ÇOCUKLARIN KORUNMASI

Çocuklarımız her yönden tehlikelerle karşı karşıya. Bu yüzden korunmaya ihtiyacı var.  

Kötü alışkanlıklar çocuğu kirletiyor. Para kirletiyor. Çevre kirletiyor. Yayın basın kirletiyor. Cinsellik kirletiyor. İnsanlar kirletiyor. Ana babanın, yetkililerin ilgisizliği kirletiyor. Bu durumda koruma ve kollama görevi ortaya çıkıyor.

Namaz kılan bir insanın çocuğu ateşe düşme tehlikesi ile karşı karşıya olsa ne yapılır? Namaz bozulur, çocuk kurtarılır. Çocuklarımız için seferber olmazsak, elden geleni yapmazsak çocuk katili oluruz.

Tahrim suresinde Allah: “Yavrularınızı ateşten koruyun” diyor. Buna göre yeni nesil korunacaktır.

  • İnançsızlık ve ahlaksızlık hastalığından korunacaktır. Peygamberimiz (sav) şöyle buyuruyor:
  • “Çocuklara Allah’a kul olmayı, itaati ve ibadeti emreder, yine onları Allah’a isyan etmekten ve günahların sakındırırsınız. İşte bu onları korumaktır” diyor.

Çocuğu her zaman yanınızda bulundurup tehlikelerden koruyamazsınız. Sokakta, okulda, orada burada tehlikelerle her zaman karşılaşabilir. Bu durumda çocuğa tehlikenin ne olduğunu ve tehlikelerden nasıl korunacağını öğretmezsek, çocuğumuzun kirlenmesine neden olmuş oluruz.

  • Çocuğumuzu sigara, alkol, uyuşturucu ve fuhuş tehdidine karşı korumalıyız.
  • Bir anlık ihmal, çocuğun elden gitmesine, kaybolmasına neden olabilir.

Çocuklarımızı dilendirmek için, hırsızlık için ve fuhuş için kaçıran çetelere karşıda uyanık olmamız lazım, organ mafyası çocuk kaçırıyor, satıyor.

BM çocuk fonunun açıklamalarına göre yılda 1 milyar çocuk kaçırılmakta ve satılmaktadır. (21/07/2003 Zaman)

İki gazete haberi:

“BATAKTA BULUNDULAR: Evden kaçan 13 – 22 yaşlarındaki 8 kız, fuhuş

bataklığına sürüklendi: “Ailelerinin ilgisizliği ve özenti genç kızların hayatını karartıyor, çeşitli hayaller kurarak, evden kaçan kızlar randevu evinde uygunsuz halde yakalandı.” (Türkiye 21/05/1997)

  • “Ahlaki çöküntü ve lüks özentisi, gençleri evden uzaklaştırıyor. 15 yaşında evden kaçan kız, namuslu bir ailenin yardımıyla batağa düşmekten kurtuldu. N.C. kurtuldu ya diğerleri? Diğerleri bu kadar şanslı değil.” (12/07/1994 Türkiye)

Kısaca küçük çocuklara öncelikle şunlar öğretilmelidir:

  • Çocuğa, öncelikle anne ve babasının adı – soyadı, adresi ve telefon numarası ezberletilmeli ki kaybolduğu zaman kendisini bulanlara, anne ve babasına ulaşabilecek bilgileri verebilsin.
  • Farklı bir şehirde ve farklı bir adreste misafir iseniz kaldığınız yerin adresini ve telefonunu öğretin yazılı olarak cebine koyun.
  • Kaybolduğu zaman başına kötü şeylerin gelmemesi için polis, güvenlik görevlisi gibi insanlara başvurması gerektiğini söyleyin.
  • Kaybolduğunda sakin olması gerektiğini, vereceği bilgilerle onu bulacağınızı tembih edin.  
  • TV nin zararlarından çocuğumuzu korumalıyız. Hiçbir zaman çocuk TV ile oyalanıyor diye sevinmemeliyiz. Çocuk ne kadar çok TV seyrederse o kadar çok düşüncesiz ve hissiz olur, TV çocukların baş belasıdır.

Çocuk, daha olumlu ve daha yapıcı şeylerle, bazı yıkıcı etkilerden alıkonabilir, oyalanabilir. Veya seyredeceği, etmeyeceği zamanlar ayarlanabilir.  

Bugünün çocuğu şuursuzca, sürekli ekran karşısında vaktini geçiriyor. Sessiz oturduğu için ana baba da, seyretmesini istiyor. Hatta ona ayrı televizyon alıyor. Sonuç ne oluyor dersiniz?

  • Erken yaşta gözlüklü çocuklar çoğalıyor.
  • Şiddet seyrederek büyüyen, şiddet çocukları artıyor.  
  • TV nin esir aldığı, TV bağımlısı yavrular oluyor.   
  • Vurdulu, kırdılı şiddet cinayet filmleri seyrederek acımasız gençler artıyor.
  • Müstehcen sahnelerle, şehvet kokan çocuklar oluyor.
  • Hayal ürünü çizgi filmlerle, hayaller dünyasına kayan çocuklar artıyor.
  • Reklamlardan yanlış yönde etkilenenler oluyor.
  • Poptan, toptan başka şey düşünmeyenlerin sayısı çığ gibi büyüyor.

Çocuklar televizyonun şekillendirmesine bırakılmamalıdır. Eğer TV hakimiyetinden çocuklar kurtarılırsa, suç işenmeden önlenmiş olur. Suça özendirilen çocuklar kurtarılmış olur. Yoksa çocuğu TV yönlendirecek, o büyütecekse, kalıcı, kötü etkilenmeler olacaktır. Çocuk, TV çocuğu olacak, bizim çocuğumuz olmayacaktır. Ankara’da 18 yaşındaki genç 12 tane küçük kız çocuğunu kirletmiş, emniyette “Beni televizyondaki müstehcen filmler mahvetti” demiştir.

Çocuğu ahlaksız yapan, ahlaksız dizi ve filmlerdir. Çocuğu şiddete iten, şiddet içeren programlardır.

Çocuklarımız TV den kötü şekilleniyor. Çocuğun dikkati başka yerlere çekilmelidir. Bu haliyle TV, çocuklar için kurulu bir tuzaktır.  

Çizgi filmler de tahribat yapıyor, robotlaştırıyor, zeka geriliğine sebep oluyor. Çocuk büyüyor ama, çocuk kalıyor, çocuksu davranışlardan kurtulamıyor, adam olamıyor.

Şiddet, korku ve macera filmleri, sanat değeri olmayan gösteriler, müstehcenlik, argolu konuşmalar, çocukta olumsuz etkiler yapar. Çocukta güzel şeylerin yok oluşuna sebep olur.  

Televizyon, masalı, güzel hikayeleri, ilgiyi, terbiyeyi, ve öğüt vermeyi yok etmiştir.

TV, çocuğu esir alırsa, o çocuğa siz bir şeyler veremezsiniz. Hep o verir. TV de görünümü kötü olan çizgi film kahramanları, çocuklardaki güzeli yok ediyor. Mesela;

Çok sevilen Hugo, boynuzlu, sivri kulaklı ve kuyruklu insanımsı bir yaratıktır. Aslında bu yaratık, Hıristiyan tasvirlerinde yer alan şeytan figürüne çok benzemektedir. Güzele dair anlayışın gelişmesi önemlidir. Çirkinliklerin çocuklara hoş gelecek şekilde gösterilmesi, ancak onların kalplerindeki güzellikleri bozmaya hizmet eder.  

Çoğu çizgi filmlerde;

  • Allah inancı yıkılıyor, kahramanlar her şeyin hakimi gösteriliyor.
  • Dinsizlik veya Hıristiyanlık propagandaları yapılıyor.
  • Kötü görünüp, cin – şeytan rolleri korkutuyor. Satanizm propagandası yapılıyor.

Aşırı televizyon ve içeriği uygun olmayan programları izlemek, ebeveyn kontrolünün eksikliği çocukları olumsuz yönde etkiliyor. Onun için çocuğunuzun iletişim dünyasında sağlıklı bir şekilde yetişmesini istiyorsanız uzmanların önerdiği şu hususlara dikkat etmek gerekiyor:

  • Çocuğunuz günde 2 saatten fazla televizyon seyretmemelidir. (Video ve oyunlar

dahil.)

  • Çocuğunuzu izlediği televizyon miktarınca kitap okuması için teşvik edin.
  • Yemek vakitlerinde, ödev ve oyun zamanlarında televizyonunuzu kapatın. – Çocuğunuzun yaşına ve gelişimine uygun programları seçin ve seçtiğiniz program bitince televizyonu kapatın.
  • Çocuğunuzla beraber televizyon seyretmek için ayırdığı zamanı nasıl kullanacağını planlayın.  
  • Beraber televizyon seyredin ve izlediğiniz program hakkında çocuğunuzla konuşun. – Eğer çocuğunuzla beraber televizyon seyretmiyorsanız, en azından onu kontrol edin.
  • Çocuğunuza seyrettiği ve duyduğu şeyleri sorgulamasını öğretin.
  • Haberler ve diğer yetişkinler için olan programları çocuklarınız yokken izleyin.
  • Aile değerlerinize saygılı programlar seyredin.
  • Kendiniz ne kadar televizyon seyrettiğinizi denetleyin ve özellikle çocuklar etraftayken hassas olun. – 900’lü hatlardan çocuğunuzu koruyun “Hemen arayın” çağrısı ona cazip gelebilir. Hemen arayabilir.

Ayrıca;

  • Çocuğuma bilgisayar aldım, onunla oyalanıyor, demeyin. Odasına çekilmiş ders çalışıyor da zannetmeyin. Kontrol edin. Bugün internette hep güzel şeyler yok…

Bilgisayar, adeta bir tuzak. “Chat” yapan gençler, yalan söylüyor, aldanıyor, aldatılıyor, hayal dünyasında yaşıyor. Çocukların gelişimini olumsuz yönde etkiliyor.

İnternet kafeler, çocukları çürütüyor. Zararlı siteler ruh ve beden sağlığını bozuyor. Ayrıca bilgisayar oyunları çocukları yalnızlaştırıyor, şiddete yöneltiyor.

Kısacası çocuklara kontrolsüz televizyon, bilgisayar seyrettirmemelidir. Sürekli seyrettirilmemelidir.  

Bugün inançsızlık, iffetsizlik, şüphe, tereddüt, milli ve manevi değerlerimize yönelen tehlikeler var. Bunların olumsuz etkileri var. Bu konularla ilgili çocukların kafası karışıyor. Her konuda gereken bilgi verilmeli, şüphe ve tereddütler giderilmelidir.

Çocuklara lazım olan bilgiler verilmeli, sadece popla, topla büyümesine müsaade edilmemelidir. Gençlerin yozlaşması, çürütülmesi önlenmelidir.

Çocuklarımızı maddi hastalıklardan koruduğumuz kadar, manevi hastalıklardan da korumazsak üzülürüz.

Bugün kendisinden şikayet edilen gençlik, ihmalin kurbanıdır.

Kötü arkadaş çevresinden korumak gerekir. Gazali: “Terbiyenin esası, çocukları kötü arkadaşlardan korumaktır” diyor.  

Atalarımız da: “Körle yatan şaşı kalkar, itle yatan bitle kalkar” demiştir.  

Çocuk nezih ortamlarda, nezih insanların yanında yetişir. Ashab –ı kehfin köpeği bile iyi insanların yanında iyi olmuştur. Bir zamanlar, çamur gül kokmuş – sen çamursun neden gül kokuyorsun? Demişler. – ben bir zamanlar gülün dibinde eğleşmiştim, demiş.

Arkadaşın etkisi ve baskısı ağırdır. Her iyi ve kötü alışkanlık, arkadaş vasıtasıyla edinilir. Suça itilenlere bakın, arkadaş kurbanı gençler değil mi?

İbni Sina: “Okulda çocuk, terbiyesi güzel, alışkanlıkları iyi olan, çocuklarla arkadaşlık etmelidir. Zira bir çocuk, diğer bir çocuk için daha çok telkin ve etki gücüne sahiptir” der.

Cenab –ı Allah, Furkan suresinin 28. ayetinde kötülükleri yüzünden helak olanların “yazıklar olsun bana, keşke beni sapıtan falanı dost edinmeseydim” diyerek pişman olacağı haberi verilmiştir.

Çocuklarımızı ve gençlerimizi şu ortamda nelerden koruyalım:

  • Kötü alışkanlıklardan korumalıyız. Çocuğu alkole götürecek yiyecek, içecekten,
  • Uyuşturucu belasından,
  • Fuhşa götürecek giyim kuşam, arkadaşlıklardan,
  • Kumara götürecek tavla, satranç, bilardo, lades, bahis oyunlarından,
  • Sigara illetinden korumalıyız.

Bu konuda öncülük yapmamalı ve kötü örnek olmamalıyız.  

Yavrularımızı yetiştirirken onları tahrik eden, tahrip eden yayın – basın organlarının olumsuz etkisinden koruyup kurtarmalıyız.

Yayın basın organları, her an çocuklara kötü örnekleri sunabilmektedir. O kadar çabuk ve çok etkiliyor ki 6 – 7 yaşındaki çocuk silahla dehşet saçıyor. 12 yaşındaki çocuk, arkadaşlarını silahla tarıyor. 13 yaşındaki çocuk oyun arkadaşının ırzına geçiyor.  

Kötü örnekler, çocukları sapık yapıyor, saldırgan yapıyor, şehvetperest yapıyor, merhametsiz yapıyor. İlim adamlarının ifadesine göre aptallaştırıyor, robotlaştırıyor.

Çocuk, döven ana babasının yemeğine filmde seyrettiği gibi yapmış dövdüğü cam kırıklarını yemeklerine katmış.

Bir çocuk da kırık not veren öğretmenine zehirli çukulota ikram etmiş, sebebi sorulunca televizyonda seyrettiğini söylemiştir.

Çocuğu evlendirmek, meslek sahibi yapmak da analık babalık görevlerindendir.

Peygamberimiz: “Üç şey gecikmez: Namaz, cenaze, vakti gelince evlilik.”   

– Çocuk evlenecek yaşa gelince, imkanınız varsa hemen onu evlendirin. Yoksa çocuk günah işlerse vebali ebeveynlerin olur. (Ramuz. 411/7) buyurur.

Meslek sahibi yapmak ve evermekle de görevler bitmez. Ana her zaman ana, baba her zaman babadır. Atalarımız: “Ana başa taç imiş, her derde ilaç imiş, evlat pir (ihtiyar) olsa da, bir anaya muhtaç imiş, demiştir.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir