DAVET VE MİSAFİRLİK

Davet sevgiden dolayı yapılır. Davete, davet edeni üzmemek ve sevindirmek, sevgisine cevap vermek için gidilir.

Davete icabet, davet sahibini şereflendirir, memnun eder. Atalarımız: “Davet edilen yere erinme, davet edilmeyen yerde görünme. Davetsiz yere çörekçi ile börekçi gider.” demişlerdir.

Allah’ın kullarına ikram ve açın karnını doyurmak, Cenab-ı Allah’a borç vermektir. Ayrıca sadaka sevabı vardır.

Misafir de tanrı misafiridir. Böyle derler, misafir hoş karşılanıp, güler yüz ve tatlı sözle gönlü alınmalıdır.

Bir yere misafir rızkı ile gelir. Misafirden kaçmamak gerekir.

Peygamber (a.s)’a biri:

-“Müslüman’ın hangi ameli daha hayırlıdır?” diye sorar.

-“Tanıdık tanımadık herkese yemek yedirmek ve selam vermektir.” cevabını verir. (Müslim, İman: 63)

Peygamberimiz bizlere şunu tavsiye etmiştir:

-“Üç kişinin duasını Allah geri çevirmez: Mazlumun duası, misafirin duası ve ana babanın evladına duası.” (Ebu Davut Vitr: 29)

-“Kim Allah’a ve ahret gününe inanıyorsa, misafire ikram etsin. Kim Allah’a ve ahret gününe inanıyorsa, yakınları ile ilişkisini kesmesin. Kim Allah’a ve ahret gününe inanıyorsa, ya hayır söylesin ya da sussun.” (Buhari, Edep: 85)

-“Sizden biri yemeğe davet edildiği zaman gitsin. Oruçluysa, yemek sahibine dua etsin,

değilse, yesin.” (Müslim, Nikâh: 106)

Peygamberimiz: “Misafirlik üç gündür.” buyurmuştur. Buna göre misafir, misafirlik sevabını kaçırtmaması gerekir.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir