ÇOCUKLA İLGİLİ HURAFELER

Çocukla ilgili öyle hurafeler var ki, pek çok çocuk bundan zarar görmekte, hatta ölmektedir.

           Bu konuda yaptığım araştırmalara göre tespit ettiğim bazı hurafeler şöyle:

  • Hamile kadının çocuğunun ömrü kısa olmasın diye saçını kestirmemesi,             – Çocuğu olmayan kadın bazı sahtekârlara gidip karnına yazılar yazdırması,
  • Çocuğu olmayan kadının gece türbede yatırılması
  • Çocuk sünnetsiz olarak ölürse parmaklarından birinin kırılması,
  • Çocuğun kırkı çıkmadan tırnağı kesilirse ya arsız ya da hırsız olacağına inanılması,
  • Çocuğa isim vermek için rastgele açıp Kur’an sayfalarında isim aranması (Diyelim ki Rahman suresi çıktı, orada Keziban çıktı. Yalanlayan, yalancı anlamını taşıyan Keziban mı verilecek?)
  • Çocuk yıkandıktan sonra sofra bezine sarılırsa tok gözlü olacağına inanılması,
  • Çocuğun doğunca kulağına ezan, kamet okunmazsa, sonra yaptığı ibadetlerin kabul olmayacağına inanılması,
  • Çocuğun göbeği cami duvarının dibine gömülürse, dindar, suya atılırsa temiz, evin içine gömülürse evine bağlı olacağına inanılması,
  • Çocuğun yatağının altına kurumuş dışkısı konulursa; çocuğun cin ve şeytandan korunacağına inanılması,
  • Konuşmayan çocuk için Cuma namazından sonra ağzına anahtar sokulup çevrilirse, konuşacağına inanılması,
  • Gelinin kucağına erkek çocuk verilirse çocuğunun erkek olacağına inanılması, – Gelin, su kaynağına saklanan tarağı bulursa, çocuğun kız; bıçağı bulursa erkek olacağına inanılması,
  • Yatan çocuğun üzerinden atlanırsa, boyunun kısa kalacağına inanılması,
  • Çocuğun ilk kakası çocuğa yedirilirse, nazardan korunacağına inanılması,           – Çocuğun kırkı çıkmadan eve et sokulmaması, çocuğun kırkı çıkmadan evden çıkarılmaması, 
  • Çocuk ölmesin diye yatağına mezar toprağı koyulması,
  • Cenaze çıkan evde çocuk sıkıca bağlanır, yoksa ölen alır gider düşüncesi,
  • Çocuğa idrarı içirilirse sarılık olmaz denmesi,
  • Çocuğun bahtının güzel olması için türbeye götürülmesi,
  • Sarılık olan çocuğun başına sarı örtü bağlamak,      
  • Doğarken annesi ölen çocuğun hayırsız olacağına inanmak,
  • Çocuk genç ölmesin, aksakallı olsun düşüncesiyle yüzüne un sürmek,
  • Çocuk fıtık doğarsa, çalı ağacı kilotun içinden geçirilirse, iyileşeceğine inanılması,  – Çocuğun doğduğu yerde el işi yapılırsa, çocuğun göbeğinin düşmeyeceğine inanılması,
  • Çocuğun boyu ölçülürse,  boyunun uzamayacağı düşüncesi,
  • Çocuğun boyunun metre ile ölçülmesi halinde ömrünün kısa olacağı düşüncesi,
  • Çocuğun ayağının altından öpülürse, talihsiz olacağı inancı;

            Bunların hepsi akıl ve din dışı hurafelerdir. Hepsinin arkasında cehalet yatar. Çocuk bunların hiç birinden fayda görmez. Aksine zarar görür.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir