EŞ OLARAK NASIL BİR KADIN SEÇİLMELİDİR?

            “Yuvayı dişi kuş yapar” derler. Yuvayı dişi kuş yaptığı gibi dişi kuş yıkar.

            Nikâh, evlilik çok ciddi bir iştir. Çok iyi düşünülmesi, çok iyi araştırılması ve çok iyi bir karar verilmesi lâzımdır, yoksa uzun ömürlü yuva kurulamıyor.

            Lokman (AS) oğluna şöyle vasiyet etmiş:

            -“Ey oğul” Kötü kadınlardan uzak olur. Zira o, ihtiyarlık gelmeden seni ihtiyarlatır. Kadınların şerlilerinden korun. Çünkü onlar hiçbir zaman hayra davet etmezler” (İhya : 3/516) Akrep bal verir mi? vermez. İffetsiz kadında huzur vermez.

            Atalarımız : “Kötü kadın insana cehennemden kapı açar” demiş, bizi uyarmıştır.

            Bu konuda peygamberimiz şunları söylemiştir:

-“Dünyanın en hayırlı varlığı saliha kadındır” (Müslim Radâ:59)

            -“İnsanı mes’ut eden üç şey vardır : Dindar kadın, iyi ev ve iyi binek. İnsanı mutsuz eden üç şey vardır : Kötü kadın, kötü ev ve kötü binek” (Müsned : 1/168)

            -Kadın dört şey için nikâh olur : Malı, şerefi, güzelliği ve dini için. Sen dindar olanını alda ellerin bereket içinde olsun.” (İbni mace : 1858)

            -Kadınları yalnız güzellikleri için nikâhlamayın. Olur ki güzellikleri kendilerini ahlâken alçaltır. Onlarla mallarının hatırı içinde evlenmeyin. Belki malları kendilerini azdırır. Onlarla dindarlıkları yüzünden evlenin. (Age : 1859)

            -“Çöplükte biten gülden kaçının” Bu nedemek ya Rasulallah : “Kötü bir aileden doğan güzel görünen kadındır” buyurdular.

            -“Dört şey kime verildiyse, ona dünya ve ahiretin hayrı verilmiştir : 1- Şükreden kalp,

2-Allah’ı anan dil, 3-Belâya sabreden beden. 4-Namusunda ve kocasının malında hâinlik etmeyen kadın.”

            -“Dünyanın hepsi metâdır. Dünyanın en hayırlı varlığı ise saliha kadındır” (İbni Mace : 1/596)

            -Kadınların en hayırlısı, kocası ona baktığı zaman mesrur olur. Ona bir şey söyledğinde emrini yerine getirir. Namusunda ve malında kocasının hoşlanmadığı bir davranışta bulunmaz.” (Tâç : 2/283)

            Peygamberimize sormuşlar :

            -Hangi amelden edinelim? Cevap vermiş :

            -Şükreden kalp, zikreden dile ve size ahiret işlerinizde yardımcı olacak mü’min, saliha bir kadın” (C.Yıldırım, Amellerin fazileti : 149)

            Evlenilecek kadın rastgele, göz zevki ile seçilecek olursa, ahlâkı güzel olmaz, huyu güzel olmaz, düşüncesi inancı güzel olmazsa, pişman olunacak bir karar olur.

            Evliliğin yeri, yolu ve evlenilecek kişi iyi seçilmeli. Çünkü nerede nasıl başladıysa öyle devam edecektir.

            Evlenmek isteyen dindar erkeklerin gözü hep sokaklarda olmamalı, evlerinde oturan tesettürlü bacıların şansını arttırmalıdır. Böyle hayırlı işler için araya girilmeli ve yardımcı olunmalıdır. Kimse sokaklara bakıpta “kiminle evleneyim?” dememelidir.

            Hz. Ömer zamanında bir adam oğlunu Hz. Ömer’e şikayet eder. Hz. Ömer, genci çağırır: “Babanın senin üzerinde hakkı vardır” der, Babasına iyi davranmasını ister. “Senden baban razı olmazsa, Allah’da senden razı olmaz” der. Delikanlı sorar : “Çocuğun hiç mi hakkı yok? Der. Hz. Ömer : “Evet, var” der sayar…

            Bunun üzerine çocuk der ki : “Babam beni terbiye etmedi. Anam bir mecusinin kızı idi, anamı iyi seçmedi. Bana “Kara böcek” adını taktı. Bana dinimi öğretmedi:”

            Hz. Ömer adamı çağırır : “Bir de oğlundan şikayet ediyorsun. İyiki oğlun başını yarmamış” der.             Bir mal alırken, bir hayvan alırken gösterilen hassasiyet, evlenirken gösterilmezse olur mu? olmaz. Atalarımız kızı hamama götürürlermiş; sakatlığı var mı? Ağzı kokuyor mu? Buna bile dikkat ederlermiş. Evlilik ciddi bir iş, olmazsa değiştiririz denilecek bir konu değildir.          

            Bir hususda acele ile “tamam” deyip, sonra da kızı ortada bırakmak, hem insanı hem de dini açıdan uygun değildir. Vebâl vardır, hak vardır.

            Evlilik için kuru aşk pek işe yaramaz. Gencin biri bir kıza kafayı takmış : “Olursa olur olmazsa başkası olmaz” diyormuş. Sonunda kafayı oynatmış, akıl hastanesine düşmüş, uzun bir tedaviden sonra evine dönerken arkadaşını tedavi için getirirlerken görmüş ona :

            -Sana ne oldu? Demiş. Arkadaşı şöyle cevap vermiş:

            -O senin evlenemediğin için kafayı bozduğun kız var ya, ben onunla evlendiğim için kafayı bozdum”

            Seçim iyi olmazsa, nice kafalar bozuluyor, nice yuvalar yıkılıyor, nice nice çocuklar zarar görüyor. Ailelerde huzur diye bir şey olmuyor.

            Bir hanım hastalanınca beyi doktor çağırmış. Doktor hanımı görünce adama :

            -“Hanımınızın halini hiç beğenmiyorum” demiş, adam da:

            -“Ben beş yıldır beğenmiyorum, ama ne yapacaksın doktor oldu bir kere” demiş.

            Evlilik için bir insanın ahlâkı güzel olmalıdır. Ana olamayacak, ev hanımlığına lâyık olmayan veya babalığa yakışmayacak biri ile evlilik hayatı çekilmez ve yürümez.

            Bir yetkilinin ifadesine göre: “Kafelerde, diskolarda uygunsuz yerlerde evli, çoluk çocuk sahibi insanları yakalıyoruz, yuva yıkılmasın diye açıklamıyoruz. Onlar daha önce buralarda yaşadıkları hayatı, alışkanlıkları ve arkadaşlıkları unutamıyorlar.”

            Atalarımız : “Alışmış kudurmuştan beterdir” demiştir. Tabiki önceki hayatı unutamayacaktır.”

Hayat arkadaşı güvenilir olmalıdır. Güvenilir olabilmesi içinde inançlı olmalıdır. Çünkü; inanç koruyucudur, inanç kötülüklerden alıkor. Atalarımız: “Allah’ı olmayanın ahlakı olmaz” demişlerdir. J.J. Ruso : “İnanmadanda bir insanın ahlaklı olabileceğini zannediyordum, ne kadar yanılmışım!” demiştir.

            Yuvayı ahlâk, iyi huy ve inanç ayakta tutar. Onun için bizden öncekiler hep bu ölçüleri esas almışlar, ömür boyu aynı yastığa başkoymuşlar ve onları ancak ölüm ayırmıştır.             Endülüs Emevileri’nin halifesi 3. Hisam evlenecektir. Kız aranır. Birinci şart, “Hafız olmak”tır. İstekliler akşam kapıya fener asacaktır. Akşam 720 fener asılır.

            Bunun üzerine ikinçi şart ilâve edilir. Hadis kitabı muvatta ezbere bilinecektir. Kurtubanın evlenme çağında olan 500 genç kız fener asar…

            Ölçü, fizik, müzik olmamalıdır. Bugün ne yazık ki, ölçüler yanlış. Bugün genç kızlarımız, kişiliği değil,dişiliği, cinselliği ön plânda tutuyor.             Ön plânda tutulan bir husus da yüz güzelliği oluyor. Buda aldatıcı olur. Neden? Çünkü; herşeyin güzel görünenini seçmek insanın yapısında, yaratılışında var da ondan. Çoğu kez dış görünüşe bakarak yaptığımız alışverişlerde aldanıyoruz. Bi alet bile alırken herşeyine dikkat ederiz. Bunda iyi çıkmazsa değiştirme imkânına sahibiz. Fakat hayat arkadaşı çürük, bayat çıkarsa, değiştirme imkânına sahip değiliz.

            Hz. Peygamber (SAV) şöyle buyuruyor : “Kadınları sırf güzellikleri için nikâhlamayınız. Çünkü güzellikleri onları aldatabilir. Onları sadece malları içinde nikâhlamayınız. Çünkü malları onları azdırabilir. Siz dindar olanını nikâhlayınız” (İbni Mace, Nikah :6)             Ölçü, yüz güzelliği ise, bu kalıcı bir güzellik değildir. Beş on yıl sonra kaybolmaya başlar. İşte ninelerimiz bunun canlı örneği. Onlarda bir zamanlar güzeldi. “Hangi güzel yüz solmadı?” “Hangi güzel göz eriyip akmadı?”

            Atalarımız: “Malına güvenme bir kıvılcım yeter. Güzelliğine güvenme bir sivilce yeter” demişlerdir. Kalıcı olan ahlâk güzelliğidir, huy güzelliğidir. Eğer konu sadece yüz güzelliği olacak olursa, o zaman güzelinde güzeli oluyor. Hatta evlilik bile tehlikeye düşüyor.

            Giyim, kuşam, boya, kına ile elde edilen güzellik tercih sebebi olmamalıdır. Saklayacak bir şeyi kalmamış kendini teşhir eden kadın, güzel değildir. Yılan güzel desenlerle, renklerle bezenmiştir. Ama asla sıcaklık kurulamaz, muhabbetle bakılamaz.

            Ölçü sadece beden güzeli ise, bu aldatıcı güzellik kadını aldatabiliyor. Eşini sıkıntıya sokabiliyor. Kıskançlık sebebi olabiliyor ve yuva yıkıyor.

0
Tags :

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir