ÇOCUKLARIN TERBİYESİ VE KORUNMASI
Çocukların, ana baba üzerinde birçok hakkı vardır. Ana baba bu haklar dairesinde yaşarken elin, ölünce de yerin beğeneceği hayırlı insanlar olarak yetiştirirse, onlar ana babanın cenneti olur.
Ana babanın çocuğu için çalışması sadakadır. Çocuğuna harcadığı para sadakadır. Çocuğunu terbiye etmesi sadakadır.
Peygamberimiz şöyle buyurur:
-“Bir kimsenin çocuğunu terbiye etmesi, belirli bir miktar sadaka vermesinden daha hayırlıdır.” (Tirmizi, Birr: 33)
Bir hadislerinde de: “ Bir insan öldüğünde sevabı kesilir, amel defteri kapanır. Yalnız: -Sadaka-i cariyesi, -Geride bıraktığı ilim,
-Kendisine dua eden hayırlı evladı olan kimsenin hayrı devam ettikçe, sevabı kesilmez. Yani amel defteri kapanmaz.” buyurmuştur. (R. Salihın: 1412)
Unutmayalım hayırlı evladı da, hayırsız evladı da ana baba yetiştirir.
Her ana babanın hesap vereceği sorulardan biri de “Nasıl bir evlat yetiştirdin?” sorusu olacaktır.
Her ana baba evladı için bedduadan sakınmalı, hayır dua etmelidir. Çünkü ana babanın evladı için yaptığı dua ret olmaz.
Çocuğun yüz akı, hayırlı bir insan olması için ana babanın duasının önemi büyüktür.
Kur’an’da şöyle dua etmemiz isteniyor:
-“Ey Allah’ım! Beni ve soyumdan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle. Rabbim!
Duamı kabul et.” (İbrahim: 40)
Adamın biri Abdullah B. Mübarek’in (r.a) yanına gelerek, çocuğundan şikâyetçi olduğunu söyledi. Abdullah b. Mübarek, “Çocuğuna hiç beddua ettin mi?” diye sordu. Adam, “evet” , cevabını verdi. Abdullah b. Mübarek ise, “Çocuğun ahlakını sen bozmuşsun” diye cevap verdi.
Evlat, ana baba için imtihandır. Kur’an’da şöyle bildirilmiştir:
-“Biliniz ki mallarınız ve çocuklarınız sizin için birer imtihan sebebidir.” (Enfal: 28)
-“Doğrusu mallarınız ve çocuklarınız sizin için bir imtihandır.” (Tegabün: 15)
-“Sakın mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ı anmaktan alıkoymasın. Bunu kim yaparsa onlar ziyana uğrayanlardandır.” (Münafikun: 9) bu ayetlere göre evlat, insanın ya cenneti ya da cehennemidir.
Ana babanın yapacağı hayırlı işlerden biri de çocuk doğduktan sonra sağ kulağına ezan sol kulağına da kamet okuyarak ona güzel bir isim vermesidir.
Peygamberimiz: “Bir babanın çocuğuna bırakacağı en büyük miras, iyi bir isimle, güzel bir terbiyedir.” buyurur. (Tirmizi, Birr: 33)
Bir hadiste: “Çocuklarınıza güzel isim verin.” Buyrularak, kötü ve anlamsız isimlerden kaçınılması istenmiştir. Hoşlanmadığı bir isim duyarsa, onu peygamberimiz değiştirmiştir.
Bir hadiste de şöyle buyrulur:
-“Kim çocuğun sağ kulağına ezan sol kulağına kamet okursa, çocuklardan ayrılamayan bir cin vardır ki, ona zarar vermez.” (Hadis Ans: 1/309)
Çocuğun ruhen sağlıklı ve kişilikli yetişmesi için ona şefkat ve merhametle muamele edilmelidir. Ana baba çocuğa nasıl muamele ederse, çocuk da aynısını iade edecektir. Peygamberimiz:
-“Merhamet etmeyene merhamet edilmez.” (Seçme hadisler: 169/57)
-“Çocuklarınıza hoş muamele edin ve onları güzel terbiye edin.” buyurur. (Age: 164/45) Çocuklara yapılabilecek en hayırlı hizmet onlara Allah’ı, peygamberi ve dinlerini öğretmektir. Her ana baba bundan sorumludur.
Tohumun nasıl zamanında atılması gerekiyorsa, din bilgisinin de küçük yaşta verilmesi gerekir. Yoksa “Çocuktu kıyamadım, büyüdü baş edemedim” olur. Sonra ki şikâyetler insanı kurtarmaz. Aşının zamanı vardır. Zamansız aşı tutmaz. Dine ilgi çocuğun fıtratında vardır.
Resulallah (s.a.v) çocuklara küçük yaştan itibaren dinlerinin öğretilmesini emretmiştir: -“Çocuklarınız konuşmaya başladığında onlara “La ilahe ilallah” demeyi öğretin.” (Ramuz el-
Ehadis: 33/3)
-“Yedi yaşında çocuklarınıza namaz kılmalarını emredin. On yaşında kılmak istemezlerse gerekirse dövün. Aynı zamanda yataklarını ayırın.” (Riyaz üs-Salihın: 299)
-“İslam’ı öğrenmek için Resulüllah’a bir heyet gelmiş. Yirmi gün kadar kaldılar, gidecekleri zaman onlara şöyle dedi: “Ailenize dönün, onlara dinlerini anlatın ve namazı öğretin.”” (Buhari Ezan: 18)
Ana baba evladına namazı öğretmek ve namaz kıldırmakla sorumludur. Allah şöyle emrediyor:
-“Ailene namazı emret, kendinde namaza sabırla devam et.” (Taha: 132) Peygamberimiz sabahları kızı Fatıma’nın kapısını çalar, onlara:
-“Namaza kalkın Allah sizden günahı gidermek ve sizi temizlemek istiyor.” derdi. (Tirmizi tefsir: 33)
Evli olduğu halde Hz. Fatıma’nın kapısını çalıp: “namaz kılmayacak mısınız?” derdi. (Buhari, Teheccüt: 5)
Aynı şekilde ümmetine de çocukları ile ilgilenmelerini tavsiye etmiştir.
Ana babanın görevi örnek olmaktır. Peygamberimiz “Söyleme yap” der. Çocuk alıcı durumundadır. Ne verilirse onu alır, gördüğünü taklit eder.
“Yapmadığınızı söylemeyiniz.” diyor Allah.
İyi örnek, iyi model olan ailelerde birçok şeyi çocuğa “yap” demeden de çocuk yapar. Ana babanın bir görevi de çocukları ve gençleri korumaktır.
Ana baba, çocukların eğitilmesi ve itaat etmeleri için helal gıda ile geçimlerini sağlamalıdır. Haram yiyenin harami evladı olur, haram yiyen çocuk ana babaya itaat etmez. Hep kötülüğe meyleder.
Allah Kur’an’da: “Kendinizi ve ailenizi yakacağı insanlar ve taşlar olan cehennem ateşinden koruyun.” diye emrediyor.(Tahrim: 6) ve soruyor:
-“Zavallı erkekler! Kadınlar ve çocuklar uğruna niye uğraşmıyorsunuz?” (Nisa: 75) Peygamberimiz de: “Hepiniz çobansınız ve hepiniz başında bulunduğunuz kimselerden sorumlusunuz.” buyuruyor. (Ramuz el-Ehadis: 343/1)
Buna göre ana baba evladını her türlü maddi ve manevi tehlikelerden korumakla mükelleftir.
İmkânı olan ana babanın çocuk için yapabileceği bir hayırlı iş de çocuğun kazadan beladan korunması ve sağlıklı büyümesi için akika kurbanı kesmesidir.
Resulallah (s.a.v) Hasan’la Hüseyin doğduktan sonra şükür olarak Akika kurbanı kesmiştir. -“Her erkek çocuğu için bir Akika kurbanı vardır. Bu kurbanı kesiniz ve: “Bismillahi Allahümme leke ileyke hazihi akikatü filan” deyin yani “Ey Allah’ım, bu falanın akikasıdır, senin için ve sanadır” deyin.” (Ramuz el-Ehadis: 66/15) buyurur.
Önemli görevlerden bir de çocukların sünnet ettirilmesi, Allah’ın emri ve peygamberlerin sünneti olan bir davranışın yerine getirilmesidir.
Sünnet, İslam’ın nişanıdır. Sağlık açısından koruyucu, temizlik yönüyle de gerekli bir iştir. Çocuk için büyümenin ve Müslüman olmanın adıdır. Sünnet, inancımız açısından da dini bir emirdir.
İbrahim (a.s) Allah’ın bu emrini 80 yaşında yerine getirmiştir. Peygamberimiz: “Çocuklarınızı sünnet ettiriniz” buyurmuştur.
Sünnetsiz biri Kâbe’yi tavaf edebilmek için izin isteyince peygamberimiz: “Hayır, sünnet olmadıkça tavaf edemezsin.” cevabını vermiştir.
Hz. Ali de: “Sünnet ol ki, küfür alametlerinden kurtulasın.” demiştir.
Sünnet, insanlık için hayırlı ve faydalı bir iştir. Peygamberimiz: “Sünnetsiz adam 80 yaşında da olsa, Müslüman olunca, sünnet edilir.” (Ramuz el-Ehadis: 96/4) buyurmuş ve şöyle bir müjde vermiştir:
-“Ümmetimin fesadı zamanında benim bir sünnetimi ayakta tutana şehit sevabı vardır.” (Age: 226/18)