Bir insanın Allah’tan uzaklaştığı nasıl anlaşılır?
-Allah’ın buyruklarını tutmaz.
-Yediğine içtiğine dikkat etmez.
-Hesap gününü unutur, hazırlık yapmaz.
-Günah işlemekten korkmaz.
-Bütün gayreti dünya olur.
-Yaptığı hataya pişmanlık duymaz.
-Allah’ın kullarına karşı merhametsiz olur.
-Allah’ın sevdiklerine düşman, sevmediklerine dost olur.
-Allah korkusu taşımaz, cehenneme odun taşır.
-Peygamber (as): “Kişi sevdiği ile beraberdir.” Buyurmuştur. Kim kimi severse onunla beraber olacaktır.
Allah dostlarından birine:
-Muhammed ümmetine dua eder misiniz” demişler.
Ederim, ederim ana bana Muhammed ümmetini gösterin, dua edeyim” demiş.
İmam-ı Azam, Abbasi halifesi Mansur un icraatının ve yaşayışının İslam’a uymadığı için Seyhü’l İslamlığı reddetmiş, hapse atılmış, zulüm görmüş, bu yüzden vefat etmiş, ama taviz vermemiştir.
Allah dostu olan kişi Allah’ın dostlarını bırakıp da Allah’ın düşmanlarını dost edinmez.
Kur’an’da: “Ey inananlar! Allah’tan korkun, doğrularla beraber olun.” (Tövbe:119) diye emredilmiştir. Mü’minlerden başkasını dost edinenin Allah yanında hiçbir değeri yoktur.
Allah’ın düşmanını dost edinen bundan büyük zarar görür. Allah ona beraber olduğu kişi ile beraber hesaba çekecektir. İkisine de aynı muamele de bulunacaktır.
Onların kıyamet gününde duyacakları pişmanlığı Kur’an şöyle bildirir:
-“O gün zalim kimse ellerini ısırıp: “Keşke peygamberle beraber yol tutsaydım, vay başıma gelenlere! Keşke falancayı dost edinmeseydim. O beni Kur’an’dan saptırdı. Şeytan insanı yalnız ve yardımsız bırakıyor der” (Furkan 27-28)
Bir ayette de:
-“Ey iman edenler! Babalarınızı kardeşlerinizi küfrü imana tercih ediyorlarsa, dost edinmeyin. Kim onları dost edinirse doğrusu kendisine yazık etmiş olur.” (Tövbe 23) uyarısı yapılmıştır.
Dostluk da düşmanlık da Allah içindir.
Nakledildiğine göre Allah Musa Peygambere şöyle vahyetmiştir:
-“Ey Musa zalimlerin evlerine varma.
-Dünyaya bağlı olanları sevme, hasta olanlarına ziyaret etme, öldüklerin de cenazelerine gitme.
Zira onlar benim düşmanımdır” buyurmuş.
İnsan bir şeyi severse, Allah için sevmeli, bir şeyden nefret ederse Allah için nefret etmelidir. Bir iş yaparsa Allah için yapmalıdır. Terk ettiğini de Allah için terk etmelidir. O zaman o işin hayrı olur. Çoğu insan yalancı şeylerin gölgesinin cazibesine kapılmış, her şey para, dünya ile yatıyor dünya ile kalkıyor. Yaradan’a kulluktan ve manevi şeylerden tat almıyor. Bunun da sonu pişmanlık oluyor.