ELBİSENİN İCADI
Tarihte hayvanları ilk ehlileştiren, evvela derilerinden sonra da yünlerinden elbise yapanlar Türklerdir. Elbise yapmayı ve giymeyi diğer milletler Türklerden öğrenmişlerdir.
Dokumacılık, dericilik, keçecilik sanatların mucidi Türklerdir. “Hayvanların yünlerini kadınlar bükerek dokurlar, elbiselerini bundan yaparlardı. Bundan başka kilim dokurlardı.” (1) Hatta keçeden çizmeye benzer ayakkabı bile yapmışlardı. “Kaya resimlerinden anlaşıldığına göre Türkler deri veya keçe çizme giyiyorlardı”. (2)
M.S. I. Yüzyılda yaşamış olan Çin müverrihi Pan-ku, Türklerin pantolon giydiklerinden, üzerlerin de uzunca bir kaput aldıklarından, bunun üzerine de kemer taktıklarından bahseder. Çin seyyahı Hüan-Dzang, Tung-Yapgu Kağan (619-630) zamanında Türklerin ipek elbise giydiğinden, insanca yaşadıklarından, misafirperver olduklarından, Çin ve diğer toplumların iddia ettikleri gibi barbar olmadıklarından bahsetmiştir.
Çinliler pantolon giymesini Türklerden öğrenmişlerdir. “Çin’ e pantolonu ilk defa Ortaasya Türkleri sokmuşlardır.” (3) “Çinliler, Türklerden pantolonu iktibas etmişlerdir. Çünkü Çin kıyafeti ile ata binmek çok zordu. Bu suretle pantolon Avrupa dahil zamanımıza kadar dünyanın her köşesine yayılmıştır. Türklerden aynı yıllarda at eyerleme sistemi de iktibas edilmiştir ki, sonradan bu husus Avrupalılar tarafından da Türklerden öğrenilmiştir.” (4)
Dokumacılık ve elbise yapımı Uygur Türk’leri zamanında en mükemmel şekilde devam etmiştir. “Uygurlar zamanında dokumacılık meşhurdu. Çin dahil Asya’nın her yerine Uygur kumaşları ihraç edilirdi.” (5)
“Romalıların iç çamaşırın ne olduğunu bilmediği devirde Türkler yün gömlek giyiyorlardı. Romalılar güzel giyinen ilk insan olarak Türkleri gördüler. Haçlı derebeyleri zarafet, incelik ve terbiyede asil rakiplerine benzemeye çalışıyorlardı.(6)
Türkler bu fıtri sanatlarını Müslüman olduktan sonra da devam ettirdiler. Çünkü
Müslümanların kendisinden aldıkları ilhamla hayatlarını düzenledikleri Kur’an-ı Kerim şöyle diyordu: “Davarları da sizin yararınıza Allah yaratmıştır. Onlarda sizin için ısıtıcı ve koruyucu maddeler ve nice nice menfaatler vardır. Onlardan yersiniz de.” (7)