CENNETLİKLER – CEHENNEMLİKLER

Hayat, evveli bir damla su, sonu da toprak olmaktır. Ölünce insanı soyarlar, musalla taşında makam,mevkii ve şan şöhrete bakmayıp “er kişi niyetine” deyip namaz kılarlar.

Geriye bakılınca hayat,kurulup dağılan bir Pazar gibi oluverir.

Şair şöyle ifade etmiş:

“Ana karnından geldik pazara,

Bir kefen aldık, gidiyoruz mezara”  

Hayat sınırlı,her insan ölümü tadacak. Bir ağacın meyveleri gibi insanların kimi olgunluktan, kimi hamlıktan, kimi de kurtlanarak mezar çukuruna düşecekler.

Nuh (as) ölüm sırasında şöyle demiş:

  • “Dünyayı iki kapılı bir han buldum; birinden girdim, diğerinden çıkıyorum.”  

Nasrettin Hoca’ya sormuşlar:

-Dünya kaç karış?

Hoca oradan geçmekte olan cenazeyi göstererek:

  • “Ona sorun. O ölçmüş biçmiş gidiyor.” demiş.

Şeyh Galip genç yaşta ölmüştü. Babası feryat ederek:

  • “Bu kara sakala ak kefen yakışmıyor Galip!” demişti.

Yakışsa da yakışmasa da ömrü biten iki metrelik çukura giriyor.

Hz.Ömer(ra) Allah Rasulüne:

  • “Bana öğüt ver” demişti. Peygamber(as) ona:
  • “Ölüm sana öğüt olarak yeter ya Ömer!” cevabını verdi.

Mezarlıkları dolduran insanlara bakalım. Onlar için yunus şöyle diyor:

Şu yalancı dünyaya konup göçenler,

Ne söylerler ne bir haber verirler!..

Üzerinde türlü otlar bitenler,

Ne söylerler ne bir haber verirler!..

Kiminin başında biter ağaçlar,

Kiminin başında sararır otlar,

Kimi masum kimi güzel yiğitler,

Ne söylerler ne bir haber verirler!..

Toprağa gark olmuş nazik tenleri,

Söylemeden kalmış tatlı dilleri,

Gelin duadan unutman bunları,

Ne söylerler ne bir haber verirler!..

Din duygusunun köreldiği, ar haya duygularının kaybolduğu bir dönemde yaşıyorum.

Bir çoğumuza iman nasip olmamış.

Bir çoğumuz İslam nedir bilmiyor,

Bir çoğumuz inandık diyor, ibadet etmiyor.

Bakın etrafınıza günah diye bir şey tanıyan bilen var mı? Haram nedir bilen tanıyan var mı?

Böyle olunca; Ahiret, kabir, cennet, cehennem, sevap, günah unutulmuş oluyor.

Sanki yaratan, yaşatan, hesap soracak Allah yok gibi yaşıyoruz. Sanki Peygamber gelmemiş, sanki Kur’an inmemiş gibi bir hayat anlayışımız var.

Sanki ölmeyecek, kabre girmeyecek, hesap vermeyecekmiş gibi bir hayat tarzımız var.

Bunca insan ölüyor, kendi elimizle gömüyoruz. Bizde öleceğiz diye aklımıza bile gelmiyor.

Zaman zaman mezarlık görüyoruz, orada yatanları görüyoruz. Oradaki yerimizi unutuyoruz.

Bunca deprem, sel, yangın, salgın hastalık, yanardağ, hortum felaketlerine şahit oluyoruz, ders alan yok, kulak asan yok. Nefse, şeytana esir olmuşuz nefsimizin arzularına uyuyoruz.

Yeri geldi mi cennete girmekten,cehennemden kurtulmaktan bahsediyoruz. Peki nasıl olacak bu? Hak etmeden olur mu? Orasını karıştırma!” ,deniyor.

Ne olur biraz kendimize gelelim. Kur’an bizi uyarıyor. Hz.Peygamber (as) bizi uyarıyor, kulak verelim sonra pişman olmayalım.

Bu bölümü okurken; bu hal bende var mı? Ben kime benziyorum? Ben cennetlik miyim, yoksa cehennemlik mi? Sorularını sormalıyız ve ona göre yaşamalıyız. Çünkü hak etmeden cennete asla giremeyiz.

Her insanın cennette de yeri vardır. Cehennemde de yeri vardır. İnsan kendi yolunu kendi yerini kendisi seçer. Cennetlik işler yapan, cennete gider. Cehennemlik işler yapan cehenneme gider.Yani insan cennetteki güzellikleri de bu dünyadan alır götürür. Cehennemdeki kötülükleri de buradan toplar götürür.

Bir adam bir yerden bir yere giderken eşeğini bir türlü yolda doğru dürüst götürememiş. Eşek gördüğü her pisliği kokluyormuş. Adamın işi de aceleymiş. Bakmış olmamış, eşeğin kokladığı pislikleri almış. Saman torbasına doldurmuş. Varacakları yere vardıklarında eşek acıkmış, anırmaya başlamış. Sahibi torbayı boynuna geçirmiş. Eşek anırıyormuş. Adam demiş ki; “yesen ya! Sen beğendin, ben aldım.”

Öldükten sonra insan kendi amellerini karşısında bulacak. Kimseye haksızlık ve zulüm edilmeyecek.

B – CENNET VE CEHENNEM

Kaynaklardan edinilen bilgiye göre; insanlar ölümden sonra kabir hayatı yaşayacaklar, daha sonra Mahşer yerinde toplanacaklar. Mizan kurulacak, iğneden ipliğe her şeyin hesabı verildikten sonra cehennemin üstünde kurulu olan sırat köprüsünden geçilecek. Cenneti hak edenler köprüyü kolayca geçip cennete gidecekler. İnanıp da günah işlemiş olanlar günahları kadar yanmak için cehenneme gidecekler. Cehennemlikler ise, sırat köprüsünü geçemeyip doğru cehenneme boylayacaklardır.

a)     Cennet:

Cennet Müslümanlar için Cenab-ı Allah’ın vadettiği mükafattır. Ödüllendirme yeridir. Bu Kur’an’da şöyle bildirilir:

  • “Cennet, Tekva sahipleri için hazırlanmıştır.” (Al-i imran:133)

Cennet, akla hayale gelmeyen güzellikler ve nimetlerle dolu olan ebedi ahiret yurdudur.

Cennette korku, hastalık, ceza, yaşlanma gibi insanın hoşlanmadığı şeyler yoktur.

Kur’an’da yüce yaratıcı Cenneti şöyle anlatıyor:

  • “İman edip iyi davranışlarda bulunanlara içinden ırmaklar akan cennetler olduğunu müjdele!” (Bakara:25)
  • “İman edip iyi ve yararlı işler yapan kimseler cennetlik olanlardır; onlar orada ebedi kalacaklardır.” (Bakara:82)
  • “Orada onlar için diledikleri her şey vardır. Fazlası da vardır.” (Kaf:35)
  • “Onlara altın tepsiler ve bardaklar dolaştırılır. Orada canlarının istediği, gözlerinin hoşlandığı her şey vardır. Ve kendilerine: Siz orada ebedi kalacaksınız. İşte yaptıklarınıza karşılık size miras verilen cennet budur. Orada sizin için bol bol meyveler vardır, onlardan yersiniz denilir” (Zuhruf:71-73)
  • “Zemininden ırmaklar akar. Yiyecekleri ve gölgesi süreklidir.” (Rad: 35)
  • “Onlar ve eşleri gölgeler altında kurulurlar.” (Yasin:56)

“Yaptıklarına karşılık olarak, onlar için ne mutluluklar saklandığını kimse bilemez.” (Secde:17)

İnananlardan hiçbir kimse kendisini Cennetlik görmemeli, cennetlik olmaya ve kendini cennete götürecek işler yapmaya çalışmalıdır.

Her insanın cennete de cehennemde de yeri vardır.Nereye isterse oraya gider.

Cennet de cehennem de şu anda vardır, yaratılmıştır. Al-i imran suresinde ikisi içinde “hazırlanmış” ifadesi kullanılmıştır. Bir delil de Peygamber (as) miraca çıktığında kendisine Cennet de cehennem de gösterilmiş, hatta azap görenleri de görmüştür.

Cennet cehennemin nerede olduğu ise bildirilmemiştir. Allah bilir.

Cennetin cehennemin şu anda mevcut olduğunun bir delilide Adem’le Havva yaratıldığında cennete konmuşlardı. Cennette iken günah işledikleri için oradan çıkarılmışlardı.

b) Cehennem:

           Cehennem, inanmayanların ve bağışlanmayanların yaptıklarının karşılığını göreceği ve ebedi kalacakları ceza yeridir.

Kur’an’da şöyle bildirilir:

  • “Cehennem kafirler için hazırlanmıştır.” (Al-i İmran:131)

Kur’an’da cehennem ehlinden şöyle bahsedilmektedir: – “Cennet ehli, cehennem ehline: Biz Rabbimizin bize vaat ettiğini gerçek bulduk.

Sizde Rabbinizin size vaat ettiğini gerçek buldunuz mu? diye seslenirler. Onlar “evet” derler.

Ve aralarından biri: “Allah’ın laneti Zalimlerin üzerine olsun!” diye bağırır.(Araf:44)

  • “Onlar, Allah yolundan alıkoyan ve onu eğip bükmek isteyen zalimlerdir. Onlar ahireti de inkar edenlerdir.” (Araf:45)
  • “Cennetlikler ve cehennemlikler arasında bir perde ve herkesi tanıyan adamlar vardır ki bunlar,cennete girmeyi umarak cennet ehline: “Selam Size!” diye seslenirler. (A’raf:46) – “Onlar Cehennem ehlini görünce: “Ey Rabbimiz bizi zalimlerle beraber bulundurma! Derler.” (Araf:47) Zalimlere de şöyle seslenirler: Çokluğunuz ve büyüklük taslamanız size hiçbir şey sağlamadı” derler. (Araf:48) Cennet ehline de: “Girin cennete, size korku yoktur” derler. (Araf:49)

-“Cehennemlikler cennetliklere: “suyunuzdan ve Allah’ın size verdiği rızıktan biraz da bize verin!” diye seslenirler. Onlarda: “Allah bunları kafirlere haram kılmıştır” derler(Araf:50) – “O kafirler ki, dinlerini bir eğlence ve oyun edindiler de dünya hayatı onları aldattı. Onlar bu şekilde karşılanacaklarını unuttukları ve ayetlerimizi inkar ettikleri gibi bizde bugün onları unuturuz.” (Araf:51)

Bir ayette: “Başınıza gelenler yaptıklarınız yüzündendir”(Şura:30) buyrularak kimseye haksızlık edilmeyeceği bildirilmiştir.

Diğer ayetlerde de cehennemliklerden şöyle bahsedilir:

  • “Onlar kanla irinden başka bir şey yemezler.” (Hakka:36)
  • “Şüphesiz zakkum ağacı, günahkarların yemeğidir. O, karınlarında maden eriği gibi, suyun kaynaması gibi kaynar. Allah zebanilere emreder: “Tutun onu, cehennemin ortasına sürükleyin! Sonra başına azap olarak kaynar su dökün! ve deyin ki: “Hani sen kendince üstündün, şerefliydin!” (Duhan:43-50)

Demek ki, ölüm haberi duyurulurken “Falan, falan veya eşraftan demek veya mezar taşındaki övgüler fayda vermeyecek.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir