CAMİ YAPMAK CAMİLERİ İMAR EDİP AYAKTA TUTMAK

Millet olarak biz, camilere düşkün bir milletiz. Anadolu‘ya açıldığınız zaman, toprak damların, kerpiç evlerin arasında taştan betondan kubbeleri ve minareleri görürsünüz. İnsanımız namaz kılmasa da, camiye gitmese de camiye düşkündür. Cami yaptırmadan ölen Türk büyüğü çok azdır. Bugün de yardım istenince insanımız boş geçmiyor Elhamdülillah.

Tuğrul Bey ―Kendime saray yapıp da yanında bir cami inşa etmezsem, Allah‘tan utanırım.‖ demiştir.

Peygamberimiz (s.a.) ―Bir kimse Allah rızası için bir cami yaparsa, Allah ona cennette onun gibi bir bina hazır eder.‖ (Ramız 411/11 ve Buhari 1/116) (Kısitte 16/121) buyurmuştur.

Cenab-ı Allah bir kutsi hadiste ―Ben yeryüzü halkına azap etmeyi murat ettiğimde mescidlerini tamir, tanzim ve tenvir edenleri, benim rızam için birbirini sevenleri ve seher vaktinde istiğfar edenleri görünce, onlara azap etmekten vazgeçerim. ―diyor. (İlahi Hadisler S.30)

Bir hadiste de ―Mescidleri bina edin, onların toz toprağını temizleyin. Her kim Allah için mescid bina ederse, Allah da ona cennette bir mescid hazırlar.‖ (Ramuz el-Hadis:9/5) buyrulmuştur. Herkes cami mescid yapamaz, yaptıramaz. Ama yardım edebilir, katkıda bulunabilir.

Elinden ne geliyorsa onu yapabilir. 3 tuğla veren kadının derecesi, cami yaptırandan üstün olduğu nakledilir. Çünkü niyet, çok önemlidir.

Sadece yapı olarak yapılmasında değil, korunmasında, içinin dolmasında da hassas olunması lazımıdır. Cami yapmakla olmaz, içine cemaat lazım. Cami, gücünü kaybetmiş ihtiyarların yeri değil, bilakis gençlerin yeri olmalı. Huzur arayan kurtuluş arayan herkes camiye gitmelidir.

Cami temizlenmemiş, avlu darmadağın, tuvalet pis, böyle cami olmaz. Camide zevksiz, şevksiz, görev yapılmaz. Kiliseler tertemiz iken, cami kirli olmamalı. Cami görevlisi sadece namaz memuru değildir.

Hz. Peygamber cami yapımında kerpiç taşımıştır. Hizmet etmiştir.

Sultan Ahmet Camisi yapılırken padişah işçi gibi çalışmıştır. Rahatsızlanıp yatağa düşmüş, ilk ezan okununca da, fırlayıp kalkmış, Hocası:

  • Nereye padişahım, deyince

―Taş taşımaya gidiyorum‖ hocam, cevabını vermiştir.

Hz. Peygamber, Camiye ilk gaz lambası getirip aydınlatana:

  • Sen bizim mescidimizi nurlandırdın, Allah‘da seni nurlandırsın.

Zenci bir kadın camiyi temizlermiş, bir ara görünmemiş. Peygamber sormuş:

  • ―öldü‖ demişler. <<Bana haber vermeniz gerekmezmiydi>> deyip mezarına gitmiş, namaz kılıp dua etmiştir.

Camilerimizi bakıp, temizleyip, gözümüz gibi korumamız gerekir.

Cimriliği ile ünlü biri camiye epeyce yardım eder. Ona:

  • ―Sen nasıl oldu da camiye bu kadar yardımda bulundun? Senin parayı çok sevdiğini söylüyorlar.‖ derler. Oda;
  • ―Evet parayı çök seviyorum. Onun için camiye verdim. Paramı ahirete götürebilmek için‖ der.

Kayseri‘de gördüm. Camide duvarda üç tuğla dışta. Dediler ki, bu cami, yapılırken dıştan yardım alınmaması için çalışanlara tembih edilir. Bir yaşlı kadın önce ayran getirir. Ardından da tuğlaları uzatır, yalvarır. Usta koymak zorunda kalır. Camiyi yaptıran rüyasında kendisinin üstünde onu görür. Sebebini sorar. Ona bu durum anlatılır.

Allah herkesin gücüne göre değerlendirecektir.

Cami ayrımı yapılmaması lâzımdır. Niçin olursa olsun camiye küsülmemesi lazımdır. Kur‘an da şöyle buyrulur:

―Camiler, mescidler şüphesiz Allahındır. 0 halde Allah ile birlikte kimseye yalvarmayın, kulluk etmeyin.‖ (Cin:18)

Rasülüllah şöyle buyurmuştur:

  • ―Allah‘ın yardımı, hayır için toplanan cemaattedir.‖ (Keşfü‘l-Hafa, C.2,s.391) Bu hadise göre cami cemaati bol sevap alırken bir de Allah‘ın yardımını görecektir.

Bir okul müdürü emekli olacak oğlu:

  • ―Babam nasıl vakit geçirecek?‖ dedi.
  • ―Ne var, yeni cami yakın, orada çay bahçesi de var.‖ dedim.
  • Düşündü, şaşkın bir halde şöyle dedi:
  • ―Bana namaz kıl‖ derse…
0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir