DİNLERDE ÇOK EVLİLİK
İslâm’dan önceki dinleri incelediğimiz zaman görürüz ki, hiçbirinde birden fazla evliliği yasaklayan veya sınırlayan bir emir yoktur. Bunun için Hz. İbrahim, Hz. Süleyman, Yakup Peygamber, Davut Peygamber ve Musa Peygamber birden fazla evlilik yapmışlardır.
Hz. İbrahim’in eşi Sâra, çocuğu olmayınca kocasını cariyesi Hacer’le kendisinin everdiğini Kur’an-ı Kerim haber vermektedir.
Musa Peygambere gönderilmiş olan Tevrat’ı incelediğimiz zaman çok evliliği yasaklayan bir hükme rastlamıyoruz.
Musa Peygamberin doğumundan önce bir kâhin, Firavuna İsrailoğulları içinde doğacak bir çocuğun mülkünü elinden alıp, saltanatını son vereceğini haber vermesi üzerine Firavun, kimin olursa olsun doğan erkek çocuklarının yaşamasına izin vermemiştir.
Kur’an’da bildirildiğine göre:
“Erkek çocuklarını kesiyor, öldürüyordu.” (Kasa Sûresi: 4) “Kadınları sağ bırakıp erkekleri boğazlıyordu.”(Bakara Sûresi: 49)
Bu durum karşısında erkekler azalmış, kadınlar ise çoğalmıştı. Erkeklerle kadınlar arasında denge bozulunca sayıları çok olan kadınlar evlenme çareleri aramış ve evli olan erkeklerle kendi arzularıyla evlenme yoluna gitmişlerdir. Daha evvel az da olsa görülen çok evlilik böylece yaygın hale gelmiştir.
Bugün elimizde mevcut olan Tevrat’ta konumuzla ilgili olarak: “Eğer kendine başka bir kadın alırsan, evvelkinin nafakasını, esvabını ve karılık hakkını eksiltmeyecektir. (Tevrat, Çıkış: 21/10) denilmektedir. Çok evliliği yasaklayan bir hüküm İncillerde de yoktur. Peygamberler arasında yalnız İsa Peygamber evlenmemiştir. Daha sonraki rahipler ve rahibeler de bunun için resmen evlenmemişlerdir. Ama yapmadıkları rezalet de kalmamıştır.
12. ve 13. Yüzyıllarda Salzburg’da tek kadınla yaşayan papazlara evliya gözü ile bakılmıştır. Uzun zaman Batı ülkelerinde çocuğu olmayan kadınları boşamaya kalkan erkeklere papazlar, başka çare bulamayıp, karılarını boşayıp sokağa atmamaları için odalık almalarını tavsiye etmişlerdir.
Afrika ülkelerinden Hıristiyanlığı yaymak için giden papazlar, burada çok kadınla evli olan erkeklere rastladıkları zaman, dinlerinde böyle bir durumu reddeden emir olmadığı için Afrikalıların hıristiyan olmaları karşısında eşlerinin birden fazlasını boşamaları şartını ileri sürmediler.
Martın Lüter, Hessen Kontunun iki karı almasını bizzat izin vermiştir. Ortaçağda çok kadınla evlenme âdeti vardı. Bunların nikâhını da papazlar kilisede kıyıyorlardı. Hatta her bir evlilik için ayrı ayrı harç alıyorlardı.
Batı’nın son zamanlardaki sosyal durumunu inceleyen yazarlardan J.E Clar Me. Farlane, Batnın bu konudaki tutumunu eleştirmiş ve şöyle demiştir:
“Birtek kadınla evlenmenin İsa Peygamber tarafından müdafa edildiği doğru değildir. Meselâ; içtimaî , ahlâkî ve dinî bakımdan nazarı itibara alındığı takdirde, çok evliliğin medeniyetin en yüksek standartlarına aykırı olmadığını ispat edilebilir. Bu dava garpta kimsesiz ve betbaht kadınları meselesinin halli için bide devadır. Aksini iddia, fuhşun, medres hayatının ve evde kalmış kızların dâvasının devam etmesi ve çoğalmasıdemektir”
(İlimden Felsefeden Dine, sayfa:78) İslâm Dinine gelince :İslâm Dinindeki uygulama kişilere ve devirlere göre hiçbir zaman farklılık göstermemiştir. İslâmdan önce sayısı belli olmayan sınırsız evlilik sınırlandırılmış, o günkü şartlar içinde bazı hallerde dörte kadar şartlı olarak müsade edilmiştir. Buda çok ağır şartlara bağlanmıştır. Müsade ile beraber şartların tam olarak yerine getirilemeyeceğini belirterek tek kadınla evlenilmesi tavsiye edilmiştir.