Dua Neden Kabul Olmaz?
İnsan çoğu zaman ne isteyeceğini, ne zaman isteyeceğini bilmiyor. Çocukken ― Hayatın refahını, ömrün mesudunu ve uzununu‖ isterdim. 40 yaşını geçtikten sonra :‖Dünyanın sıkıntılarından, ihtiyarlık hastalığından, ölümün acılarından, kabir azabından, cehennem azabından sana sığınırım ―Ya Rabbi!‖ diye dua etmeye başladım.
Hz.Ali (r.a) şöyle demiştir:
- ―Allah‘ın, darlık ve sıkıntı zamanında imdadına yetişmesini isteyen kimse, bolluk zamanında çok dua etsin‖(Taç 5/110)
- Dua, devamlı yapılmalı; sıkışınca, bela anında bencillik olur. Sıkıntı ve felaketten önce bela ateşini söndürmek, belayı def etmek için yeterlidir
- Dualarımızın kabulü için dualı bir hayat yaşamalıyız, başkalarının dualarını almalıyız. Bize iyilik yapanlara dua ile karşılık vermeliyiz.
- Cenab-ı Allah, ara sıra, ihtiyaç duyunca yapılan dualara değil, sürekli yapılan dualara iltifat eder. Ölümü ensesinde hissedince, imanı bile kabul etmezken, sadece sıkıntı halinde ki duayı nasıl kabul edecektir.?
Kur’an‘da :
- ―İnsan, bir nimet verdiğimiz zaman bizi hatırlamaz. Fakat ona bir şer dokununca, yalvarıp durur.‖ (Fussılat : 51)
- ―İnsana bir zarar geldiği zaman, o zararın giderilmesi için dua eder, ondan sıkıntıyı kaldırılınca sanki ona bir şey olmamış gibi geçip gider‖ (Yunus : 12) buyrularak bu konuda insan uyarılmıştır.
İunu bilin ki Allah kalbi gâfil ve boş, anlamsız aynı zamanda kötü işlerle meşgul olan
kimsenin duasını kabul etmez.
Sad bin Ebi Vakkas hazretleri dedi ki:
- Ya Resûlallah, duâ buyur da, Allahü teâlâ, benim her duâmı kabûl etsin!
Cevabında buyurdu ki:
- Duânızın kabûl olması için helâl lokma yiyiniz! Çok kimse vardır ki, yedikleri ve giydikleri haramdır. Sonra ellerini kaldırıp dua ederler. Böyle dua nasıl kabûl olunur?
Kuraklığın hüküm sürdüğü bir mevsimde,
Allah‘a yalvaran Musa Aleyhisselâm:
―Ya İlâhi, mahlukatın susuzluktan kırılmakta, kullarının günlerdir yaptıkları dualarına bir icabet vaki olmamaktadır. Bunun hikmeti nedir?‖
Allah Teâlâ şöyle cevap verir:
―Ya Musa! Bana dua edenlerin içinde bir gammaz vardır. Bu gammaz bunların içinde bulunduğu müddetçe onların dualarını kabul etmem.‖
Hazret-i Musa Aleyhisselâm heyecanla sorar:
―Ya Rabbi! O gammaz kimse haber ver de, derhal içimizden kovalım!‖
Hazret-i Musa, bu dileğine şu cevabı alır:
―Ya Musa, o gammazın kim olduğunu söylersem ben de gammazlık etmiş olmaz mıyım? Ben azimüşsan gammazlık ve gammazlığı asla sevmediğim halde onu nasıl yaparım?‖
Hazret-i Musa mahcubiyetle başını aşağı eğerek susar:
Aradan geçen kısa bir müddet sonra yine vahy-i ilâhi gelir:
―Ya Musa o gammaz öldü. Falan yerde cenazesi kalkacak, git onun cenazesini kaldır!‖ Günlerdir yaptıkları duaların reddine sebep olan gammazın kim olduğunu merak eden Hazret-i Musa Aleyhisselâm koşa koşa gider, bir de bakar ki, ortalıkta birkaç tane cenaze hazır beklemekte, bunların içinde gammazın kim olduğu yine bilinmemektedir.
Tekrar yalvaran Hazret-i Musa:
―Ya Rabbi, bu kadar cenazenin içinde o gammazın kim olduğunu yine bilemedim!‖ Bu defa yine şu ibretli cevabı alır:
―Ya Musa! Benim bir sıfatım da ‗Settar‘dır. Ayıpları örtücüdür. O gammaz kulumun ayıbını senin yanında örtmek için bu cenazelerin içinde kendisini sakladım. Boşuna araştırma, bulamazsın!‖