DEVLET ADAMI ÖRNEK BİR İNSAN OLMALIDIR

a)Halkı Düzelten Olmak:

Milletin huzur içinde yaşaması, milli ideallerin gerçekleşmesi için devlet kademelerinde sevilen, sayılan, kendini kabul ettirmiş örnek kişilere, seçkin kadrolara ihtiyaç vardır. İnsanları yönetenlerin başarılı olabilmeleri için, yönettiği insanlardan kopmamış; onlar gibi duyan, düşünen ve onlar gibi yaşayan kimseler olmaları gerekir. Başarılı olmak isteyen devlet adamı disiplinli, düzenli, halktan biri gibi sade hayat yaşamalı; örf adetlerle, milli ahlaka ve dini inançlarla bağdaşmayacak işler yapmamalıdır. Ayrıca ikiyüzlülük yaparak hiçbir şeyi istismar etmemelidir. Dürüst davranmalı, her yönden örnek olmalıdır. Halk onda güzellikler bulmalı ve çokları ona bakıp düzelmelidir.

İmam-ı Gazali bu konuda: “Başbakan vakarlı olup, hafif meşrep olmamalıdır. Hafif meşreplik başbakanı halkın gözünden düşürür, devlet işlerine de helal getirir. Devlet başkanı vakarıyla birlikte düzenli bir hayat yaşarsa, bütün halk ona bakarak düzenli bir hayat yaşar” diyerek devlet adamının millet üzerindeki etkisini dile getirmiştir. (1)

İyi örneğin önemi büyüktür. Eğer devlet adamı iyi örnek olursa halk ona güvenir ve düzelir.

Eğer kötü örnek olursa halkın güveni, desteği kalmaz, insanlar bozulur, kötülükler yayılır.

Çünkü iyi veya kötülüğün meşrulaşması örneğe bağlıdır. Zira insanların çoğu özenti içindedir.

Taklit etmek, örnek aramak insanların yaratılışlarında vardır. En güzel örnek de baştakilerdir. Bunun için devlet adamının yalnız kendisi değil, bütün yakınları da örnek alınabilecek kişilerdir. Bu yüzden onların da yediğine içtiğine, giydiğine, söylediği söze ve davranışlara dikkat etmesi gerekir. Kötü çığır açacak davranışlardan kaçınılmalıdır. Çünkü onlar Mehmet ağanın yakınları, Ahmet beyin akrabaları değildir.

Önemle belirtmek gerekir ki, hiçbir iyilik veya kötülük, yeryüzünde kendiliğinden başlamamıştır. Mutlaka her iyiliğin olduğu gibi her kötülüğün de bir başlangıcı, başlatanı ve yayılmasına sebep olanı vardır. Hele bu iki kişi veya sebep olan kişi önemli bir mevki sahibi ise o zaman durum daha başkadır.

Bunun için İslam peygamberi: “Bid’at ve kötülüklere sürükleyerek doğru yoldan sapıtan önderlerden ümmetim hesabına endişeleniyorum.” (2) buyurarak endişesini ifade ederken bir başka hadislerinde de: “Bir millet sapmış ve saptırıcı dahi olsa, liderleri dürüst ve yol gösterici oldukları müddetçe katiyen helak olmaz. Millet sapık ve kötü olsa bile, liderleri dürüst ve yol gösterici oldukları sürece asla helak olmaz.” diyerek müjde vermiştir. (3)

Atalarımız: “Rehberi karga olanın burnu pislikten kurtulmaz.” diyerek rehberin, yol göstericinin önemini güzel bir şekilde ifade etmişlerdir. Milletin başına geçen kimsenin en büyük özelliği, milletine iyi örnek olmaktır. Devleti, milleti yönetenler yapıcı olacaktır, düzeltici olacaktır. İyiyi yaşarken yapılmasını, yayılmasını sağlayacak, hayatında kötülüğe asla yer vermeyecektir. Halktan yapmalarını istediği bir şeyi evvela kendi yapmalıdır. Kendisinin yapmadığı bir şeyi halktan istememelidir. Aksi halde başarılı olmaz. Diyelim ki, kendisi krallar gibi yaşayacak, halktan tasarruf isteyecek, halktan vergi isteyecek kendisi har bulup harman savuracak, bu olmaz.

Bütün insanlığa Cenabı Allah’ın örnek olarak gösterdiği Sevgili peygamberimiz, örnek yaşayışıyla cahiliye devri gibi karanlık ve utanç verici bir devri kapatmış, puta tapan insanların arasından ashap gibi güzide bir topluluk çıkarmıştır. Bu O’nun tamamen liderliği ve örnek yaşayışı ile izah edilebilir. Zira insanlığın yüce önder, kişilik olarak kendini taşlayanların hidayeti için dua etmiş: “Rabbim onları affet. Zira onlar bilmiyorlar.” Demiş, evinden sürüp çıkaranları affetmiştir. Hayatının her safhasında kendisine inananlardan biri olarak yaşamış, her konuda onlara model olmuştur. Kimse O’na yalancı diyememiş, aksine “Emin” lakabını takmış, saklanacak, korunacak mallarını ona teslim etmişlerdir. Kısacası tam anlamıyla insanların güvenini kazanmıştır. Müslüman olsun olmasın herkes O’nu takdir etmiştir. İdam sehpasından kurtuluşunu değil, peygamberinin ayağına diker batmasına razı olmadığını bildirerek ölümü seçecek kadar bağlı kimseler olmuştur. Bütün bunlar, yüce peygamberin örnek yaşayışı ve örnek kişiliği ile gönüllerde taht kurmuş olmasındandı. b)Millete Örnek Olmak:

Tarihte milletini sevmiş, dürüst davranmış ve örnek olmuş liderlerin hep başarılı olduğunu görüyoruz. Çünkü halk liderlerine bağlanmış ve isteği doğrultusunda fedakârlıktan kaçınmamıştır. Milli mücadele yıllarında milletine gönülden bağlı olan kumandanların “Size ölmeyi emrediyorum” , “ İlk hedefiniz Akdenizdir, ileri.” Emri ile bütün millet göz kırpmadan ölüme gitmiştir.

Çanakkale’de “Görüyorum üç dakika sonra ölecekler, bunu bile bile Kur’an okuyarak, “Allah, Allah” diyerek ölüme gidiyorlar.” Sözleri, milletin inandığı, güvendiği ve iyi örnek olunduğu zaman neler yapabileceğini göstermiştir. İstendiğinde bu millet güvendiği kimselere canını vermiş, malını vermiştir.

İkinci dünya harbinden sonra Çorçil halkına: “Size gözyaşı vaat ediyorum” demiş sıkıntıyı halkı ile paylaşmıştır. Alman yetkilileri normal mesaisinden sonra halktan devlet için çalışmalarını istemiş, kendileri de aynı şeyi yaptığı için başarılı olmuşlardır.

“Adalet mülkün temelidir.” Diyen Hz. Ömer’in devlet başkanlığı sırasında kurt-kuzu barışık yaşamış, kız, annesi emredip dururken süte su katmamıştır.

Halk için yöneticinin önemini çok iyi bilen Hz. Ömer, vali olarak gönderdiği Ebu Musa elEşari’ye şu mektubu göndermiştir:

“Ey Eşari! ġunu bil ki; valiler içinde en çok makbul ve üstün olanlar, halkın kendilerine razı olduğu kimselerdir. En alçak ve en çirkini ise halkın kendilerinden memnun olmadığı kimselerdir.”

“Ey Eşari! Halka yüz çevirmekten sakın. Çünkü rütbe bakımından senden aşağıda bulunanlar, senden gördükleriyle amel edip sana uyarlar. Fakirlerin durumunu bilmeyeceğinden onlara yapılan zulme ortaklık yapmış olursun.” (4)

Atalarımız: “At sahibine göre kişner” demişlerdir. İnsanların da yöneticilerine göre davrandıkları bilinen bir gerçektir. Emevi hükümdarlarından Yezit, şaraba ve kadına düşkündü, bu hal halk arasında da adeta moda oldu. Sonra gelen Abdulmelik, güzel giyinmeyi ve süslü binalar yapmayı severdi, halk da ona uygu. Süleyman ise oburdu. Tekrar yemek yiyebilmek için kustuğu görülmüştür. Nitekim bir sepet yumurta ile bir sepet incir yediği için öldü. Halk onun zamanında yiyip içmekten ve ziyafetlerden b aşka bir şey düşünmüyordu. Abdülaziz oğlu Ömer ise ibadete düşkün, israfı sevmeyen, sade yaşayan faziletli bir hükümdardı, halk da ona benzemeye çalışıyordu.” (5)

Durum böyle olunca, candan, gönülden milletine bağlı, milletin ızdırabını bilen ve paylaşan, kendini milletine adayacak örnek kimselere muhtacız.

M. Kemal şöyle der: “Millet, vekillerini seçerken çok dikkatli ve kıskanç olmalıdır. Milletin hatadan kurtulması için yegâne sağlam çare, fikir ve faaliyetleriyle milletin güvenini kazanmış bir siyasi partinin seçimde millete yol göstermesidir…” (6)

 Devlet adamı, her konuda milletine örnek olmalıdır. Kendisinin yapmadığını milletten istememelidir. Samimi, dürüst davranmalıdır. Devlet adamı devrinin ve yönettiği insanların sorumluğunu taşır. Onların hesabını verecektir. İyiliklerinin karşılığını görürken, kötülüklerinin de cezasını mutlak çekecektir.

~~~~~~~~~

~~~~~~~~

~~~~~

~~ 

  1. İmam-ı Gazali, Devlet Başkanlarına sf:95 Ter.O.ġekerci İst.1969
  2. Tirmizi, Fiten:51
  3. Ramuz’ül Ehadis:4380
  4. İmam-ı Gazali, Devlet Başkanlarına sf:37 5. Kadircan Kaflı, Türkiye’nin Kaderi sf:56 1956 İst.

6. Nutuk, sf:80 c:2 1000 Temel Eser, İst. 1975

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir