ANNE ÇOCUĞUNA SÜT EMZİRMELİDİR

Cenab –ı Allah Kur’an-da: “Anneler çocuklarını iki sene emzirirler. Anne ve çocuğun yiyeceğini, giyeceğini sağlamak, çocuğun babasına aittir.” buyurur. (Bakara: 233) Analık, çocuğu dünyaya getirmekle bitmez. Canından can verecektir. Bazı aileler göğüslerim bozulur diye çocuğunu emzirmiyor, çocuk anaya yabancı yetişiyor.

Anne sütünün yerini hiçbir şey tutamaz. Anne sütü, zekayı geliştirir. Mama ile beslenenlerden daha zeki olur. Hastalıklara da daha dayanıklı olur. Daha becerikli olur. Ayrıca süt, koruyucudur, besin ve şifa kaynağıdır. Allah öyle vermiştir. Emziren anne de rahatlar, emzirmediği zaman huysuz olur, dengesiz olur. Stresli, sinirli olur.

Eğer çocuk, başkasına emzirilirse, o kadının dindar, ahlaklı ve helal lokma yiyen kadın olmasına dikkat edilecektir. Hz. Peygamber: “Çocuklarınızı fahişelere emzirtmeyin” buyurur.

İbni Sina: “Çocuğu emziren kadın sağlıklı ve iyi huylu olmalıdır” der.  

İ. Gazali: (İhya: 3/72) “Haram yiyen kadından süt emen çocuk kötülüğe meyleder.” (İhya 6/247): “Çocuk, haram yiyen, kadının sütü ile beslenirse, çocuğun çamuru necasetle yoğrulmuş gibi olur, çocuk ileride kötü şeylerle uğraşır” der.  

– “Kadının huyu, çocuğa tesir eder.” (Prof. Dr. İbrahim Canan Sünnette Terbiye 96) Maddi manevi çocuğumuzla ilgilenirsek, çocuk, çabuk ve doğru gelişir, dengeli, hayırlı insan olur.

Burada hatırlatmak istediğim iki husus var:

  1. Çocuk besmelesiz emzirilmemeli, besmelesiz yatırıp kaldırılmamalıdır.  
  2. Çocuğa abdestsiz süt verilmemeye dikkat edilmelidir.

Hayırlı, nifaslı ne yapar? O da abdest alıyormuş gibi yapabilir. Ama mutlaka meme uçlarını yıkamalıdır.  

Demek ki, iki husus var ana kendi sağlığı için çocuğunu emzirecektir. Bir de çocuğun sağlığı için çocuğunu emzirecektir. İlk sütün emzirilmemesi ve çocuğun ilk kakasının vücuduna sürülmesi yanlıştır. Abestir.  

İkinci husus da ahlaki bozuk, haram yiyen ve zina eden kadınlardan çocuğun süt emmesine dikkat edilecektir.  

Şöyle bir olay anlatılır:

Çanakkale’de iki kardeş evliya vardır. Ahmed –i Bican hazretleri ile, Mehmed – i Bican hazretleri…

Bir gün, Ahmed –i Bican hazretleri mescidde sohbet ve insanlara va’z-u nasihat etmektedir… Cemaat b uhoş konuşmayı dinlerken, başlarını öne eğmiş, uyuklar gibi, sessiz sakin oturmaktadır.  

Bir ara, mescide ağabeyi Mehmed –i Bican hazretleri girer. Onun geldiğinden kimsenin haberi yoktur. Mehmed –i Bican hazretleri kapının eşiğinde ayakta bekler. İçeri girmez. Ondan kimsenin haberi yoktur ama vaaz eden Ahmed –i Bican hazretleri ağabeyinin kapı eşiğinde ayakta beklemesini görüp üzülür…

Vaaz bittikten sonra, akşam eve gittiklerinde, vaaz eden Ahmet –i Bican, annesine ağabeyi hakkında sitem ederek der ki:  

  • Anne, ağabeyim, benim vaazımı dinlememek için içeri bile girmedi.

Annesi, bunun sebebini, ağabey Ahmed –i Bican hazretlerine sorduğunda şu cevabı alır:

  • Anne, kardeşim vaaz ederken, caminin her tarafını melekler doldurmuştu. Oturacak yer bulamayıp, onun için ayakta bekledim. İçeri giremedim.

Annesi, Ahmed –i Bican hazretlerine üzülmemesini, durumun böyle olduğunu söyleyince, Ahmed –i Bican annesine tekrar sorar:  

  • Peki anne, melekleri niye ağabeyim gördü de ben görmedim?

Anne, bunun sebebini izah edemez. Meseleyi geçiştirmek ister ama Ahmed –i Bican hazretleri ısrar edip:

  • İyi düşün anne! Bunun bir sebebi olmalıdır, deyince kadıncağız düşünür, sonunda bulur sebebi. Ahmed –i Bican hazretlerine der ki:
  • Yavru, şimdi hatırlıyorum. Ben gerek ağabeyini, gerekse seni asla abdestsiz ve besmelesiz emzirmedim. Bir keresinde namaza durmuştum. Namazdayken sen ağlamaya başladın. Selam verip seni emzirecekken o ara komşu kadın içeri girdi. Seni ağlar görünce alıp emzirmeye başladı. Her ne kadar yetişip hemen elinden almak istedimse de yetişemedim. Meğer o komşu kadın seni emzirirken abdestsizmiş. Olsa olsa, senin melekleri görememen bundandır.  

Bırakın haram lokma yemeyi, abdestsiz süt verilen yavrunun nelerden mahrum kaldığını görüyoruz. Artık haram lokmayla büyüyen çocukların ileride nasıl olacağını varın siz hesap edin!..

Şöyle bir araştırma yapılmıştır:

Fransa’da 1740’ta yaşamış ayyaş bir kadının şimdiye kadar gelip geçen 834 torunu var, 709’unun durumu tam tespit edilmiştir ki şöyledir:

106 gayri meşru çocuk

181 i fahişe

142 si dilenci

61 i acizler yurduna kaldırılmış,

76 sı suç işlemiş

7 si adam öldürerek katil olmuştur.  

Bu ailede 5, batından sonra bütün kadınlar fahişe, erkeklerin hepsi de suç işlemiştir. (Yeşilay Cemiyetinin hazırladığı, Yeşilay Gençlik Rehberi. S. 164)

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir