DİLİN AFETLERİ

            – Müslüman, diline sahip olacaktır. Sahip olunmazsa dil, kılıç gibidir. Fitneye sebep olur. İnsana leş yedirir. En kötüsü de amellerinin, ibadetlerinin sevabını alıp götürür.

            Dil yarası ağır bir yaradır. Diğer yaralar iyileşse de dil yarası zor iyileşir. Atalarımız: “Eline, beline, diline sahip ol!” demişlerdir.

            İnsana ne gelirse dili yüzünden gelir. Dili ile insan vezir de olur, rezil de olur. Onun için insan susacağı ve konuşacağı yeri çok iyi seçmelidir. Şöyle denmiştir: “Bazı yerde söz gümüş ise, susmak altın oluverir.”

            Diline sahip olmayan cennete zor girer. Dil kendini ilgilendirmeyeni terk etmedikçe cennete giremez.             Peygamberimiz(SAV) ne demiş: “Ya hayır söyle ha da sus.” Bir hadislerinde de:

“Dilini ve cinsel organını koruyan, kendini korumuş olur.” buyurmuştur. Onun için cennete kefil olacağına söz vermiştir.

            Müslüman, konuştuğu zaman güzel konuşacak, tatlı konuşacak ve faydalı söz

söyleyecektir. Cenab-ı Allah peygamberimize: “Kullarıma söyle sözün en güzelini

söylesinler. Sonra şeytan aralarını bozar.” buyurmuştur. (İsra: 53)             * İsra Sûresinin 36. ayetinde de: “Hakkında bilgi sahibi olmadığın şeyin ardına düşme.

Çünkü kulak, göz ve gönül, bunların hepsi ondan sorumludur.” Buyurarak her organın yaptığı işten sorulacağını haber verilmiştir.

            * Kâf Sûresinin 18. ayetinde: “İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen, yazmaya hazır bir melek bulunmasın.” buyrularak insanın söylediği her sözden hesaba çekileceği bildirilmiştir.

  • Dilin afetlerinden bazıları şunlardır:
  • Boş ve manasız söz,
  • Kötü ve çirkin söz,
  • Yalan, iftira, gıybet, küfür içeren söz
  • Alay, hakaret içeren söz,
  • Çok konuşmak,
  • Yemin etmektir.

            Bunlar insanın iç dünyasında çöküntüye ve kirliliğe sebep olur. İnsanı münafık yapar ve başını derde sokar.

  • Olgun müslüman asla yalan söylemez yalan ifadede bulunmaz. Yemin etmez. Verdiği sözden asla caymaz. İslâm kimliği bu tür şeylere manidir.  

            Müslüman, kardeşinin aleyhinde konuşup, gıybet ederek ölü eti yemez. Gıybet, iftira gibi kötü huylar insanın sevaplı işlerini mahveder.

  • Dilin işlediği bütün günahlardan hak doğar. Mutlaka helâlleşilmelidir. Dünyada helâlleşilmezse, ahirette helâlleşilecektir. Hak sahibi, karşı tarafın sevaplarını alacaktır. Sevapları yoksa, hak sahibinin günahları ona verilecektir.             Gıybet edene, iftira edene müslümanın tavrı şöyle olmalıdır: Önce susturmalıdır. Susturamazsa, dinlememelidir. Yapılan işin günahı hatırlatılmalıdır. Bunlar fayda vermezse, o kişi ve o toplantı terk edilmelidir.             – Müslüman, kimsenin ayıbını araştırmamalıdır. Kur’an-da: “Zandan kaçının. Kusur araştırmayın, arkadan çekiştirmeyin. Kimseyi alaya almayın. Bunlar ölü eti yemektir.”deniliyor. (Hücurat: 11-12)

            Peygamberimiz: “Bir mü’min kardeşini bir günahından dolayı ayıplayan, kendisi o günahı işlemeden ölmez.” diyor.

  • Müslümanın bir özelliği de yapmadığını söylememesidir. Yapmadığını söylemek dilin işlediği günahlardan biridir.  
  • Kur’an-da: “İnsanlara iyiliği emredip kendinizi unutuyor musunuz?” (Bakara: 44)
  • “Ey iman edenler! Yapmayacağınız şeyleri niçin söylüyorsunuz?” buyurarak Cenabı Allah yapmadığını söylemenin günah olduğunu ve etkisinin olmayacağını bildiriyor.  

            – Müslüman, aleyhine de olsa yalan söylemeyecek, yalan yere yemin etmeyecek ve yalan şahitliği yapmayacaktır. Dosdoğru olacaktır. Yalan söylemek ve yalan ifadede bulunmak, haksıza, zalime yardım etmek olur.

            * Bir hadislerinde peygamberimiz: “Sakın ha alış-verişte yemin etmeyin. Yemin malı sattırır, ama bereketi götürür. Gerçeği gizleyip yalan söyleyerek yapılan alışverişin bereketini Allah yok eder.” buyurur. Kur’an-da da şöyle buyruluyor: “Allah’ın ahdini ve yeminlerini az bir değere değişenlerin ahirette bir payları yoktur. Allah onlara kıyamet günü hitap etmeyecek, onların yüzlerine bakmayacak, onları temize çıkarmayacaktır. Elem verici azab onlar içindir.” (Al-i İmran: 77)

0
Tags :

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir