DİNDAR NESİL YETİŞTİRMELİYİZ

Küçük yaştan itibaren çocuğa dini öğretilmelidir. Din, bir kaşık yoğurdun bir tencere süte yaptığını yapar, onu durultur, olgunlaştırır.

Yakın zamana kadar çocuğun tam dinini öğreneceği yaşlarda dinini öğrenmesini, yemek duasını yapması, camiye gitmesini uzun etek giymesini başını örtmesini ve bismillah demesini yasakladılar. Ne oldu? biz dinimizi öğrenemedik misyonerlerin, ateistlerin, satanistlerin ekmeğine yağ sürdük.

Otogarlarda dua kitabı, Yasin kitabı satılırdı. Dini kitap basmak, okumak yasaktı.

Ahmet Hamdi Ahseki, Diyanet İşleri Başkan yardımcısı iken peygamberimizin hayatını anlatan kitap, matbuat umum müdürü Nedim Tör tarafından “Dindar neslin yetişmesine tahammülümüz yok “ denilerek basılmamıştır. Dindar nesil yetiştirmek isteyenler ya idam edildi ya da hapis edildi.

Kıbrıs’ta Rauf Denktaş zamanında Kıbrıs’ta Kur’an kursu açma teklifi reddedildi. İmam hatip açma reddedildi. İlahiyat açma reddedildi. Sonuçta gençler insanlığı unuttu kötü alışkanlıklar yayıldı. Gençler haç taktı, Ateizm, satanizm yayıldı. Rauf beyin oğlu aynen şöyle dedi: ”Babam kaktüs yetiştirdi.”

Kıbrıs’ta insanın ölüsü ile dirisi ile ilgilenecek din adamı kalmayınca cumhurbaşkanlığı yapan Mehmet Ali Talat, yetişin! Cenaze namazı kıldıracak kimse kalmadı çağrısında bulundu(20-06-2012 basın)

Problemlerin panzehiri olan imanlı, dindar, nesle ailelerinde, milletinde ihtiyacı var.

Para kazanayım, çocuklarıma miras bırakayım diye çırpınırken evladını unutan, evladını kaybeden ana babanın yakarış ve çırpınışlarını mesleğim gereği çok gördüm.

Öğrencilerden biri haç takmış. Konuştuk olmadı. Babasını çağırdım

-“Oğlum haç takıyor”  dedim bu söz, başına taş düşmüş gibi oldu. 

Oğluna:

-“Çıkar onu!” dedi. Çocuk “çıkarmayacağım” cevabını verdi.

Çocuğu sınıfa gönderdik adama:

-“Dünyayı kazanırken evladını unutmuşsun” dedim. Adam yerinden kalkmadı, bana:

-“Hocam kalkmak istiyorum kalkamıyorum” dedi.

Pişmanlığın fayda vermediği zaman gelmeden analık babalık görevi yapılırsa, sadaka-i cariye olacak hayırlı evlatlar yetişir. Ana baba çocuğa sahiplenmezse, ona yaklaşan sahip çıkanlar çok olur.

Bazı aileler dini yok sayıyor. Evladının dindar olmasından korkuyor. Okulda din ile ilgili tercihi olmuyor. Yazın camiye değil saz, kursuna, dans kursuna gönderiyor. Halbuki ailelere sosyal hayatta din lazımdır ve lüzumludur.

Rus Devlet Başkanı Gorbacov’un hanımı bir kitap yazıyor. Bir yerinde “dinin hayatta yeri varmış. Kur’an’ı okuyunca anladım. Stalin’in nutkunu ezberlemek zorunda kaldığım için geç kaldım” demiştir.(20-08-1992 basım)

Dinin insan ve toplum hayatında yeri ve önemi büyüktür. Din, insanı korur, güç kaynağıdır, insanı faydalı hale getirir. Süte su kattırmaz. Çöldeki çobana yalan söyletmez, yanlış yaptırmaz, kul hakkı yedirmez, insanı farklı kılar, sorumlu kılar ve insanı kötülük yapmaktan alıkoyar.

Bir genç şöyle soruyordu:

Daha önce bir iş yerinde çalışıyordum. Her gün bir miktar para aşırırdım. Oradan ayrıldım şimdi namaza başladım, o aldığım paraları nasıl iade eder, nasıl helalleşirim?

Osman gazinin oğlu Orhan Gaziye son ikazı şöyle olmuştur:

“Oğul! Sana vasiyetim şudur ki: Allah buyruğundan başka iş işleme! …

Bilmediğini ehline sorup öğren!

İyice bilmediğin bir şeyi yapmaya kalkışma!

Askerlerine ikramı eksik etme! Bil ki insan ihsanın (iyiliğin) kuludur.

Oğul! Din işlerini her şeyden öne al! Çünkü bir farzın yerine getirilmesini sağlamak, din ve devletin güçlenmesine sebep olur. Bunun için alimlere hürmette ve onların hakkına riayette kusur etme ki, din işleri düzgün yürüsün!

Nerede bir illim ehli duyarsan rağbet et. Dini gayretli olmayanları, sefih hayat yaşayanları, tecrübe edilmeyen kişileri sakın devlet işine yaklaştırma! Zira yaratanından korkmayan, yaratılanlara merhamet etmez!” 

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir