BİN AYDAN HAYIRLI GECE KADİR GECESİ

Cenab-ı Allah’ın indirdiğine, koyduğu emir ve yasaklara itibar edilmediğinden dünya değişti, hayat zorlaştı. İnsanlar başkalaştı, insani duygular değişti; faydacılık ve merhamet duyguları köreldi. İnsanlar kendilerine yakışmayan davranışlar sergiliyor. Basit şeyler kavga ve cinayet sebebi oluyor. Toplumdan sevgiden, paylaşmaktan eser yok. İntiharların, cinayetlerin sebepleri anlaşılamıyor.

            Mutlu etme düşüncesi olmadığından mutlu olunmuyor. Ahiret, sorgu unutuldu, ahlak bozuldu. İnsanlar kendi kusurları ile uğraşmak yerine, başkalarının kusurları ile uğraşıyor.           İnsanlar gelip geçen ömürlerine, kaçırdığı fırsatlara üzülmüyor. İşlediği günahlara, yapamadığı güzel şeylere, yetemediği, yetiştiremediği evlatlarına üzülmüyor.

            Cenab-ı Allah’ın tanıdığı fırsatlar değerlendirilmiyor, gelip geçiyor.

              Kadir gecesi Yüce Allah’ın, insanların dünya ve ahiret saadeti için sunduğu bir fırsattır.

                                                                               *          *          *

  1. Kadir Gecesinin Fazileti:

Kadir sûresinde :

“Biz o Kur’an-ı Kadir gecesinde indirdik. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin?

Kadir gecesi, bin aydan daha hayırlıdır.

O gecede, Rablerinin izniyle melekler re Cebrail her bir iş için iner dururlar.

O gece, esenlik doludur. Ta ortalık aydınlanıncaya kadar.” Buyrulmuştur.

Haşr Sûresi 21. âyeti :

“Eğer bu Kur’an-ı bir dağın üstüne indirseydik, muhakkak ki onu Allah korkusundan baş eğmiş, parça parça görürdün”

Peygamber (as)’ın ifadesiyle:

  • “Kadir gecesi, yeryüzündeki melek sayısı, yeryüzündeki taşlardan fazla olur.” (Ramuz el-Ehadis : 368/3)
    • “Bir kimse inanarak ve mükâfatını umarak, kadir gecesini ihya ederse, geçmiş günahları af olunur.” (Age: 436/11)
    • “Kadir gecesi gelince melekler Allah’ı zikreden her kula Allah’tan rahmet dileyip, dua ederler.” (Müslüman Şahsiyeti :342) Hz. Peygamber (as) :
    • “Cenab-ı Allah başka ümmetlere böyle bir gece vermemiştir” buyurur.

Günlerin içinde Cuma, gecelerin içinde Kadir, ayların içinde Ramazan bir başkadır.

Bu geceye, kutsal bir gece olduğu için “Kadir” denmiştir.

Kadir gecesi 83 yıllık ibadete denk sevabı olan bir gecedir. Bu fırsatı Cenab-ı Allah Kadir gecesi mü’min kullarına vermiştir.

Cenab-ı Allah inanan kulları için farklı zamanlar, farklı ibadet ve farklı sevaplar ihsan etmiştir. Bu her kula nasip olmaz.

                                                                               *          *          *

  • Hangi Gece Kadir Gecesidir?

Bazı şeyler apaçık bildirilirken, bazı şeylerde gizlenmiştir. Hz. Peygamber : “Kadir gecesini Ramazanın son on gününde arayın.” (K. Sitten 1/257: İ. Canan) buyurmuştur.

Kadir gecesini Ramazanın son on gününde ve tek günlerde aramamız gerektiğine dair uyarılar vardır.

Bir sahabe der ki;

“Hz. Peygamber, kadir gecesini bize bildirecekti. Fakat o sırada iki Müslümanın münakaşa ettiğini gördü. Bunun üzerine bize : “Size kadir gecesini haber vermek için çıkmıştım, falanla falanı münakaşa ederken gördüm, Kadir Gecesinin hangi gün olduğunu unuttum” dedi. (Müslüman Şahsiyeti : 343)

İki kişinin münakaşasına bakın. Müslüman Müslümanla uğraşmayacak. Müslümanlar hataları yüzünden hayırdan, rahmetten nasıl mahrum olduklarını göstermesi bakımından bu olay bize mesaj olmalıdır. İbn-i Abbas (ra) :

“Kadir Sûresi otuz kelimeden ibarettir. Yirmi yedinci kelime ‘Kadir’ gecesi kelimesidir” demiştir.

Kadir gecesinin asırlardır yirmi yedinci gece olarak kabul edilip ihya edilmesi, ümmetin ittifakı ile de teyit olunmuş bir hakikattir.

Diğer geceler belli de kadir gecesi neden tam olarak bildirilmemiştir? Diye soruluyor:

O geceyi ihya edenler derler ki: Biz bin aydan hayırlı olan geceyi ihya ettik. Allah bizi bağışladı der, bundan sonra da amelleri azalabilir. Yaptıklarına güvenirler, gaflete düşerler de helâk olurlar.

Rabbim ölümü de gizledi, devamlı ibadet etsinler diye. Kendilerine ölüm gelince imanla gitsinler, amelleri onları kurtarsın diye rabbim gizlemiştir.

Peygamberimiz son on günde itikafa çekilirdi. İtikaf nedir? İtikaf farz-ı kifayedir… İtikâfa giren hangi gece olursa olsun onu yakalamış olacaktır.

Hz. Aişe (radıyallahu anh) anlatıyor : “Resûlullah (aleyhissalatü vessellam) vefat edinceye kadar Ramazan’ın son on gününde itikâfa girer ve derdi ki : “Kadir Gecesi’ni Ramazan’ın son on gününde arayın” Resûlullah (a.s.m.) den sonra zevceleri de itikâfa girdiler.” (Tirmizi Savm, 71)

                                                                               *          *          *

c) Kadir Gecesinde Neler Olmuştur?

            Bu gece neler olmuştur ki, bu gecenin kadri kıymeti yüksektir?

            Kadir gecesi denince akla neler geliyor:

  1. Cenab-ı Allah, Muhammed ümmetini çok seviyor. İçinde Kadir gecesi bulunmayan, bin aydan hayırlı bir gece vermiş. Bir gün Hz. Peygamber İsmailoğullarından bir zattan bahseder. Bu kişi, 83 yıl Allah yolunda cihad yapmış ve Allah’ın rızasını kazanmıştır. Peygamber bunu anlatınca Ashab-ı Kiram üzülür. Böyle bir ömür bize nasib olamaz derler. Bunun üzerine Allah Kadir Sûresini indirir ve 83 yıldan daha hayırlı Kadir gecesini Muhammed ümmetine nasip eder.
  2. Kuran, Kadir gecesinde inmiştir.
  3. Kadir gecesinin 1000 aydan hayırlı olduğunun bildirilmesi, bazı zamanların diğer zamanlara üstün olduğu, o zamanlarda yapılan ibadetlerin diğer zamanlarda yapılan ibadetlerden farklı olduğunu akla getiriyor.

Bakın, zaman su gibi akıp gidiyor. Geçen, yaşanan zamanda geri gelmiyor. İnsan için zaman üçtür; geçmiş, gelecek ve içinde bulunduğu zaman. Geçmiş zaman bizden çıkmıştır. Gelecek zamanı yaşayıp yaşayamaya-cağımızı bilemiyoruz. Bunun için yaşadığımız her günü son gün bilmemiz lâzımdır. İçinde bulunduğumuz zamanı iyi değerlendirmeliyiz. Kurtuluşu geciktirmeyelim. Ölüm, geceleri yastığımızın altında, gündüzleri karşımızda, onun için kurtuluş geciktirilmemelidir.

  • Kadir gecesi, insanın kaderinin değiştiği gece-dir.
  • Kadir gecesi, kurtuluş gecesidir.
  • Allah’ımız kullarının cehenneme gitmesini istemiyor. Cennete gitsinler istiyor da bu fırsatı bize ondan vermiştir.

Sonuç olarak; Cenab-ı Allah Müslümanları çok seviyor. Bire bin veriyor.

Ayrıca bize Kur’an gibi bir şefaatçi indirmiştir. Kur’an, okuyana, uyana, şefaat edecek ve kurtuluşunu sağlayacaktır.

                                                                               *          *          *

d) Kadir Gecesi Kurtuluş Gecesidir

Bu gece melekler yeryüzüne inerler. Yeryüzünde zikredenleri, namaz kılanlar, dua edenleri ve tövbe edenleri tespit ederler. Sabahında da isteyenlere selâmet vardır.

Bu gece, insanlığa selâmet reçetesi sunulmuştur.

Kur’an’da: “Allah kimseye zulmetmez, insanlar kendi kendilerine zulmederler.” buyrulmuştur. (Yunus:44)

Şair de kurtulmak istemeyenler için “Hiç kuluna zulmeder mi Hüdası Kulun çektiği kendi cezası” demiştir.

Kutsi Hadiste Rabbimiz şöyle buyurur:

“Kulum beni nasıl bilirse, ona öyle muamele ederim. (İ.Canan, Hadis Ans : 3/289) Hz. Peygamber:

“Kadir gecesi gelince; melekler, Allah’ı zikreden her kula Allah’tan rahmet dileyip dua ederler. Ramazan bayramı olunca da Allah meleklere der ki: “Ey meleklerim! İşine bağlı işçinin mükafatı nedir? Melekler:

  • Ey Allah’ım! Onun mükafatı ücretinin eksiksiz verilmesidir” derler. Allah da meleklere:
  • Benim kullarım emrettiğim şeyleri yaptılar. Sonra bana dua ettiler. Onların dualarını muhakkak kabul edeceğim.”

Allah kullarına da şöyle der;

  • Sizi bağışladım, kötülüklerinizi iyiliğe çevirdim.” (Müslüman Şahsiyeti : 342, M.

Zekeriya Kandehlevi)

Mezarında bir kul kabir azabı çekerse, kabristandakiler sorarmış:

  • Sen hiç Ramazan ayına ulaşmadın mı, kadir gecesini yaşamadın mı?
  • Eğer yaşadım” derse, hayret ederlermiş “Nasıl olup da kendini af ettiremedin, sel gibi akan sevaplarla amel defterini dolduramadın da kabir azabına maruz kaldın” derlermiş.

Peygamber (as) buyurur ki:

  • “Kim ki kadir gecesinin faziletine inanarak kadir gecesini ibadetle ihya edenin geçmiş küçük günahları af olunur.” (Riyaz üs-Salihin 2/264)
  • “Kadir gecesinden mahrum olan, çok büyük şey-den mahrum olmuştur.” “Gök kapıları gece yarısı açılır:
  • “Dua eden var mı, kabul olunsun. Bir şey isteyen var mı, verilsin. Var mı belâya uğrayan, kurtulsun. Her Müslümanın duası kabul olur. Yalnız zina yapılmasına ön ayak olan kadın, haksızlık yapıp haraç alan hariç…” (Ramuz el-Ehadis : 255/8)
  • “Allah geceleyin Müslüman kulunu uyandırırsa, o da Allah’ı zikreder ve mağfiret dilerse günahları bağışlanır. O kişi abdest alıp namaz kılarsa ve Allah’ı zikrederse, af olunur.

Dua ederse, duası da kabul olur.” Age: 48/5)

Bu hadislerde inanan insanlar için güzel müjdeler vardır.

Sürekli hata eden, günah işleyen insan için bir gece yeterli değildir.

Hz. Peygamber : “Ramazan ayı içerisinde bin aydan daha hayırlı olan bir gece vardır, kim o geceden mahrum kalırsa bütün hayırlardan mahrum kalır. Onun hayrından da ancak nasipsizler mahrum olur” (Müslüman Şahsiyeti: 341) der.

Kadir gecesi çok sevaplı bir gece, bu gecede her isteyen kurtuluyor. Bende bu gecede bir şeyler yapıp kurtuluvereyim” demek, yağmacılık gibi bir şey olur.

Bazıları “Kadir gecesini ihya ettim” deyip sabah eski hayatına dönüyor. Yok öyle şey, böyle yararlanma olmaz.

Şeytan Peygambere:

  • ”Ben son anda kelime-i şahadet getirir, kurtulanlardan olurum” demiş.

Peygamber üzülmüş. Gelen vahiy ile de üzüntüsü gitmiş.

Cenab-ı Allah:

  • Ey Muhammed! Sen üzülme biz ona, o anda demek istediğini unuttururuz” demiştir.

İnsanın kurtuluşu için tek kadir gecesi yeterli değildir. Çünkü kadir gecesinden sonra da günah işleniyor.

Ayrıca kadir gecesinde doğmak, kadir gecesinde ölmek, kadir adını taşımak da yeterli değildir.

Adam kadir gecesinde ölmüş. “İçki de içerdi, faizde yerdi, biz kötü bilirdik” yanılmışız. Allah yanında değerli bir kul imiş” demişler. O gece hanımının rüyası üzerine çocukları mezara gittiklerinde ciğerlerini kabrin etrafında görünce, mezarı açmışlar, babaları domuz şekline girmiş yatıyor…

Atalarımız : “Her geceyi kadir, her gördüğünü hazır bil.” demişlerdir.

            Hesabını verebileceğimiz bir hayat yaşamalıyız. Çünkü yaşadığımız her anın hesabını vereceğiz. Yapıp, yapmadıklarımızdan hesaba çekileceğiz. Daha son nefeste hesap başlayacak.

 Kabirde sorgu var, sırattan düşmek var. Her insan duraklardan geçecek ve hesaba çekilecek.

            Cevap veremeyenin vay haline!

  1. Durak iman durağıdır. İmandan sorulur. İnanmayanların vay haline!
  2. Durak namaz durağıdır. Namazı eksik olanın vay haline!
  3. Durak zekat durağıdır. Zekatını vermeyenin vay haline!
  4. Durak oruç durağıdır. Oruç tutmayanın vay haline!
  5. Durak hac durağıdır. İmkanı olup da hacca gitmeyenin vay haline!
  6. Durak temizlik durağıdır. Cünüp gezenin vay haline!
  7. Durak ana baba hakları durağıdır. Anne ve babasını razı edemeyenin vay haline! (M.Z.Kotku, Ehli Sünnet Akaidi)

            Şakik bin İbrahim (rh) dedi ki:

            İnsanlar dört şeyle dediklerinin aksini yaptılar.

  1. “Biz Allah’ın kullarıyız.” Dediler fakat hürler gibi hareket ettiler, emirlerine uymadılar.
    1. “Allah-u Teala bizim rızkımıza kefildir.” Dediler fakat kalpleri ancak dünya ile tatmin oldu.
    1. “Ahiret dünyadan hayırlıdır.” Dediler fakat dünya için mal toplamakla meşgul oldular, ahiret için amel hazırlamadılar. 
    1. “Biz elbet öleceğiz.” Dediler fakat hiç ölmeyeceğini zanneden kimseler gibi amel ettiler, dünya için çalıştılar.

Şura ehli tarafından bey’at edilerek halife seçilen Hz. Osman (ra) üzgün bir şekilde Hz. Peygamberin minberine çıktı. Allah’a hamdü senada bulunup Hz. Peygamber’e selatü selam getirdikten sonra şunları söyledi:

–    Siz her an değişmekte olan bir yurttasınız ve hayatınızın bundan sonraki kısmında yaşamaktasınız. Öyleyse henüz gelmeden, gücünüz yettiğince ve en güzel şekilde ölüme hazırlanınız! Ömrünüzü en hayırlı amellerle değerlendiriniz. Şunu biliniz ki bu imkan sizlere verilmiştir. Unutmayınız; eceliniz sabah yada akşam hiç beklemediğiniz bir anda size gelebilir. Bu dünya aldatma üzerine kurulmuştur. Nitekim Allah-u Teala:

            “ Sakın dünya hayatı sizi aldatmasın ve şeytan Allah’ın affına güvendirerek sizi kandırmasın!” (Lokman:33) buyurur.

                                                                               *          *          *

e) Kadir Gecesini Nasıl Değerlendirelim, Neler Yapalım?

            Bu gece öyle şeyler yapmalıyız ki, kadirlik olalım, affa uğrayalım, kurtulalım:

            Kur’an-ı Kerim bu gecede inmiştir. Öyleyse bu gece Kur’an gecesi olmalıdır.        Allah: “Biz o Kur’an’ı Kadir gecesinde indirdik.” (Kadir: 1) “Biz O’nu mübarek bir gecede indirdik.” (Duhan: 3) buyurmuştur.

            Kur’an-ı Kerim hayat kaynağı, mutluluk kaynağıdır. Müslüman olan yabancılar: “Kur’an’da hayat buldum.”, “Kur’an’dan etkilendim.” gibi ifadeler kullanmışlardır. Kur’an’dan etkilenen ilim adamlarının sayısı bir hayli fazladır.

            Kur’an; bana dünyada şefaat etti, beni farklı kıldı. Esas ahirette şefaatçi olacaktır. Peygamber (as): “Kur’an’ı okuyunuz. Çünkü O kıyamet gününde Kur’an ehline şefaat edecektir.” buyurur. (Müslim Misafirin: 252)

            Kur’an’ın bize indiğini, bize hitap ettiğini düşünerek okumalıyız. Kur’an okumanın sevabı çoktur. Peygamber (as): 

  • “En hayırlınız Kur’an’ı öğrenen ve öğreteninizdir.”
  • “Kur’an’ı okuyunuz. Çünkü her harfi için on sevap verilir.” buyurmuştur. (R.Salihin: 1003)
  • ‘Bir topluluk bir evde toplanır da Kur’an okursa, kalpleri huzur bulur, rahatlar, Allah’ın rahmeti onlar üzerine olur, melekler onları kuşatır. Allah onları melekler yanında anar.’’ (R. Salihın: 1027)
  • ‘’Bir evde Kur’an okunduğunda melekler hazır olur, şeytanlar çekilir, ev halkına genişlik hâsıl olur, hayır çok, şer az olur. Bir evde Kur’an okunmazsa darlık gelir,

hayır azalır, şer çoğalır.’’ (Ramuz el E-hadis: 196/2) Kur’an’da ne okuyalım:

Kur’an’ın her ayeti her sûresi üstün ve faziletlidir. Ama Peygamber (a.s)’ın çok okuduğu ve okuyun dediği sûreler şunlardır:

-Peygamberimiz: Kur’an’da en büyük sûre FATİHA sûresidir.’’ buyurmuştur.

(R.Salihın:2/349)

-‘’İhlâs sûresi Kur’an’ın üçte biridir. (Age: 2/350)

-‘’Felâk ve Nâs sûrelerinin benzeri görülmemiştir.’’ (Age: 2/352) (Bu iki sure ile peygamberimiz hep Allah’a sığınmıştır.)

