BAZI ŞEYLERE TEPKİ GEREKİR
Yayın basın organları, her an müstehcen yayın yapabiliyor, müstehcenliği özgürlük olarak anlıyor.
Müstehcenilğe göz yumulması, onlara cesaret veriyor.
Müstehcen yayınların alınıp seyredilmesi ise, onlara hayat veriyor. Ömrünü uzatıyor, daha güçlü çıkıyor.
Vitrinlerde kaldırımlarda gazeteler, dergiler, insanlar, sereserpe, gizli bir şey kalmamış, saklanacak bir yerde kalmamış.
Bazılarına ne bu? denince “saklanan bir şey ilgi çeker” cevabını veriyor. Bunu kabul etmek mümkün değildir. Bugün hayvanlar bile kapalıdır.
İnsanımıza düşen görev nedir?
Bugün her zaman olduğu gibi en büyük görev insanımızın kendine düşmektedir. Devlet üzerine düşen görevini yapmazsa, elbette insan kendini, çocuklarını ve insanlık onurunu korumanın yollarını arayacaktır. Aramayacak olursa onun işi bitmiş demektir. Bize düşen, tepki göstermektir,meşru yollarla, seviyesiz yayınlara karşı çıkmaktır. En azından o saatlerde düğmeyi kapatmaktır. Elle yapacağımız budur. Dille de mektupla, telefonla nasıl yayın istediğimizi anlatmaktır. Kalben buğzetmek de bunun devamıdır.
Çocuklarımız için de dikkati başka yerlere çekebiliriz. Çocuğumuzu,eşimizi, dostumuzu inancımıza, kültürümüze ters düşen, yüz kızartıcı yayınlar yapan kanalları seyretmemeye davet etmeliyiz.
Sohbet, ibadet, okuma ve yararlı uğraşırlarla tüm yayınları izleme hastalığından kendimizi ve başkalarını kurtarabiliriz.
Kendimize gelelim. İnsanın başını yere eğmesine neden olan kanallar, inançlı ve namuslu olduğunu iddia eden kimselerin ve ailellerin seyredeceği kanal olamaz. Nemelâzımcılıktan, tepkisiz olmaktan kurtulmak, varlığımızın ve geleceğimizin teminatı olacaktır.
-Bir yandan meşru bir şekilde tepki göstermeliyiz, bir yandan da çocuklarımızı, ailemizi, ahlak ve inancımızı korumalıyız.
Nasıl korunacağız?
-Dikkatimizi başka yerlere çekeceğiz.
-Müstehcen ve müstehcenliği almayıp, seyretmeyip evimize sokmayacağız, beslemeyeceğiz.
-Alo : 155 – Alo : 156 – Alo 178 hatlarını kullanmasını bileceğiz.
-Önce evin içinde müstehcen giyim varsa bir söz bir bakışla halledebilir. Almaz, giydirmez:
-Müstehcenliği tasvip etmediğini hissettirir.
-Yazılır, okunur, anlatılır.
-Alınmaz, satılmaz, seyredilmez, bir de kumandanın düğmesine basılabilir.
-Müstehcenliğin kaynağı zaaflardır, eksikliklerdir, bilgisizliktir, inançsızlıktır.
Eksiklikler giderilir ve alterantif sunulursa neden olmasın?
İlgisizlik, tepkisizlik, kötülüğe arka çıkmaktır. Her geçen gün kötülüğü ve kötülerin artmasına neden olunur.
Bakın ne haldeyiz. Ne hale gelmişiz. Bir örnek vereyim:
Manken görmek için üçbin kişi toplandı. Zonguldak’ın Ereğli ilçesinde bir marketin açılışına katılan mankenler Gizem Özdilli, Tuğba Özay ve Yelda Önbaş’ı görmek için toplanan yaklaşık 3 bin kişi izdiham oluşturdu. Mankenler sahneye çıkmadan yaklaşık bir saat önce marketin önünü dolduran vatandaşlar, polise zaman zaman zor anlar yaşattı. Sahneye çıkan Gizem Özdilli, Tuğba Özay ve Yelda Önbaş, vatandaşlardan büyük alkış aldı. Açılışta bulunan Belediye Başkanı Halil Posbıyık, kalabalığı görünce bir konuşma yaptı. Posbıyık konuşmasında “Ereğli’de ormanın yeşilini, denizin mavisini ve güneşin sarısını görmeden öbür dünyaya gidenler, eksik giderler. Mankenlerimiz de bunları gördü. Öbür dünyaya eksik gitmeyecekler” diyerek herkesi güldürdü. (14.04.2002 Zaman)
İşte halimiz!…
Nereden, nereye?…
Allah soruyor : “Size ne oldu da ey zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğruna gayret sarfetmiyorsunuz? (Nisâ : 75)
Allah emrediyor : “Sizden hayra çağıran iyiliği emredip, kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir:” (Ali İmran : 104)
Nadir b. Hâris müstehcen, israiliyat masallar içeren kitaplar getirir, Mekke’lilere şöyle der : Muhammed, Ad Semut kavimlerinin masallarını anlatıyor. Bende size Rum, Acem masallarını anlatan kitaplar getirdim. Bunları okur eğlenirsiniz” der. İnsanları Kur’an okumaktan alıkoymaya çalışırdı.
Cenab-ı Allah Lokman Sûresinin 6. ayetini indirdi.
“İnsanlardan öylesi vardır ki herhangi bir ilmi delile dayanmadan Allah yolundan saptırmak ve sonrada onunla alay etmek için boş lafı satın alır. İşte onlara rüsvay edici bir azap vardır.”
Allah (c.c.) iyiliğide unutmaz, kötülüğüde unutmaz. “Kim zerre kadar iyilik yaparsa mükafaktını verir, kim de zerre kadar günah işlerse cezasını verir” Allah rahmandır, rahimdir. Ama bir de züntikamdır. Hesap sorar intikam alır, cezalandırır.
-Müslüman-Türk halkına karşı hiç umursamadan ve hiçbir sınır tanımadan müstehcen yayın yapan, genel ahlâka aykırı davranışları imrendirerek özendiren, empoze eden TV kanallarını insanımıza saygılı olmaya davet ediyoruz.
-Yetkililerin, hasta ruhlu, kimliksiz nesillerin yetişmemesi için tedbir almalarını diliyoruz.
-Her anayı, babayı düşünen ve insanlık onuruna sahip herkesi, özellikle ilim adamlarımızı üzerlerine düşen milli, insani görevleri yerine getirmelerini bekliyoruz.
-Gelecek endişesi taşıyan herkes, üzerine düşeni yapmalıdır. Yoksa herkes zarar görecektir. Çünkü batırılmak istenen geminin içinde biz de varız. Gelin kendimizi de gemiyi de batırmak isteyeni de kurtaralım.
-Mânevi değerleri tahrip eden, insanımızı tahrik eden herşeye karşı çok hassas olmalıyız.
-Ahlaksızlığın sanat yönü olmaz, özgürlüğü de olmaz. Müstehcen ve seviyesiz yayınlar insanımızı yanlış yönlendiriyor.
-Üzerimize düşen görevi yapalım. Bozulmanın, yozlaşmanın telafisi olmuyor. Bozulmayı önleyelim, yozlaşmanın önüne geçelim.
-Zaman zaman yetkilileri de göreve çağıralım…
Bu millet iyileride unutmaz, kötüleri de, iyiliği de unutmaz, kötülüğü de unutmaz. Hizmet edeni de unutmaz, ihânet edeni de unutmaz.
Allah Rasûlü : “İnsanların en hayırlısı, insanlara en çok faydalı olandır” buyurur. Allah hepimizi hayır kapılarını çalanlardan etsin.
Çocuklarımız sanal pornonun penceresindedir. Bugün çocuk pornosu içerikli yüz binlerce site bulunuyor. Bunlar şer güçlerin desteği ile hazırlanıyor. Fuhuş sektörü, küçücük çocukları tuzağına düşürüp pazarlıyor.
Yavrularımız kendini koruyacak inanca ve iradeye sahip değil. Bilgisi de yok. Evlât acısı çekmemek için gereken bilgi ve eğitim mutlaka verilmelidir. Bir tarafta “günaha girerim” korkusu ile korunanlar, bir tarafta da günahtan kormayanlar. Niçin böyle? İşte terbiye ve eğitimin farkı bu…