EMANETLERE SAHİP ÇIKMAK
Cenab-ı Allah’ın bizim üzerimizde emanetleri vardır. Kur’an, Allah’ın bir emanetidir, İslam Dini, Allah’ın bir emanetidir. Peygamberin de bir emaneti vardır. Allah Resulünün sünneti üzerimizde emanettir. Zaten bizimle vedalaşırken şöyle demiştir: “Size iki şey bırakıyorum: Kur’an ve sünnetim. Eğer onlara sarılırsanız, asla yolunuzu şaşırmazsınız.”
Bir de büyüklerimizden devraldığımız emanetler de vardır. Üzerimizdeki bu emanetleri korumak, boynumuzun borcudur. Eğer korumazsak, emanete hıyanet etmiş oluruz. Allah yanında da mesul duruma düşeriz.
Atalarımız, Allah’ın dinini yaşamış, savunmuş ve hep ön planda tutmuştur. Bir örnek vermek istiyorum: Kilise tarafından afaroz edilen Volter, suçunu affettirmek için İslam Peygamberini küçük düşürecek iftiralarla dolu bir piyes yazmış, Papa da “oğlum Volter…” diye başlayan, affettiğini ifade eden bir mektup yazmıştı. Piyes,İngiltere’de oynanacaktı. Biletler satılmıştı. Osmanlı’nın en zayıf döneminde Osmanlı Padişahı Vahdettin, piyesin oynanmaması için haber gönderir. Ve oynatıldığı takdirde bütün İslam ülkelerinde Cihad-ı Ekber ilan edeceğini bildirir. Piyesin oynatılmasından vazgeçilir. Fransa’da oynatma kararı alınır. Ayni gerekçe ile orada da oynatılmasına mani olunur.
1997 yılının Mayıs Ayında İngiltere’de Kur’an’a hakaret eden bir filmin afişleri,
İngiltere deki Müslümanları ayağa kaldırmış, Müslümanların tepkisiyle film oynatılamamıştır.
(22-6-1997 Yeni Şafak Gaz.)
Şimdiki Müslüman’a bakıyoruz, uyuşmuş, uyuşturulmuş. Allah’tan korkmadığı için başka korkular çekiyor. Bir kısmı da yaranma gayreti içinde yaşıyor. Çoğumuz: “Bize ne?” diyoruz. Her toplumun korunması gereken değerleri olduğunu unutuyoruz. “Bizim” deyip sahip çıkmadığımız ve savunmadığımız şey, bizim olmaktan çıkıyor.
Dikkat etmemiz lazım, kaybolan değerlere üzülmeyen, manen zarar görür. Hatta İlahi ikaz ve cezalara maruz kalır.
İşin bir başka yönü de; suskunluk ve tepkisizlik, razı olmak ve rıza göstermek olur, insanı vebal altına sokar. Bir başka ifadeyle önleme gücü varken fitneyi önlememek, fitneye göz yummak, bir de sebep olmak, bizzat o fitneyi işlemek gibidir.
Evet din Allah’ındır, sahibi O’dur, onu koruyacaktır. Bizi de bu hal ile imtihan etmektedir. “Başkaları bir şeyler yaparken sen ne yaptın” diye soracaktır.
Kimse “Ben ne yapabilirim ki” diyemez. Herkesin yapabileceği bir iş mutlaka vardır. Hiçbir şey yapamam diyen, dua da mı yapamaz?
Eski bir Türk atasözü var “Oturak olmayasuz” diye. Evet oturak olmamamız lazım.