-‘’Mülk sûresi mağfiret oluncaya kadar okuyanı şefaat eder.’’ (Age:353)

-‘’Geceleyin Bakara sûresinin sok iki ayeti, onu okuyan için kafidir.’’ (Age: 2/353) -‘’Evinizi kabre çevirmeyin. Şüphesiz ki şeytan içinde Bakara sûresi okunan evden kaçar.’’ (Müslim, Misafirin:212)

-‘’Kur-an okuyan kimse hata etse, acemi olsa melekler onun yanlışını düzeltir.’’ buyrularak hatalı okuyanın bile Kur’an’ı okumayı terk etmemesi öğütlenmiştir. (Ramuz el Ehadis: 57/13) ‘’Kur’an’ı zorla okuyana iki kat ecir vardır.’’ (R.Salihın: 998) buyurur.

                                                                               *          *          *

  • ‘’Her şeyin bir kalbi vardır. Kur’an’ın kalbi de Yasin’dir. Kim Yasin’i okursa Allah onun okumasına, Kur’an’ı on kere okumuş gibi sevap yazar.’’ (Tirmizi, Fedail-L-Kur’an:7) – ‘’Yasin, Kur’an’ın kalbidir. Allah’ın ve ahret gününü arzu ederek Yasin okuyan kimsenin geçmiş günahı affedilir. Onu ölülerinize okuyunuz.’’ (Ebu Davut, Cenaiz:20)

            Peygamber (as):

  • “Yasin suresi ne maksatla okunursa, onun içindir. Yasin suresini okuyun.”
  • “Kur’an’daki ayetlerin en büyüğü Ayet’el Kürsi’dir. Okuyan için Allah günahlarını silip sevap yazacak bir melek gönderir.” Hz. Ali’ye de: 
  • “Bu ayeti oku, şeytan uzaklaşır, sana zarar vermek isteyen zarar veremez.” diye tavsiyede bulunmuştur.

Bu gece yalvara yakara gözyaşları ile günahlarımıza tövbe etmeliyiz.

            Hz. Peygamber:

Günahlarından dolayı tövbe eden günah işlememiş gibidir.” Allah’ın affı bizim günahlarımızdan daha büyüktür.  Ümit kesmek de, tamamen ümit var olmak da doğru değildir.

Şeytan: “Kullarını saptıracağım” diye Allah’a yemin ettiği zaman Cenab-ı Allah da :

“Tövbe ettikleri takdirde bende af edeceğim” buyurmuştur.

Hz. Ali’ye biri şöyle diyor:

  • “Günah işledim tövbe ettim. Gene günah işledim” Hz. Ali (ra):
  • “Gene tövbe et” O adam :
  • “Ne zamana kadar ya Ali!” diyor. Hz. Ali (ra) :
  • “Şeytan senden ümidini kesinceye kadar, günahlardan arınıncaya kadar, günah işlememeye başlayıncaya kadar” diyor.

Cenab-ı Allah : “Tövbe edin” diyor.

Tövbe etmek her kula vaciptir.

Dua edelim. Hz. Peygamber : “Dua mü ‘minin silahıdır.” Dua belâ ateşini söndürür” diyor.

Hz. Aişe: “Kadir gecesine ulaştığımda nasıl dua edeyim? Demiş.

Hz. Peygamber : = Allah’ım! Affı seversin, kerimsin, beni affet” de demiştir.

Allah : “Dua edin icabet edeyim”, “Yok mu dua eden duasını kabul edeyim” deyip durur. Biz de dua ederek kurtulalım.

Namaz kılalım. Peygamber :”Namaz dinin direğidir”, “Cehennemdekilere: -Sizi buraya sürükleyen nedir? “Biz namaza önem vermezdik” diyecekleri haber verilmiştir.

Kaza borcu olanlar mutlaka ödemeyi düşünsün…

Bu gece kaza namazı, tespih namazı, nafile namazları kılalım.

Zikir yapalım: Zikir farzdır. Bu gece melekler iner, sabah geri dönünce Allah sorar:

  • “Kullarım ne yapıyor?” Melekler:
  • “Seni zikrediyorlar” deyince Cenab-ı Allah:
  • “Bende onları affettim” diyeceğini Peygamberimiz (sav) haber vermiştir.
  • Bu gece tebrikleşip, dualaşmalıyız. Gönül almalıyız. 
  • Bu gece hediyeleşmeliyiz.
  • Gelecek Kadir gecesine ulaşıp ulaşamayacağımızı Allah bilir. Onun için ibadetin her çeşidini yapalım. Geçmişin eksikliklerini tamamlamaya çalışalım.

Peygamberimiz (SAV)de bu konuda şöyle buyur-muştur.

  • “Beş vakit namazın dışındaki en faziletli namaz gece namazıdır.” Gece kalkan kulları için Cenab-ı Allah rahmetiyle tecelli eder” (Tâç : 1/324)
  • “Dünyada cennet nimetlerine benzer bir şey varsa, oda gece ibadetinden alınan zevktir.” (İhya:1/1034)
  • “Aman gece ibadetine sarılın. Sizden önceki halis salih kullar gece ibadeti ile yüceldiler. Çünkü gece ibadeti Allah’a yaklaştırıcıdır, günahları bağışlatıcıdır, günahlardan uzaklaştırıcıdır ve bedenin rahatsızlıklarını gidericidir.” (Tâc 1/326) buyurmuş ve gece ibadetine önem vermemizi istemiştir.

Biri, bir Allah dostuna:

  • “Allah beni seviyor mu? diye sorar. O da:
  • “Allah seni gece huzuruna çağıyor mu, kabul ediyor mu? Eğer çağırıyor, kabul ediyorsa, seni seviyor” der.

Hasan Basri’ye:

  • Gece namaza kalkanların yüzleri neden güzel olur? Diye sorarlar, oda:
  • “Rahmanı ile baş başa kalmışlardır da ondan” der.

Kur’an-ı Kerim’de:

  • “Geceleyin namaz kıl” (insan : 26)
  • “Geceleyin Allah’ı tespih et” (Kaf:40) buyrulmuş-tur.

Peygamberimiz (as)’ın bildirdiğine göre:

  • “Farz namazlardan sonra en faziletli namaz gece namazıdır.”
  • “Gece namazına eşini kaldırana Allah rahmet etsin” (Ramuz el-Ehadis : 290/1)
  • Hz. Ömer’in oğlu Abdullah rüyasında cennete gider, cenneti gezer. Bu rüyayı kız kardeşine anlatır. O da Peygambere anlatır. Bunun üzerine Peygamberimiz:
  • “Ah Abdullah bir de gece namazı kılsa” der.

Ondan sonra Abdullah bir daha gece namazını bırakmaz. (İ. Canan, Hadis Ans. 12/357)

Bir gün teheccütten önce rüyamda bir eve götürdüler, evin ortasında besili bir eşek yatıyordu. Bana:

  • “Bu aile reisi, namaza kalkmıyor, namaz kılmıyor” dediler. Uyandım, uzun süre tüylerim diken diken oldu.

Kuran’da: “Ailene namazı emret, kendinde sabırla devam et.” (Taha : 132) emri vardır.

Gece ibadetine mâni olan şeyler nelerdir?

  • Haram lokma yemek, üzerinde kul hakkı bulundurmak.
  • Günahlarla iç içe oluşumuz ve günahların Allah’la aramızda perde oluşturması.
  • İman zayıflığı, imanı ibadetlerle besleyememek.
  • Nefsin esareti, nefsin arzularının kırılamaması.
  • Dünyaya düşkünlük, gözünü dünyaya dikmek.
  • Çok yemek yemek.
  • Çok uyumak.
  • TV’de program seçimi yapmamak. Geç vakitlere kadar o kanal bu kanal gezmek.

                                                                               *          *          *

f) Nasıl Dua Edelim:

  • Allahümme inneke afüvvün, kerimün tıhıbbül affe feğfü anni (Allah’ım! Sen affı seversin, kerimsin beni affet)
  • Allahümmağfirli, velivalideyye velil-mü’minine yevbe yagümül hıseb (Allah’ım! Kıyamet gününde beni affet, ana babamı affet, Müslümanları affet) –         Allahümme ecirna minennar (Allah’ım! Cehennem ateşinden koru) 
  • Ya müfettihu’l-ebvab iftah lena hayral-bab (Ey kapıları açan Allah’ım! Bizim için hayır kapılarını aç)

Ya Rabbi! İbadetlerimizi, dualarımızı kabul et. Kulluğumuzu, hizmetimizi daim eyle. Bizi kulluk defterinden silme. Dua edişimizde: “Buyur kulum!” dediğin ve dualarına cevap verdiği kullarından et.

Bize sağlık ve sıhhat ver. Bizi iki cihanda aziz eyle. İki cihan saadeti ver. İki cihanda yüzümüzü güldür ve yüzümüzü ak et. 

Allah’ım! Bizi sev, sevdir. Sevdiğin şeyleri yapan ve rızana uygun yaşayanlardan eyle. 

Allah’ım! Bizi, çocuklarımızı haramlardan, günahlardan, mekruhlardan ve şüpheli şeylerden koru. Günah işlemekten, şirke düşmekten sana sığınırız. 

Rabbim! Bize helal gıda nasip et. Rızkımızı arttır, helalinden ver, soframıza haram lokma girmesinden sana sığınırız.

Allah’ım! Zenginliğin ve fakirliğin şerrinden, kötü arkadaştan, kötü komşudan sana sığınırım.

Rabbim! Bana sevaplı işler işlemek, faydalı olmak nasip eyle. Günahlarımı bağışla, rızkımı genişlet, helalinden ver. Günahlardan, haramlardan ve şüpheli şeylerden koru.

Allah’ım! Gafletten, inançsızlıktan, ibadetsizlikten, zulmetmekten, zulme uğramaktan sana sığınırım. Ömrümün kalan kısmını rızana uygun yaşat. Vücuduma sağlık, işlerimde kolaylık ver.

Rabbim! Büyücünün, iftiracının, gıybetçinin, hasetçinin şerrinden koru. Kötü huylardan, bencillikten kötü arzu ve isteklerden sana sığınırım.

Rabbim! Endişelerimiz, kederlerimi izole et. Gönlümün sıkıntılarını gider. İşlerimi kolaylaştır. Dinin üzerinde beni yaşat. Bana zor gelen her şeyi kolaylaştır. Senin rızana uygun muradlarımı gerçekleştir. Gizlide ve açıkta ömrüm boyunca beni takva üzerine sabit kıl.

                                                                               *          *          *

g) Sonuç Olarak:

İbadet edebilmek, hidayet işidir. İbadet edememek ise cezadır. Cezaların ağırıdır.

Peygamber (as) : “Birini Allah’ın terk etmiş olmasının alâmeti, okulun boş şeylerle uğraşmasıdır” demiştir.

Allah insanı terk ettiyse, kulluk defterinden sildi ise, kulluk yapamaz. Onun için yapılanlarda bir işe yaramaz.

Allah’ın sevgili kullarından birinin son anlarında yüzünü kıbleye çeviriyorlar. Kendine geliyor:

  • “Ne yapıyorsunuz?” diyor.
  • “Yüzünüzü kıbleye çeviriyorsunuz” diyorlar.
  • “Ben şu ölüm döşeğine yatıncaya kadar eğer yüzümü kıbleye çevirmemişsem, sizin yüzümü şu anda kıbleye çevirmeniz beni kurtarır mı?” diyor.

Ramazanlar gelip geçecek, Kadir Geceleri gelip geçecek, yüzünü kıbleye çevirmeyecek, o ölürken birileri yüzünü kıbleye çevirecek, birileri namazlarını kılacak, “iyi biliriz” diyecekler, kabirde yüzü kıbleye döndürülecek… Çok geç değil mi?

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir