BOŞ VAKTİ, BOŞ İŞİ VE VAKİT ÖLDÜRMEYİ SEVMEK

Ciddi işler yapmak çoğumuzu sıkıyor. Boşuna konuşmak, faydasız işler yapmak, lüzumsuz şeylerle uğraşmak daha kolay geliyor.

“Nasılsın?” diyorsun, “Eh işte!” diyor. “Ne yapıyorsun?” diyorsun, “Vakit geçiriyoruz.”, “Zaman öldürüyoruz.” Cevabını veriyor. 

Öğretmen öğrencilerine: “Temellik hakkında bir kompozisyon yazın,” demiş. Öğrenciler sayfalarca yazmış, doldurmuşlar. İçlerinden biri bomboş bir kâğıt vermiş ve o birinci olmuş.

Yeryüzünün halifesi olarak yaratılan ve imtihana tabi tutulan insana boş ve manasız şeylerle         uğraşmak        yakışmaz.       Sorumluluklar            yüklenen             insan   hayatının         her       anını değerlendirmeli, hayatını dolu dolu yaşamalıdır.

Kur’an insana: “Allah’ın emir ve yasaklarına aykırı olarak yaşamaktan sakının. Herkes ahreti için ne yaptığına baksın,” diyor. (Haşr:18)

Sorsak; “Bugüne kadar ne yaptın?”, “Bugün ne yapıyorsun?”, “Yarın ne yapmayı düşünüyorsun?” Ne cevap alırız acaba?

Allah resulü bizi şöyle uyarıyor: 

  • “İyi işler yapmakta acele ediniz. Yoksa:
    • Unutturan fakirliği mi, o        Azdıran zenginliği mi, o          Dengemizi bozan hastalığı mı, o            Saçmalatan ihtiyarlığı mı, o   Ansızın gelecek ölümü mü, o             Gelmesi beklenen Deccal’i mi, o             Kıyameti mi bekliyorsunuz?” (Tirmizi:2307)         “Beş şeyden önce beş şeyin kıymetini bilin:
    • İhtiyarlıktan önce gençliğin, o Hastalıktan önce sağlığın, o Fakirlikten önce zenginliğin, o Meşguliyetten önce boş zamanın, o Ölümün gelmesinden önce hayatın değerini bilin.”

Bir hadiste de: “İnsanların çoğunun aldandığı iki nimet vardır: Sıhhat ve boş vakit.” (Buhari:12/2162) buyrulur.

Olması gerekeni de peygamber (as) şöyle buyuruyor:

  • “Kendisine faydası olmayan şeyi terk etmesi, insanın iyi Müslüman oluşundandır.”

(R.Salihin:67)

*              *              *

        Senenin yarısını tatil yapan insanımız var. “Nerede?” diyorsun, “Tatilde.” Cevabını alıyorsun. Tatiller bir türlü bitmiyor. Sanki paralar tatil için kullanılıyor.  

        Hep gezelim, tozalım isteniyor. Tatil yaparken, gezerken zamanı ve fırsatları değerlendiremiyoruz.  

        Tatil demek; denize gitmek, dış ülkelere gitmek değildir. Mesela bayramlar nasıl tatil günleri değilse, yapılabilecek çok güzel işler varsa, yaz tatilinde, yıllık izinde de yapılabilecek çok faydalı güzel işler vardır. Arı temiz yere konar, çiçeğe konar, bal yapar. Ya sinek; nerede pislik varsa, pis yer varsa oraya konar. Onun için arı gibi olmak, sinek gibi olmamak gerekir. Tatilde öğrenmenin, iş yapmanın yeri ve şekli değişmelidir.

        İnsan, hayata ne verirse, hayat insana onu geri verir. Bu bir yankıdır.

        Tatil başka ülkelerde bizdeki gibi geçirilmiyor. Bizde içi boş günler geçiyor. Yatma, uyuma, denizde haftalar, aylar geçirme, bol bol para harcama ve borca girme günleri olarak anlaşılıyor.

        Tatilden dinlenmiş değil, daha yorulmuş dönülüyor. Neden? Boş işlerle ilgileniliyor da ondan.

        Şu ayetlere bakın. Ne kadar manidar:

  • “Çalışmış fakat boşuna yorulmuştur. Kızgın ateşe atılır.” (Gaşiye:3-4)

Yaptığının doğru ve güzel olduğunu zannedenler için de şöyle buyruluyor:

  • “Deki: Size yaptıkları işler bakımından en çok ziyana uğrayanları bildireyim mi? Bunlar iyi ve güzel işler yaptıklarını sandıkları halde dünya hayatındaki çabaları boşa giden kimselerdir.” (Kehf:103-104)

*              *              *

        Emekliliği de yanlış anlıyor ve yanlış değerlendiriyoruz. Gün sayıyoruz, gün sonunda iş bitti, paydos diyerek birçok kapıyı kendimize kapatıyoruz.

        Allah bize ne diyor: “Bir işi bitirince, hemen başka bir işe giriş, onunla uğraş.” (İnşirak:7)

        Emekli olunca çalışma bitmez. Esas hizmet emeklilikte yapılır. İnsanlara daha çok faydalı olunur. Daha güzel işler yapılır. Çalışırken yapılamayan görevler, ibadetler emekli olunduktan sonra tamamlanır. 

        İnsan çalışmayı bırakırsa çürür, çabuk hastalanır, çabuk yolcu olur. Bazıları sevap kazanacaksın deyince kılı kıpırdamıyor. Para kazanacaksın deyince ise koşturuyor.

        İnsan, insanların gönül hoşnutluğunu ve Allah’ın rızasını gözetince kendine verilen emeklilik maaşını helal ettirmiş olur. Emeklilik parasını heva ve hevesi için harcayan, o maaşı hak etmemiş olur.

        Emeklilik maaşı helal midir, haram mıdır diye tartışmaya gerek yok. Çalışma devam ediyor ve para yerinde kullanılıyor ise helal olmaması için bir sebep yoktur.

        Emeklilik, insana verilen son fırsattır. Allah’ın rızasını kazanma, cenneti kazanma fırsatıdır.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir