CENAZE İÇİN NELER YAPILIR NELER YAPILMAZ

Ölenin geri kalanlar üzerinde hakları vardır. Bunlar :  

  1. Yıkanıp, kefenlenip namazın kılınması,  
  2. Gömülmesi,  
  3. Cenazenin taşınması,
  4. Cenazeye katılıp, dua edilmesidir.

İnancımızda üç şey geciktirilmez :  

  1. Dengini bulmuş kız,
  2. Vakti giren namaz,
  3. Cenaze, (gecikirse abdesti bozulabilir…)

            Cenazeyi çok bekletilmemelidir. Çok uzaklardan gelecekler için uzun süre bekletilmesi doğru değildir. Çok acele edipte bazı dini, milli görevleri de terk doğru olmaz.

            Hz. Peygamber: Cenazeyi çabuk gömün. Çünkü bir Müslüman ölüsünün ailesi içinde çok kalması uygun değildir. (R. Salih’in : 2/948) buyurur.

            Cenaze namazı duadır. Tanısak da, tanımasak ta gördüğümüz cenazenin namazını kılmalıyız. Çünkü o bir haktır.  

            Götürürken de peygamberimiz: “Cenazeyi hızlı götürün eğer ölü, Salih ise onu kabre kavuşturun. Salihlerden değilse, fena bir kimseyi, bir an önce omuzlarınızdan atmış olursunuz” buyurur. (R.Salih’in: 2/945)  

           Devamındaki hadiste de: “Cenaze iyi ise beni çabuk götürün kötü ise beni nereye götürüyorsunuz der’ denmiştir”.(Age : 2/946)

            Erkeklerin cenazeyi takip edip defnetmesinde sevap vardır. Peygamberimiz kadınların cenazeyi takip etmesini men etmiştir. (Age: 2/935)  

            Beş yerde konuşmak mekruhtur.  

  1. Kuran okunurken,
  2. Cuma hutbesi okunurken,
  3. Dini eser okuyup sohbet edilirken,
  4. Eşi ile ilişki halinde,  
  5. Cenaze götürürken konuşulmaz, sohbet olmaz, ayrıca tuvalette, banyoda da konuşulmaz.

            Cenaze götürürken slogan atılmaz, tekbir getirilmez. Sessiz olunmalıdır. Hele yas tutmaktan kaçınılmalıdır. Dua yerine, alkış, Fatiha yerine, el alkış hiçbir şey kazandırmaz. Fatiha nasip olmayanlara alkış nasip oluyor. Alkış cahiliye adetidir: Bando, keman sesi bize göre değildir.

            Kur’an-ı Kerim’de dua, Kabe’yi tavaf ve namaz kılmak gibi hallerde ıslık ve alkışın bir işaret olarak cahiliye dönemi Arapları tarafından kullanıldığı bildirilmektedir. Fakat onların bu eylemi ise Kur’an-ı Kerim’in şu ayetinde kınanmıştır. “Onların Beytullah yanındaki duaları da ıslık çalmak ve el çırpmaktan başka bir şey değildir.” (Enfal : 35)   

Peygamber (as) şöyle buyurur :  

  • “Ölüm bir dehşettir. Bu itibarla bir cenaze gördüğümüz zaman ayağa kalkınız.” (İbn-i Mace, Cenaiz : 35)

            Bir de cenazenin bekletilmesini uygun görmemiş “Cenazenizi bekletmeyin” buyurmuştur. (Age : 55)

            Bir hususta cenaze evinde yemek yenmemesidir. Buna fıkıhçılar üç gün demiştir. Bir hadiste:  

  • “Cenaze için yemek yapın. Çünkü onların başına kendilerini meşgul edecek şey gelmiştir.” buyrulur. (Age : 59)

            Hz. Peygamber : „Gömülürken ölü için istiğfar ediniz. Zira o sorgulanmaktadır’ buyurur. (R. Salihin: 950)  

           Mezar başında nutuk atılmamalıdır bu Yahudi ve Hıristiyan adetidir. Ölü için onda olmayan meziyetler söylenmemelidir.O yalanın cezasını ölü çeker.Onda mevcut iyiliklerden söz edilmelidir.

            Bazı kardeşlerimiz soruyor. “Ölüyü öpmek caiz mi?” diye çok yakını olursa öpebilir. Kadın kocasını, kocası karısını öpemez. Çünkü nikah bitmiştir.

            Hz. Peygamber, sahabeden bazılarını öpmüştür. Hz. Ebu Bekir de peygamberi öpmüştür.

            Cenaze, çok yakınlarının dışında ona buna gösterilmemelidir. Ölüm hali bu, değişik durumlar olabilir.

            İslam’ı bilmeyenler ölüm ve cenazeler için bid’at üretiyor. Aslı astarı olmayan şeyler uyduruyor. Bazıları da bilmeyerek bid’atleri, hurafeleri ayakta tutuyor.  

            Şu gün ağzı açılırmış, yemek yapılıyor. Şu gün eti kemiğinden ayrılırmış, şunu yap, o yapılıyor 7. gün, 40. gün ve 50. gün mevlit okut, şunu yap, yok yıl dönümü şöyle et bunların arkası gelmiyor. Hiç birinin de aslı astarı yok.

            Sela vermek başlangıçta yoktur. Bazılarının dediği gibi sünnet değildir. Hele falan yerin eşrafından diyerek sela verilmemelidir. Şeref, izzet Allah yanındadır. Sela vermek, haber vermek, fatiha okutmak ve duaya neden olması bakımından uygundur. Duyanlar son göreve katılacaktır, baş sağlığı dileyecektir. “Allah içiniz, Allah’a dönücüyüz” manasın da “İnnalillahi ve inna ileyhi raciun” denilerek ölüm hatırlanacaktır.

            Can bedenden çıkınca  cenaze yüzü yukarı yatırılır. El ve ayakları düzeltilir, gözü kapatılır, çenesi bağlanır,üzeri örtülür, güzel kokması için yanına kokan şeyler konulur. Ayrıca cenazenin üzeri örtülür. Yanına da

Güzel huy ve hallerinden bahsedilir. Üzerine demir, bıçak veya kağıt gibi şeyler konmaz.

            Ölenin saçı, tırnakları kesilmez ve tıraş edilmez. Hatıra olsun diye saklanmaz.  

            Bazen “sağlığında hatim yapıp, yasin okuyup düğün yaptın mı” diye soruluyor. Evet denirse, düğümler çözülüyor. Bu yanlış.

            Ölenin yanında yıkanmadan Kur’an okunmaz.  

            -Ölünün üzerine kurtulması için Kur’an koyanlar oluyor. Bu yanlıştır onun yanında Kur’an bile okunmaz. Sonra öyle ucuz kurtuluş var mı? Hayatında o Kur’an’a uymadıysa, onu rehber edinmediyse, Rabbimin bana mesajı diye okumadıysa o Kur’an ona fayda verir mi? Kabirde, sıratta şefaat eder mi?

            İmanlı gitmek, Kur’an dan istifade etmek ancak İslam’ca yaşanırsa mümkün olur.  

Cenaze defnedilmeden evde Kur’an okunmalı, hatimler yapılmalı, dualar edilmeli ve hayır hasenat yapılmalı, borçları ödenmelidir.

            Kabre konulunca da yasin, Mülk, İhlas, Felak, Nas, Fatiha ve Bakara suresinin ilk ayetleri okunmalıdır.

            Bu arada telkin vermek tavsiye edilmiştir. Münker Nekir’in soracağı soruların cevapları hatırlanmış olur.  

            Çünkü kabirde yatan, kabrin etrafındakileri duyar.

Yapılması gerekenleri şöyle sıralayabiliriz :

            Cenazenin, İslam’i bir şekilde defnedilmesi için bazı şeylere dikkat edilmesi gerekir. Dikkat edilmesi gereken hususlardan bazıları şunlardır :  

            -Cenaze kefenden başka bir şeyle gömülmez. Zaruret varsa tabutla gömülebilir: Ayrıca kefenin içine Kur’an, Yasin ve başka bir şey konmaz.

  • Yas edilmez, ağıt yakılmaz.
  • Cenazenin ardından kötü söz söylenmez, lanet okunmaz.
  • Ölüm günü, ölüm şekli kötüye yorulmaz.
  • Cenaze namazı ölü için duadır. Alışılmışın dışında fitneye sebep olacak şekilde kadınlı erkekli kılınırsa ölü sevaptan mahrum olur.
  • Dişler çıkabiliyorsa çıkarmak, değilse İslam da ölü diri gibidir zorlanmaz. Yüzükler çıkartılır.
  • Cenaze; Götürülürken; sakin ve sessiz götürülür. Tekbir getirilmez, yas edilmez, slogan atılmaz, el çırpılmaz, dua edilir.
  • Cenaze bando ile, çelenklerle kaldırılmamalı, tören boyu nutuk atılmamalı, fotoğraflar takılmamalı, törene katılan arabalar korna çalmamalıdır.
  • Defnedilinceye kadar dünya sohbeti yapılmaz.
  • Cenazenin doğduğu yere götürülmesi şart değildir.
  • Cenaze götürülürken üzerine bıçak, demir konacak diye bir şey yoktur. Hiçbir işe yaramaz.
  • Cenaze toprağa değmeli , mezarın üstünde toprak olmalıdır.
  • Cenazenin ardından onda olmayan vasıflar söylenmemeli, layık olmadığı şekilde övülmemelidir.

            Yoksa azap görmesine sebep olunur.

a)     Ölü nakledilir mi?  

            En iyisi, cenazenin öldüğü yere defnedilmesidir. Oradan oraya nakledilip ölüye eziyet vermemek gerekir. Çünkü önemli olanda ceset değildir artık, ruhtur.

            Bir illa doğduğu yere gömülür, diye bir şey yoktur. Öldüğü yere, en uygun yere gömülür. Ama zorunluluk varsa, düşman topraklarında ise, nakil yapılabilir. Çünkü mezar da ziyaret, diri ziyareti gibidir. O, gelenden, okuduğu fatihadan, verdiği selamdan haberi olur, Selamı alır.

            Bir de Müslüman mezarlığa gömmek için nakledilebilir. Bunun dışında oradan oraya nakledilip de hem ölüye hem de cenaze sahiplerine eziyet vermemek gerekir.

  • Ölü yanlış gömüldüyse, başkasının yerine gömüldü ise,
  • Yol geçecekse,
  • Sel yatağında ise,
  • Baraj yapılacaksa nakil yapılır.  
  • Kemikler toplanır torbaya konur, bir yere gömülür.

            Ölü, diri gibidir. Ona zarar vermemek gerekir.

            Ölü ile beraber, kefenden başka bir şey gömülmez, Altın, gümüş, yüzük çıkartılır, takma altın diş sökülemiyorsa alınmaz. Mezara bir şeyler koymak ilkel dinler de vardır. Ancak koku konulabilir.

b) Cenaze gömüldükten sonra ilk önce yapılabilecek işler şunlardır:

  • Ölenin kul hakkı varsa hemen ödeyip onu borçtan kurtarmak gerekir. Yalnız “helal et, helal olsun” demekle hak helal olmaz. Hakkın ödenmesi için yerini bulması lazımdır.
  • Allah’a oruç, namaz borçları varsa fidye vererek af edilmesi ümit edilir ve dua edilir.
  • Fakir fukaraya sadaka dağıtılır. Vermediği zekat varsa, malından zekat borcu ödenir. Adak borcu, yemin kefareti varsa ödenir.
  • Kur’an okunur, sevabı bağışlanır. Varsa, vasiyeti yerine getirilmelidir. Bazıları yemek yedirin, helva dağıtın diye vasiyet ediyor.

            Alimlerin ekserisi, vefat gününde yemek yenmesi vasiyet edenin vasiyetinin yarine getirilmesi gerekmez, demişlerdir.

            Hele vefattan sonra cenaze helvası adında bir tatlı vasiyeti İslam’i olmadığından büsbütün batıl vasiyet olur.

            Ancak, vefat teessürünü yendikten sonraki günlerde merhumun ruhu için fakirlere yemekler yedirilip, hayırlar işleyerek ihsanlarda bulunmak, elbette bir kadirşinaslık eseridir. Bir vefa borcudur.

            Helvada yapıp ihtiyaç sahiplerine yedirilebilir.

            Birde ölmeden kefen alınabilir, kabir alınması mekruhtur.

            Bir yapılacak işte; düzgün bir hayat yaşayarak, ölenlerin kemiklerini sızlatmamak ve onlar için sadaka-i cariye olmaktır. Onları sevindirmek ve kurtuluşlarına sebep olmaktır.  

            c) Cenaze törenlerinde nelere dikkat edilmelidir?   

  • Nutkun, sloganın, alkışın, bandonun ölüye hiçbir faydası yoktur.
  • Fotoğraf çekmek, videoya almak, yakalarda fotoğraf taşımak dinen uygun değildir.             – Çelengin İslam da yeri yoktur. Faydasız, fuzuli masraftır, israftır. Çelenge, fotoğrafa harcanacak para fakir fukaraya verilirse, ölüye faydası olur.
  • Cenazede masraf yaparak, gösteriş yapmaya kalkışıyoruz.
  • Konvoyda  çok araba olsun, korna çalınsın, uzun yoldan dolaştırılsın istenerek, güç gösterisi yapmak manasızdır.
  • Cenaze, tabutla gömülmemelidir.Ancak dağılmış ise açılmasında sakınca varsa tabutla gömülür.
  • Cenazeye saygı duruşunda bulunulmaz ancak yoldan geçerken ayağa kalkılıp okunur, dua edilir.
  • Sesli matem yasaktır. Hz. Peygamber; Cenaze için ağlamayı, ağıt yakmayı, bağırıp çağırmayı yasaklamış ve ölüye, dirinin ağlaması yüzünden azab edileceğini bildirmiştir. (K. Sitte : 17/141)             – Ölünün saçı kesilmez tırnakları kesilmez, saçı taranmaz, boyanmaz, tıraş edilmez. Bazıları genç bayanların tırnaklarını boyuyormuş yanlış.
0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir