EDEBİN ÖNEMİ
Ziya Paşa’nın ifadesiyle:
Edeb ehli mazlumdur, zalim olmaz.
Edepsiz ilim öğrenen âlim olmaz.
Ehl-i irfan meclisinde aradım kıldım taleb,
Her hüner makbul imiş illa edep illa edeb.
Edep bir tâc imiş nûr-i Hüdâ’dan
Giy ol tâcı emin ol her belâdan
Edepsiz olgunluk ve incelik gibi vasıflar olmaz. İnsanda faziletler, edep ölçüsünde görülür. Edeptir insanı muhafaza eden, koruyan. Değilse, haya kirliliğinden toplum rahatsız olur. Utanmanın olmadığı, yerde insan bozulur, toplum bozulur. Aileler yıkılır.
Utanması olmayanlar için atalarımız;
- “Ar damarı çatlamış”
- “Kadını er değil, ar zabteder” demişlerdir.
Toplum düzeninde, insanların bir biri ile ilişkilerinde edep şarttır. Yoksa insanlar arasında güven olmaz. Utanması olmayan hep kendi çıkarını gözetir. Ondan her türlü kötülük beklenir. Haya ise hayır getirir, insanda acıma, merhamet duygusunu geliştirir. Başkasına kötü davranmayı kendi aleyhinde kötü davranmak olarak görür.
İmam-ı Gazali şöyle demiştir:
- “Bir kadın edepten daha güzel elbise giymemiştir. Bir erkek de edepten daha güzel bir servet edinmemiştir.”
- Utanma duygusunu Allah canlılar arasında yalnız insana vermiştir. Bu duygudur insanın şerefini, ırzını ve namusunu koruyan.
- Edep sınırını aşan bazı kimseler “sen kalbe bak!” der. Kalbe Allah bakar.
Haya, edep olmayınca, sıkıntılı bir hayat olur. Bela üstüne bela gelir. Hem sıkıntı çeker hem de etrafına sıkıntı verir. Başkalarına kötü örnek olur ve kötülük telkin eder.
Rasûlullah bir gün zekât olarak toplanan koyunların yanına gitmişti. Koyunların yanında, onlara bakmak üzere ücret mukâbili tutulmuş olan bir çoban bulunuyordu. Efendimiz, çobanın orada yarı çıplak vaziyette dolaştığını görünce hemen yanına çağırdı ve:
- “Bizim için kaç gün çalıştın biz de ne kadar alacağın var?” diye sordu.
(Peygamber Efendimizin bu suâli üzerine) işten uzaklaştırılacağını anlayan çoban, büyük bir endişe içerisinde;
- “Niçin yâ Rasûlâllah? Yoksa hayvanların bakımını ve gözetimini güzel yapamıyor muyum?” diye sordu.
- Allah Rasûlu ise, (îmandan bir şûbe olan hayâ hakkındaki hassâsiyetini şu sözleriyle ifâde etti):
- – “Hayır ondan değil! Lâkin ben, aramızda çalışan insanların yalnız kaldıklarında bile, Allah Teâlâ’dan hayâ eden kişiler olmasını arzu ediyorum! Yalnız kaldığında Allah Teâlâ’dan hayâ etmeyen kişinin yaptığı işi istemiyorum!”
- Edebi, hayası olmayanın, topluma faydası olmaz.
- Yunus şöyle ifade eder:
- “Edebim elvermez.
Edepsizlik edene.
En güzel cevap susmak,
Edebi elden gidene.”
Edepsiz olanlar ibretlik insanlardır. Şerlikleriyle başkalarına ders verirler.
Hz. Ali (ra)a sormuşlar.
- Neden bu kadar edeplisin?
- Edepsizlerden edep öğrendim” demiş.
Edepli olmanın büyük faydaları vardır;
- Edepli kimse sözlerinden ve davranışlarından utanıp vicdan azabı çekmez. Yüzü kızarmaz.
- Hayat ölçüsü Kur’an ve sünnettir.
- Faydalı iş yapar.
- Başkalarına saygı gösterdiği için başkalarından saygı görür.
- Allah katında derecesi yüksektir. O Allah’ı sevdiği için Allah’da onu sever.
- Hayatını güzel yaşadığı için akıbeti ve ahireti hayr olur.