CENAB-I ALLAH’A KARŞI EDEP VE ADAP

Cenab-ı Allah’ın adını anarken saygı ile anmalıyız. Kötülükte ve kötü sözlerle anmamalıyız.

Lânette, beddua da Cenab-ı Allah’ı zikretmemeliyiz.

Cenab-ı Allah’ın yarattıklarına sövüp, dil uzatmamalıyız.

Allah’ın adını anarken Cenab-ı Allah, “Allahü Teâlâ şeklinde anmalıyız. Hiçbir zaman koca Allah, Allah baba, Allah dede, kahpe felek, zalim felek dememeliyiz. Bilhassa Cenab-ı Allah yerine  “Tanrı” kelimesini kullanmamalıyız. Tanrı, Cenab-ı Allah’ın 99 ismi arasında yoktur. Tanrı diyen, Allah demiş olmaz.

Pis ve kötü mekanlarda Cenab-ı Allah’ı anmamalıyız.

Cenab-ı Allah’ın varlığından, birliğinden, gücünden, rahmetinden, affından asla şüphe etmemeliyiz.

Yahudi ve Hıristiyanlar gibi Cenab-ı Allah’a oğul, kız isnat etmemeliyiz.

Allah şuradadır, buradadır gibi mekan izafe etmemeliyiz. Allah şöyledir, böyledir diye şekily belirlememeliyiz. Cenab-ı Allah şekilden, mekandan münezzektir.

Yunus bunu ne güzel ifade etmiş

“Yücelerden yücesin,

Kimse bilmez nicesin.

Ne göktesin ne yerde,

Her yerdesin her yerde”

Cenab-ı Allah’a karşı imanımız şöyle olmalı:

  • İman, taklid-i iman olmamalı.
  • İmanda şüphe ve eksiklik olmamalı,
  • Allah’ın hiçbir şeye muhtaç olmadığı kesin olarak kabul edilmeli.
  • Cenab-ı Allah’ın zatını değil, varlığını ve gücünü düşünmeliyiz. Neden? Çünkü biz O’nun varlığını kavrayamayız.

Peygamberimizin (sav): Allah’la ilgili ne gibi bir şekil aklınıza gelirse, Allah ondan başkadır” buyurmuştur.

Kur’an’da “Allah’ın eşi benzeri yoktur” (Şura:11) buyrulur.

  • İlk yaratılışta Cenab-ı Allah’a verilen ahde sadık kalmalıyız. Şeytan, Âdem ile Havva’yı Allah’tan uzaklaştırdığı gibi bizi de ahdimizi unutturup, Allah’tan uzaklaştırmamalıdır.

Şeytan secde etmedi, edepsizlik etti. Ahde vefa gerekir. Kul Cenab-ı Allah’ı ve O’na verdiği sözü unutabiliyor. Ama Cenab-ı Allah’ı kulunu hiç unutmuyor. Her an kulu için yaratıp duruyor ve yaşatıyor. Kur’an’da ifade edildiği gibi “nere de olursanız olun Allah sizinle beraberdir” (Hadid:4)

Bir kutsi Hadiste şöyle buyuruyor:

  • “Ben kulumun zannına göreyim. O beni andıkça ben onunla beraberim. O beni içinden anarsa, bende onu öyle anarım. O beni bir topluluk içinde anarsa, ben de onu daha hayırlı bir topluluk içinde anarım. O bana bir karış yaklaşırsa, ben ona bir zira yaklaşırım. O bana bir zira yaklaşırsa ben ona bir kulaç yaklaşırım. Kim bana yürüyerek yaklaşırsa, ben ona koşarak gelirim. Kim bana şirk koşmadan yeryüzü dolusu günahla gelirse, ben de ona o kadar çok mağfiretimle karşılarım” (Buhari, tevhid:15)

Kul Cenab-ı Allah’a ne kadar yaklaşırsa, O’nu ne kadar severse, Allah da ona daha çok yaklaşır ve daha çok sever.

  • Kulun Cenab-ı Allah’a karşı en önemli vazifesi; O’na karşı kulluk vazifelerini yerine getirmesidir.

Kul önce yaratanını sevecek. Kul Rabbini severse, Rabbi de onu sever. Allah sevgisi bütün sevgileri içine alır. Allah’ı seven O’na itaat eder; Kulluk görevlerini yerine getirir. Haramlardan, günahlardan kaçınır.

  • Kulun Cenab-ı Allah’a karşı başta gelen edeplerinden bir de Cenab-ı Allah’tan korkmasıdır. Çünkü O’ndan korkan, başka bir korku taşımaz.

Peygamber (as): “Allah korkusu, her hayrın başıdır” buyurur. (Ramuz’u-l-ehadis:277/8)

Bur kutsi hadiste de: “İki korkuyu cem etmem; dünyada korkanı ahirette korkutmam” buyurulur.

Allah’tan korkan, her hareketinin tespit edildiğine inanır. Yaptıklarının hesabının sorulacağını kabul eder ve ona göre yaşar.

Yusuf (as)ı Allah korkusu, Zeliha’dan dolayı Sultanlığa yükseltmiştir.

Rahmetli Mehmet Akif ne güzel söylemiş:

Ne ifandır veren ahlaka yükseklik ne vicdandır.

Fazilet hissi insanlarda Allah korkusundandır.

Allah’tan korkanın Allah’a teslimiyeti tam olur. Her işinde Allah’a güvenip dayanır. İşlerini Allah’ın rızasına uygun yapmaya çalışır. Allah’ın emirlerini yerine getirmekte mazeret aramaz, bahane uydurmaz. Yani Rabbine kulluktan ve emirlerini yerine getirmekten hiçbir şey alıkoyamaz.

Peygamber (as): “Nerede olursanız olun Allah’a kulluğu tam yapın, cennetle müjdelenin.” Buyurur. (Age: 276/19)

Kulluğu yalnız Allah için yapmak gerekir. Kur’an’da: “Allah’a kulluk edin, şeytana kulluk etmeyin” diye emredilir.

Allah’tan başkasına kulluk yapılmaz. Rükû, secde yapılmaz, kurban kesilmez ve başkasından yardım istenmez.

Kur’an da: “Ölünceye kadar Rabbine kulluk et” buyrulur. (hıcır:99)

-Kul, Allah’a karşı hüsn-ü zanda bulunmalı, rahmetinden ümidin kesmemeli, korku ile ümit arası olmalı, Allah’a isyan edip ibadeti terk ederek, rabbi ile zıtlaşmamalı, unutulmasını istemiyorsa Allah’ı unutmamalıdır.

– İtaatsizliğin, saygısızlığın kime kaşı gösterildiği çok önemlidir. Her an Allah’ın görüp bildiğini bile bile Rabbinin emirlerine karşı kör ve sağır davranmak en büyük edepsizliktir.

– Kulluk görevlerinden biri de; yaratan, yaşatan her nimeti kuluna ihsan ve ikram eden Rabbine şükretmesidir. Şükretmek Allah’ın nimetinin farkına varmaktır.

Şükür, nimetin artmasına sebep olur. Çünkü nimeti veren Allah’tır. Kur’an’da: “Allah’ın izni olmadan ağaçtan bir yaprak bile düşmez” buyrulur. (Furkan:2)

Her şeyin sahibi Allah’tır. Mülk O’nun, hüküm O’nun ve hakimiyet O’nundur.

  • Kul bir iş için karar verdiği zaman “İnşallah” demelidir. Rabbinden izin istemelidir.
  • Kur’an’da;

“Herhangi bir iş için “İnşaallah” demek sizin “Ben onu yaparım, yapacağım” deme (Kehf:23) diye uyarılıyoruz.

Bir şey Allah dilerse, izin verirse olur.

Peygamberimize soru sorulmuştu” yarın cevap vereyim” dedi. “İnşallah” demediği için Cebrail (as) gelmedi.

  • Kul Allah’ın adını anmadan işe başlamamalı, iş yapmamalıdır. Her şeyin başı besmeledir. Besmelesiz iş eksiktir. Euzü besmele şeytandan Allah’a sığınmak ve Allah’tan izin almaktır.
  • Besmele, şüpheleri giderir, bazı haramları helalleştirir. Ayrıca işleri kolaylaştırır.
  • Edep, güzeldir. Güzel olduğu kadar gereklidir. Cenab-ı Allah’tan haya etmek ise, hem en güzel, hem de en gerekli şeydir.

Cenab-ı Allah’tan haya etme gördüğü ve bildiği halde günah işlemek, isyan etmek emirlerine karşı gelmek, yasaklarından kaçınmamak Allah’a en büyük saygısızlıktır. Allah’tan haya eden kul, Allah’ın rızasına uygun olmayan bir hal üzere bulunmaktan kaçınır.

Peygamber (as): “Allah’tan haya edin. O’ndan haya eden kötü düşünmez, midesini haramdan korur ve ölümü unutmaz” buyurmuştur.

Büyüklerimiz, Cenab-ı Allah’a olan hayalarından dolayı ayak ayak üstüne atmamışlar, ayaklarını uzatıp yatmamışlardır. Hep ayaklarını kıvırarak yatmışlardır. Allah görüyor diye hata işlemekten hep sakınmışlardır. Kendilerinin Allah’ın huzurunda olduklarını hatırlarından çıkarmamışlardır.

Cenab-ı Allah’tan gereği gibi haya etmeyen, bugün kuldan da haya etmiyor. Açıktan günah işliyor, haram yemekten kaçınmıyor, isyanı ile günahı ile övünüyor.

Peygamberimiz: “Utanmıyorsan dilediğini yap” buyuruyor. Utanmayanın imanı da olmuyor. Bir hadiste haya imandandır” (Müslim, iman:57) buyrulmuştur.

Bir gün Peygamberimiz ashabına diyor ki:

  • Allah’tan haya ediniz.

Ashab:

  • Şükür elhamdülallah Allah’tan haya ediyoruz, diyor. Peygamberimiz: Allah’tan gereği gibi haya etmek, organları haramdan korumak, haramdan, zinadan sakınmak, ölümü ve dünyanın fani olduğunu düşünmektir. İşte böyle yapan Allah’tan haya etmiş olur” buyurur. (Tirmizi kıyamet:25)
  • Kulun Rabbine karşı dikkat edeceği en önemli şey, şirke düşmekten kaçınmasıdır. Şirk, Allah’a karşı işlenecek en büyük günahtır. Kulun pişman olup, tevbe etmediği takdirde Allah’ın affetmediği en büyük günahtır.
  • Kur’an’da: “Allah kendisine ortak koşulmasını asla bağışlamaz.” (NisaB48) buyrulur.

Peygamberimiz de helak edici yedi şeyden kaçının derken önce Allah’a şirk koşmayı ifade etmiştir.

Kulun görevi Cenab-ı Allah’a karşı edepli ve hayalı olmasıdır. Bu edebin başıdır.

  • Kur’an’da Cenab-ı Allah’ın hoşlanmadığı ve sevmediği bazı kimseler şunlardır:
  • – Allah şirk koşan kafirleri sevmez. (Al-i imran:32)
  • Allah zalimleri sevmez (Ali imran:57)
  • Allah hâinlik edenleri sevmez (Enfal:58)
  • Allah israf edenleri sevmez. (A’raf:31)
  • Allah şımarıkları sevmez. (Kasas:76)
  • Allah bozguncuları sevmez (Kasas:77)

Cenab-ı Allah kendisine itaat etmeyeni kendisinden haya edip korkmayanı ve kendisini tanımayanı sevmez.

0
Tags :

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir