CENAB-I ALLAH’I ANMAK
Bütün işler Allah’a varır. Bunun için insan temiz ve helal olanı yiyip içmeli, Allah’ın rızasına uygun iş yapmalı, kötülüğün her çeşidinden sakınmalı ve her zaman her vesile ile Cenab-ı Allah’ı anmalıdır.
Eğer bir insan Allah’a inanıyorsa, başkalarına bakarak teselli bulmamalı, hayır işlemek, Allah’ın rızasını kazanmak ve Allah’ı anmak konusunda büyük gayret göstermelidir.
Kur’an’da Cenab-ı Allah şöyle diyor:
- “Siz, beni anın ki ben de sizi anayım. Bana şükredin; sakın nankörlük etmeyin!” (Bakara:152)
- “Erkek ve kadın, mü’min olarak kim iyi amel işlerse, onu mutlaka güzel bir hayat yaşatırız. Mükafatlarını elbette yapmakta olduklarının en güzeli ile veririz.” (Nahl:97) diye müjdeliyor. Hepimizin Cenab-ı Allah’la ahdimiz var. İlk yaratılışımızda O’na söz vermemiz var. Sözümüzü unutmamalıyız. Cenab-ı Allah’a kulluğumuzu unutmamalıyız. Allah’ın bize ikramını, ihsanını unutmamalıyız.
Bir çoğumuz sıkıntılı, üzüntülü anımızda Allah’ı dilimizden düşürmüyoruz. Ama iyi halimizde sanki Allah’ı unutuyoruz.
Hani anlatırlar ya Arap’ın biri yüksek bir hurmanın tepesine çıkmış gözü kararmış, başı dönmüş, inemiyor düşecek. Başlamış adak adamaya:
- Buradan sağ salim inersem deve kurban edeceğim.
Biraz aşağıya inmiş adak değişmiş:
- Allah’ım sağ salim inersem koç kurban edeceğim.
Biraz daha titreye titreye inmiş, yere yaklaşmış:
- Ya Rabbi! Sağ salim inersem kuzu kurban edeceğim demiş. Ayağı yere değer değmez de son sözünü söylemiş:
- Kurban murban ma fiş…
Bizim uşak da dalgalarla denizde boğuşurken adakları sıralamış… Yıllar sonra hatırlatılınca: “Sus! Ben Allah’ı aldattım” demiş.
Allah’ın lütfu, ihsanı unutuluyor. Yeminler, adaklar yerine gelmiyor.
Cenab-ı Allah bizi hiçbir zaman unutmuyor. İçimizdeki sistemler gece gündüz çalışıyor. Her nefes alış verişimizde Allah bizi unutmuyor, hep bizimle beraber. Bize: “Sabah akşam Rabbini an” diyor. (Mü’min:55) kendisini anmamızı istiyor. “Çok zikredin ki kurtulasınız” buyuruyor. (Cuma:10), “Kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.” (Rad:28) diye bildirilmiştir.
Peygamberimiz (sav) de “Allah’ı zikir, kalplerin şifasıdır” buyurarak kalplerin ancak Allah’ı anmakla huzura kavuşacağını ve Allah’ı zikretmenin hasta gönüller için şifa olacağını bildirmiştir.
Ayrıca bazı kimseler vardır ki, her an “Allah” diyebilir. Fakat Allah derken insan bütün kalbiyle Allah’a yönelmedikçe, kalbinden Allah’tan gayrisini söküp atmadıkça gönlü rahatlamaz.
Hak aşığı olak bilinen Yunus şöyle der:
“Hak’ka aşık olan kişi
Akar gözlerinin yaşı
Pür nur olur içi dışı
Söyler Allah deyu deyu”
Eğer Allah (cc) bir kulunu severse ve onun için hayır muradederse, ona gönülden kendisini anma fırsatı verir. Kul, ancak o zaman Allah’ı anmaktan zevk alır. Yoksa kulun hali, dil alışkanlığından öteye gidemez.
Allah’ın zikri ile kalplerimizin huzur bulabilmesi için, Allah’ın adını boş yere anmamalıyız. Ayrıca Allah’ın adını alışkanlık olarak da anmamaya dikkat edip gönülden Allah’ın adını, şanına yakışır şekilde anmaya çalışmalıyız. Kendimiz bu şekilde yaparken başkalarını da unutmamalıyız. Onlara da Allah’ı layıkıyla anmalarını öğretmeliyiz.
İnanan insanların geleceğe ait işlerde Allah’ın adını anmaksızın “ben yarın şunu yaparım, şu işi şöyle ederim” gibi kesin ifadeler kullanarak konuşması doğru değildir. “İnşallah” (Allah dilerse) şu işi yaparım, demesi daha uygun olur. Çünkü insan ömrü sınırlıdır. Ömrü gibi gücü de sınırlıdır. Ayrıca; gelecekte Allah’ın hükmünün nasıl gerçekleşeceği de insan tarafından bilinmemektedir.
Anlatıldığına göre Yahudilerin teşviki ve tahriki ile Mekke’lilerden bir grup, peygamberimize gelerek “ruh, Ashab-ı Kehf ve Zülkarneyn” hakkında bilgi istediler. Peygamberimiz (sav) vahiyle kendisine verilecek vecabın bildirileceğini umarak “yarın size mutlaka cevap veririm” diye karşılık verdi. Kendisine vahiy gelmeyince, cevap veremedi ve mahcup oldu. Ancak daha sonra vahiy gelmiş beklenilen bilgi peygamberimize bildirilmiş ve Allah’ın adını anmaksızın geleceğe ait kesin ifadeler kullanması yasaklanmıştır.
Bu konuda Cenab-ı Allah şöyle buyurmuştur:
- “Hiçbir şey hakkında ben bunu mutlaka yaparım deme” (Kehf Sûresi:23)
- “Ancak Allah dilerse yapacağım de. Ve unuttuğun zaman Rabbini zikret. Şöyle de: Umulur ki Rabbim beni bundan daha yakın bir hayra, muvaffakiyete erdirir.” (Kehf Sûresi:24)
Her işin başında Allah’ın adını anmayı unutmamalıyız. Besmelesiz işin hayrı yoktur. Bugün Besmele çekilerek kesilen hayvanla Besmele çekilmeden kesilen hayvan arasında mucizevi farklar görülmüştür. Besmelesiz kesilen hayvanların etlerinde pıhtılaşmış kan, çoğalmaya müsait bakteri ve mikroplar tespit edilmiştir. (02.06.2003 Yeni Asya)
Her zaman günlük hayatımızda “Lailâhe İllallah” düşündüğümüz işler için “inşallah”, bir hayranlık karşısında “mâşallah”, her ihsan için “Şükür elhamdülillah” diyerek alemlerin rabbi olan Allah’ı anmak bizi rahatlatacaktır.