DÜĞÜN SALONLARININ DURUMU BİZE UYGUN MU?

            Düğün salonlarının durumu, inancımıza, geleneklerimize uygun olmadığı gibi havası, gürültüsü, görüntüsü ve ikramları ilede sağlığa uygun değildir. Kıyafetlerde uygun olmuyor.

            Düğün salonlarındaki çalınan müzik ve bu müzik eşliğinde oyanan oyunlar, meşru değildir. Eğlence diye, insan fıtratına uymayan çılgınlıklar yapılmaktadır.

            İslâm’da eğlence, kadın kadına, erkek erkeğe olur. Ama bizim salonlarımız ise, turşu köpüğüne benziyor, salata gibi. Ne inancımıza uyuyor, ne de gelenek göreneklerimize uyuyor.

            Eğlence, milli değildir, oyun milli değildir, kıyafet, ne millidir, ne de dinidir. Bize uymayan kıyafet ve oyunlarla cinsler, birbirini tahrik etmektedir.

            Dinin emri olan evliliği gerçekleştirirken, kimse günaha girmemeli ve günah ortamı hazırlanmamalıdır. Zira günah işlenerek Allah’ın emri yerine getirilemez. Günah işlenerek, isyan ederek bir yuva, uzun ömürlü de olmaz. O evlilikten doğan çocuklar da, anasına babasına itaatkâr, salih evlatlar olmaz.

            Bugünkü haliyle düğün salonlarımız, âdeta isyan ve çılgınlık yerleridir. Günah işlenen yerler halindedir.

            Bugünkü düğün salonlarına gidip de eğlenmiş, dinlenmiş, dini ve insani görev ifa etmiş olunmuyor. Kimsede günah kazanmadan düğün salonlarından ayrılmıyor.

            Düğün sahibi, illâda bir salon tutmak, günaha girmek, başkalarınıda günaha girecek ortam hazırlamak zorunda değildir. Ayrıca bu şekilde harçanan paralar da meşru değildir.             Bir kardeşimiz, böyle bir salon tutmak zorunda kalırsa, günaha girmemek ve başkalarınında günahına sebep olmamak şartı ile salon kiralayabilir. Ama günah için ortam hazırlanmamalıdır.

            Çılgın eğlenceler yerine sohbetli düğünler yapılabilir. Davetiyeler, bilgi veren kalıcı, yırtılıp atılmayan  davetiyeler olabilir. Ayet, hadis yazılıyor sonrada çöpe atılıyor. Besmele yazılıyor, yırtılıp atılıyor. Davetiyeyi atmayan yok ki.

            Niye böyle yanlış yapıyorsunuz? denilince : Adet, böyle gelmiş, böyle gidiyor” deniyor.

            -Yanlış da ısrar edilmez.

            -Yanlış devam etmez, etmemelidir.

Peygamber zamanı mekke müşriklerinde de atalarının örf ve âdetleri (kültürleri) ön plandadır.

            Nitekim “Günah işlediğimiz elbiselerle ibâdet edemeyiz” diyerek, Kâbe-i

Muazzama’yı çıplak vaziyette tavaf ediyorlardı. Selim akıl sahibi kimselerin ve haniflerin, “Çıplak vaziyette tavaf etmek doğru değildir” tarzındaki ikazlarına kızmışlar ve “Biz atalarımızdan bu şekilde gördük. Allah emretmeseydi, onlar hiç çıplak bir vaziyette tavaf ederler miydi?” diye onları azarlamışlardır.

            Allah soruyor :

            -Ya onlar sapıklık içerisinde iseler?…

            Mutlu bir yuva kurabilmek için önce güzel bir davetiye bastırılmalıdır.

            Hayra vesile olacak şekilde sohbetler yapılmalıdır. Çılgınca eğlencelerden kaçınılmalıdır.

            Peygamberimiz (SAV) : “Cennetin etrafı nefsin hoşuna gitmeyen şeylerle, cehennemin etrafı ise, nefsin hoşuna giden şeylerle çevrilmiştir” (Müslim Cennet : 1) buyurur.

            Düğünlerde alkok ikram etmek, alkol almak, silah atmak, sokakları birbirine katmak, korne çalarak rahatsızlık vermek gibi taşkınlık ve çılgınlıklar yapmaktan sakınmak gerekir.

DÜĞÜNLERDE ŞARKICI KADIN DİNLENİP SEYREDİLEBİLİR Mİ?

            Fıkıhta bir kural vardır : Günaha götüren şeyde günahtır. İnancımıza göre meşru, ciddi olmayan kadın sesi hoş görülmemiştir.

            Nur Sûrisinin 31. ayetine göre; kadınlarda erkeklerde gözlerini harama bakmaktan sakındıracaklardır.

            Peygamberimizin hadisine göre ilk bakışta günah yoktur, bakışa bakış eklenmeyecektir.

            Örnek olarak verdiğimiz bu ayet ve hadise göre, erkek olsun kadın olsun, karşı cinsi seyredemez. Zira Allah’ın emirleri iki taraf içinde geçerlidir.

            Dinimizde şarkıcı kadını dinlemek, seyretmek, ekranda olsa, sahnede de olsa haramdır. Çünkü; fercin zinası olduğu gibi, elinde, gözünde, kulağında, dilinde zinası olduğu bildirilmiştir. Hatta kötülüğü hatırlatan ve kötülüğe götüren düşünceler bile hoş değildir.

Efendim, böyle denildiği zaman “senin kalbin kötü, bakmayıver, seyretmeyiver” deniyor. Bu, kötülükleri mâsum gösterme, yayılmasına zemin hazırlama gayretlerinden başka bir şey değildir.

            Bakın Ramuz’da bir hadis okudum : “Şarkıcı kadının parası haram, onu dinlemek haram, onun yüzüne bakmak haram. Onun parası, köpek parası gibidir.”(269/6) buyrulmuştur.

            Bizi ne zaman soydular, sahnelere çıkardılarsa, işte o zaman candamarımızdan vurdular…

            Hz. Peygamber, Mekke’nin fethinde şarkı söyleyen kadını hoş karşılamamıştır. Nikâh, nişan, düğün gibi törenlerde dansöz olsun, şarkıcı olsun asla inancımıza ve kültürümüze uygun değildir. Zaten aşktan, şaraptan, şehvetten bahseden şarkı, islâm fıkhında haramdır.             Eğer kadın şarkıcı, sadece kapalı yerde kadınlara olursa, uygun şeyler okuyabilir. Yalnız, söylenen şeyler, ahlak bozucu, kötü yönde etki yapan sözler olmamalıdır. Ayrıca, nefsi tahrik etmemeli, günah ve haram olan bir şeyi övmemeli, hatta günahı haramı hatıra getirmemelidir. Bu şartla kadın kadına eğlenilebilir.

            Hz. Ali (ra) bir hadis nakleder :

            “Ümmetim işleyince başlarına belânın çökeceği bildirilen on şeyden biri, şarkıcı kadınların ve çalgı aletlerinin türemesidir.” (Prof. Dr. H. Döndüren, Aile İlmihali : 190)

            Ayrıca çalgıcı kadına verilen para ve onun alması haramdır. (Age:192)             İnsanlara masal anlatıp, eğlendirip inanmaktan ibadetten alıkoymaya çalışan Nadi b. Hâris için Lokman Sûresinin 6. ayeti inmiştir. Boş şeylerle vakit geçirmek kınanmıştır.

            Necm Sûresinde : “Kıyamet yaklaştı. Siz gülüyorsunuz da ağlamıyorsunuz! Siz gaflet içinde oyalanıyorsunuz” denilerek günaha dalanlar kınanmıştır. (Bak Necim 57-61)

            Allah Rasûlünün bir hadisi var : “Allah’a yemin olsun ki, aşırılık ve oyun eğlence üzerine geceleyenler, sabah domuz ve maymun sûretinde kalkar. Buna sebep haramı helâl saymaları, çalgıcı kadınlar edinmeleri, içki içmeleridir…” (Ramuz el-Ehadis:459/2) diyor.

            İslâm’da meşru olmayan zevklere müsade yoktur.

            Kur’an’da : “Kim iyi bir işe aracılık ederse, onunda o işten bir nasibi olur. Kim kötü bir işe aracılık ederse, onun da ondan bir payı olur. Allah herşeyin karşılığını vericidir.” (Nisâ Sûresi:85) buyrularak olumsuz çığır açmak konusunda müslümanlar uyarılmıştır.

            Düğün hediyesi olarak yeni evlilere faydalı olacak ve aile yuvasını devam ettirmekte istifade edecekleri kitaplar verilebilir.

Düğün sahibi de şeker, çiçek yerine aynı fiyata mâl olacak olan broşürler dağıtabilir.

            Unutmayalım, günaha giden yollar çoktur. Günah işlenerek kurulan yuvadan hayır gelmez. Hayırla başlayan hayırla devam eder, şerle başlayan da şerle devam eder.

            Sonuç olarak; yozlaşmış düğünler yerine, milli oyunlarımızın oynandığı, gümbür gümbür mehterimizin çalındığı düğünler gündeme gelmelidir.

            Tebliğ görevinin yapıldığı düğünlerin sayısı arttırılmalıdır.

0
Tags :

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir