BASIN YAYIN HÜRRİYETİ SINIRSIZ MI?

İnsanımız, eskiden Rus elçisinin açıklamalarına, davranışlarına bakıp, tersini yaparak doğrusunu bulurmuş. Bugün de medyanın tutumu, akl-ı selim sahibi insanımıza doğruyu bulma ve anlamada zıtlık ölçüsü sergilemektedir.

Batı basını bile bizimki gibi değildir. Batı basınında, şımarıklığa, müstehcenliğe, kişi haklarına saldırıya, devlet millet çıkarlarına saldırıya yer yoktur. Basın, kendi sınırları içinde hürdür. Yalan yanlışla ortalığı toz duman etme hakkına sahip değildir.

Bizde basın hürdür, başkaları hür değildir. Basın hürriyeti yatak odasına uzanan hürrriyet değildir, teşhir etmek değildir, itham etmek, suçlu ilân etmek değildir. Halkın inancına – ahlâkına dil uzatmak, basın hürriyeti değildir. Anayasanın teminatı altında olan şeylere dokunulamaz.  

Basın, tuttuğunu göklere çıkarıyor, tutmadığını da yerin dibine batırıyor. İnançlara, düşüncelere karşı hazımsız davranıyor.

Bazı şeylerin kirliliğinden bahsediyoruz. Kirlilikse, medyanın kirliliği başta gelir.

Medyada çift standart uygulama yapılıyor. İnsanlar birbirine düşürülüyor. Milletin ahlâk yapısına uygun yayın yapılmıyor. Cinselliği ön plânda tutuyor. Mesela cami, Kur’an kursu, imam hatip liseleri, mesele din ise, medya kuduruyor. Müslüman Türk kimliğine ters yayın yapıyor. Dikkatler başka yerlere çekiliyor. Cambaza bak, cambaza oluyor…

Bizde yayın organları görevini yapmıyor. Eğitmiyor, öğretmiyor. Kültür seviyesini yükseltmeye çalışmıyor. Hatta “Sen kimden yanasın?” sorusuna muhatap olacak kadar milli çıkarlarımıza ters yayın yapıyor. Para kazanmak ve menfaat elde etmekten başka hedefi yok. Medyanın çıkarları, milli menfaatlerin üstünde değildir.

Medyada intiharlara, cinayetlere ve nice nice kötülüklere sebep olan kamera şakası denilen eşek şakaları, cıvık programlar, şiddet programları, kötü örnek olan diziler, her şeyi sulandıran eğlence programları bitmelidir.

Yetkililerin toplumsal sorumluluk duygusu içinde hareket etmesi sağlanmalıdır.

Medya yetkilileri, aynı toprağı, aynı havayı ve aynı hak ve hürriyetleri kendileriyle paylaşan milyonlarca insanın olduğunu düşünmelidir. Eninde sonunda sorumsuzluğun bir günde kendilerine ve yakınlarına etkileyeceğini düşünmelidir.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir