’a sürekli olan ameller yaklaştırır.
Allah rızası için kılınan namaz, günahların affına neden olur. Kur’an’da: “Namaz insanı kötülüklerden alıkoyar.” (Ankebut: 45)
-“Gündüzün iki ucunda gecenin ilk saatlerinde namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri (günahları) giderir.” (Hud Suresi: 114)buyrulur. Peygamberimiz de şu müjdeyi vermiştir: -“Beş vakit namaz sebebi ile Allah günahları affeder.” (Ramuz elEhadis: 219/4) -“Büyük günahlardan kaçınıldığı müddetçe beş vakit namaz iki Cuma arasında işlenen günahlara kefarettir.” (Müslim, Taharet:14)
-“Birinin kapısı önünde bir nehir olsa günde beş defa yıkansa bedeninde kir kalır mı? Kalmaz.
Beş vakit namaz da buna benzer. Allah namaz sayesinde günahları siler.” (R. Salihın:2/374) -“Sabah namazını kılan kimse Allah’ın himayesine girer. Dikkat et Ey Adem Oğlu! Allah bizzat himayesinde olan bir konuda seni sorguya çekmesin.” (Müslim, Mesacit: 261) Namazsız yakalanmayasın.
Namaz da birçok hayır vardır. Namaz birçok şeye kefaret olur. Peygamber (a.s): “Namazsız dinde hayır yoktur.” der. (Ebu Davud, Haraç: 26)
Ebu Hureyra (r.a)’a: “kalk namaz kıl, namaz da şifa vardır.” demiştir. (İbn-i Mace, Tıp: 3458) Her hangi bir şey kendisini üzerse Peygamberimiz namaza dururdu. Bir sıkıntı olunca Bilal’a : “Bilal! Kalk ezan oku da namaz kılalım, rahatlayalım.” Dermiş.
Namaz Cenab-ı Allah’a görevini yapmanın mutluluğunu verirken, manevi faydalarının yanında maddi birçok faydalar sağlar.
Kur’an’da namazı terk edenlerin sıkıntılı bir hayatı olacağı haber verilir. (Taha:124)
Namaz en önemli bir ibadettir. Peygamber (a.s) onun için şöyle bir tembih eder: “Paramparça edilsen de, ateşte yansan da namazı terk etme. Bile bile namazı terk eden Allah’ın himayesinden uzak olur.” (İbn-i Mace Fiten:23)
Kur’an’ın ifadesi ile: “Cennettekiler cehennemdekilere; “Sizi buraya sürükleyen nedir?” derler onlar da: “Biz namaz kılanlardan değildik.” derler. (Müddessir:40)
Allah Resulü: “Kâfirle aramızda fark namazdır. Namazı terk eden onlara benzemiştir.” buyurur.(R. Salihın: 397)
Sünnet namazları önemsememek doğru değildir. Bu konuda Peygamber (a.s) şöyle buyurur:
-“Sabah namazının iki rekât sünneti dünya ve dünyadaki her şeyden daha hayırlıdır.”
(Müslim, Salat:96)
Gayrı Mü’ekket olan ikindi namazının sünneti için şöyle buyurmuştur:
-“İkindi namazının sünnetini kılana Allah rahmet etsin. İkindi namazının sünneti dünya ve dünyadakilerden hayırlıdır.” (Tirmizi, Salat:201)
Sünnetlerde ve her konuda peygambere uyulmasını emreden Allah’dır. Sünnetler, farzların eksiklerini tamamlayacak ve kurtuluşumuzu sağlayacaktır.
Namazı cemaatle kılmak, tek başına kılmaktan yirmi yedi derece daha sevap olduğu bildirilmiştir. Peygamberimiz (s.a.v):
-“Cemaatle kılınan namazın sevabı, tek başına kılınan namazdan sevap bakımından yirmi yedi kat daha faziletlidir.” (Buhari, ezan:30) Bir hadislerinde de: “Bir kimse evinde güzelce abdest alırda Allah’ın farzlarından birini eda etmek için camiye giderse attığı adımlardan biri günahlarını siler. Diğeri de onun derecesini yükseltir.” (Müslim, Mesacit:51) buyurmuştur.
Ayrıca şunları söylemiştir:
-“Kim cemaatle namaz kılmak için camiye devam ederse her gelişi için Allah ona cennette ona özel bir mükâfat hazırlar.” (Buhari, Ezan:38)
-“Sabah akşam camiye gidip gelen için her seferinde ona cennette bir ikram hazırlanır.” (Buhari, Ezan:37)
-“Şeytan insanın kurdudur, koyunun kurdu gibi. Nasıl kurt koyunun yalnız ve sahibinden uzak kalmasını kollarsa, şeytanda böyledir. Cemaatten ayrılana daha çok musallat olur. Öyle ise size cemaati ve camileri tavsiye ederim. Sakın cemaatten ayrılmayın ve ihtilafa düşmeyin.”
(Age: 216/16)
Buradan anlıyoruz ki, her hangi bir mazereti olmayan, namazlarını camide kılarsa alacağı sevap boldur ve derecesi yükselir.
Namaz ailecek kılınmalıdır. İnsan yalnız kendisinden değil etrafından da sorumludur. Allah:
“Aile fertlerini ateşten koruyun.” diye emrediyor. (Tahrim:6)
Her ana baba çocuklarından sorumludur. Evlat nasıl sadaka-i cariye oluyor, sevap kazandırıyorsa, şer kaynağı olur. Günah da kazandırır. Peygamber (a.s) şöyle der: -“Çocuklarınıza yedi yaşında namaz kılmalarını öğretin ve emredin. Eğer on yaşına gelince namaz kılmazlarsa dövün.” (Ebu Davud Salat: 26)
Cenab-ı Allah’da: “Ailene namazı emret, kendin de sabırla devam et.” diye emrediyor. (Taha: 132) Bir de şöyle uyarıyor:
-“Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ı anmaktan ve namazdan alıkoymasın. Kim Allah’ı anmaktan ve namazdan geri kalırsa onlar ziyana uğrayanlardır.” (Münafıkun:9)
Bir hadiste müjde var:
-“Gece uyanan kimse dua ederse, duası kabul olur. Gece kalkan eşini de kaldırırsa, benim ona hayır duam vardır. Allah onun hayrını versin.”(Ramuz el-Ehadis: 290/1) Peygamberimiz kızını hep kaldırmıştır. Hz. Ali evlendikten sonra da kapılarını çalmış: “Namaz kılmayacak mısınız?” diye seslenmiştir. (Buharı, Teheccüt:5)
Namazı vesvesesiz kılmak sevaptır. Allah: “Şüphecilerden, kuşkulananlardan olma!” diye emrediyor. (Bakara:147 + Al-i İmran:60) şeytanın vesvese vermesi halinde de kendisine sığınmamızı emrediyor.(A’raf: 200 +Fussılat:36)
Şeytan en çok namaz kılana vesvese verir, namazda şüphe sokar, unutturur, namazın kabul oldu mu, Allah benim namazımı kabul eder mi? Allah’ın namaza ihtiyacı mı var? Senin kalbin temiz, namaz kılmasan da olur gibi telkinlerde bulunur.
Vesveseden kurtulmak için helal lokma, tam ve güzel abdest, namaz da huşu gerekir. Unutma ve yanılma halinde de sehv secdesi yapılır.
Namazı çok dikkatli ve güzel kılmak gerekir. Peygamberimiz (s.a.v): “Namazı Allah görüyormuş gibi kılın.” (Müslim, İman:57) “Beni nasıl namaz kılar gördüyseniz öylece namaz kılınız.” (Buhari, Ezan:18 )buyurur.
Kur’an’da gafletle namaz kılanlar için: “Şu namaz kılanların vay haline ki, onlar namazlarından gafildirler, onlar gösteriş yaparlar.” (Maun:4)
-“Gerçek müminler namazlarını huşu içinde kılarlar.” (Müninun: 1-2)buyrulur. Namaz, insanı her türlü günahtan ve her türlü manasızlıktan uzaklaştıracak şekilde kılınmalıdır.
Namaz ciddiye alınmalıdır. Bir alışkanlık olarak değil, Allah’ın emri olarak, Allah rızası için dosdoğru kılınmalıdır. Namaz kılınırken her şeyin hakkı verilmelidir; yani Allah’ın emrettiği peygamber (a.s)’ın kılıp tarif ettiği gibi kılınmalıdır. Peygamberimiz namazı ciddiye almayan birine: “Namazını yeniden kıl, sen namaz kılmadın” diye üç defa kıldırmıştır ve: “Sizden biri rükû ve secdeleri tam yapmadıkça namazı yeterli olmaz.” (Ebu Davud, Salat:148) buyurmuştur.
Allah Kur’an’da: “Kitaba sımsıkı sarılıp, namazı dosdoğru kılanlar var ya işte biz böyle iyiliğe çağıranların ecrini zayi etmeyiz.” buyurur.(A’raf: 170)
Namaza “Allah rızası için diye niyetlenip Allah’ın huzuruna duran, namazı Allah rızası için kılmalıdır. Çünkü namaz Allah’la randevudur. Kul, kıyamla, rüku ile secde ile Allah’a yaklaşır. Namaz da onunla olur ve O’nunla konuşur, selamlaşır.” Peygamber (a.s):” Kulun Allah’a en yakın olduğu an secde anıdır.” buyurur. (Ramuz el-Ehadis: 79/3) Allah Resulü,
-“Secdeyi ağır yapardı. Yedi kemik üzerine secde etmekle emrolundum.” derdi.(Müslim,
Salat: 226)
-“Secdede tadile riayet edin. Kimse kollarını köpeklerin yayışı gibi yaymasın.” (Buhari,
Ezan:141)
-“İmamdan önce başı rükûdan veya secdeden kaldıran, Allah’ın başını merkep başına çevirmesinden korkmaz mı?” (Riyaz üs-Salihın:1783)
Peygamber (a.s) bir müjde veriyor: “her hangi bir kimse namazı, abdesti, rükû ve secdeyi güzelce eda ederse, geçmiş küçük günahları af olunur.” (R. Salihın:1050)demiştir. Adam namazda sakalı ile oynar, peygamberimiz de bunu görür ve: “Eğer bunun kalbinde huşu olsaydı, organlarında da huşu olurdu ve sakalı ile oynamazdı.” der.
Allah Resulünün son sözü: “Namaza, dikkat edin! Bir de idareniz altında bulunanlar hakkında Allah’tan korkun.” olmuştur. (Ramuz el-Ehadis:562/10) Bu son vasiyete göre namaz hem kendimiz için hem de çoluk-çocuk, aile fertleri için ciddiye alınacaktır.
Ne sebeple olursa olsun namazların sonunda dua ihmal edilmemelidir. Tespih çekilmelidir. Namazlardan sonra dua reddedilmez, tespih çekilmekle de bir sünnet yerine gelmiş olur. Peygamberimizin haber verdiğine göre: “Namazdan sonra semanın kapıları açılır, dualar kabul olunur. Namazı bitiren yedi defa “Allahümme ecirne minennar” demeyen için melekler: “Yazık şuna, cehennemden, korunmaktan aciz kaldı.” derler. (Age:34/7)
-“Kim sabah namazının ardından yüz kere tespih, yüz kere tehlilde bulunursa günahları
denizköpüğü gibi çok olsa da affedilir.” (Hadis Ans:6/27) Hz. Sevban (r.a)şöyle diyor:
-“Allah resulü namazdan çıkınca üç defa “Estağfurullah” dedikten sonra: “Allahümme
entesselam vemin kesselam tebarekte yazel celal-i vel ikram” derdi.” Bir hadislerinde de:
-“Sizden biri namazdan sonra otuz üç defa “Sübhanallah”, otuz üç defa “Elhamdülillah” , otuz üç defa “Allahü ekber” desin. Ardından da “Lailahe illallahü vahdehüla şerikeleh-lehül mülkü velehül hamdü vehüve ala külli şeyin kadir” der, tamamlarsa günahları deniz köpüğü kadar da olsa af ve mağfiret olunur.” buyurmuştur. (Riyaz üs-Salihın:1448)