ANLAŞIRSAK DEVAM EDERİZ!
Yuva yıkmaktan korkulmuyor. Ayrılmak çok basit sebeplerle oluyor. Olursa olur düşüncesiyle evleniliyor. Sanatçıyım diyenler kötü örnek oluyor. Başkası ile ilişkisini, boşanmayı ballandır ballandıra anlatıyor. Boşanmak moda oldu.
Aile yuvaları içerden yıkılması için tehdit altında. Yapısı sağlam değil, yıkılıveriyor. Bazı edep ve ahlak sınırını aşanlar dostları ile yaptığı ilişkilerle övünüyor.
Bir şey olma ya da kazanma uğruna kadın çabuk kanıyor ve kandırılıyor. Bekârlar evliler gibi yaşıyor; “Elde edilemeyecek kadın yoktur, yeter ki iste!” düşüncesi yaygın. Sanki erkek istediği gibi hareket eder havasında.
Yuva yıkanın yuvası yıkılıyor. Evli kadınlar kötü amellerle kandırılıyor. İnternet tuzağına düşenler, lüks hayat vaadi, nefsin arzularının ön plana çıkması, kötü mesaj veren giyim, sadakat duygusunun olmaması, iffet ve ahlak anlayışının zayıflığı hep yuva yıkıyor.
Boşanmak moda oldu. “Mutluyuz, Evleniyoruz” Ardında “Mutsuzuz, Ayrılıyoruz ” Nikâhlı yaşamayı beceremiyoruz. “Seviyorum” diyenler “Canım, Şekerim” diyenlerin, birbirlerine söylemedikleri hakaret sözcüğü kalmıyor.
Boşanma bulaşıcı bir hastalık gibi yayılıyor, bazı illerimizde %60 %70 lere vardı.
Peygamberimiz: “Allah’ın hiç sevmediği helal şey; boşanmaktır.” (Ramuz el-
Ehadis:8/2)
- “Bir kadın ki bir sebep olmaksızın kocasından boşanmak isterse, ona cennetin kokusu bile haram olur.” (Age:178/8)
- “Birbirlerinin yüzüne sevgi ve şefkatle bakan eşlere Allah rahmet nazarıyla bakar,” buyurur. (Ramuz el-Ehadis:1/99)
Bir hadislerinde de: “Üç kişiyi cehennem ateşi yakmaz. Kocasına itaat eden kadını, ana babaya hürmet eden evladı, eşinin kıskançlığına sabreden kadını.” (Age:267/5)
Erkek için de şöyle buyurmuştur: “Kişinin ailesini ihmal etmesi, ona günah olarak yeter.” (R.Salihin:293)
Bu çabuk boşanmaların sebebi; eğitimsizlik, başta iyi bir seçimin yapılmaması, evliliğe tek başına gençlerin karar vermesi, inanç ve ahlak değerlerinin göz ardı edilmesi, ailede sorumlulukların paylaşılmaması, televizyonun yaptığı tahribat, internet tuzağı, gençlerin problemlerini aşacak güçte olmaması, flörtün yaygın olması ve başta “Olursa olur, olmazsa boşanırız,” düşüncesi ile evliliğe gidilmesi boşanmaları çabuklaştırıyor ve arttırıyor.
* * *
Neden boşanmalar kolay oluyor?
- Flört evliliklerinde boşanma daha kolay oluyor.
- Evliliği ayakta tutan günah, haram kavramları unutuldu. Yasağın adı arkadaş, dost oldu.
- Ailelerde hak, özgürlük, eşitlik kavgaları başladı.
- Eve çocuk yerine kedi köpek girdi.
- Medyada kötü örnekler sergilendi. Ana baba, çocuklarına kötü örnek oldu.
- Müstehcenlik güzel gösterildi. İffetsizlik çağdaşlık oldu.
- Uyumsuzluk, güvensizlik ve yersiz şüpheler ihaneti arttırdı.
- İnsanı koruyan, karşı tarafa güven veren ibadet hayatının olmaması.
- Ortada kırgınlık, küskünlük, şiddet olduğu anlarda büyüklerin devreye girip yatıştırıcı olmaması, destek vermemesi boşanmayı kolaylaştırıyor.
Bir karı koca darılmış, ayrılacaklar. Komşuları anlatıyor; kadına:
- “Sen şöyle şöyle bir erkek isterdin değil mi?” deyip kocasının özelliklerini anlatıyorlar. Kadın:
- “Evet” diyor. Kocasına da aynı şekilde:
- “Sen şöyle şöyle bir kadın isterdin değil mi?” deyip adeta kadını anlatıyorlar. Adam: “Evet” diyor.
Nihayet ikisini bir araya getirip “Siz birbirinizin istediği vasıftasınız, ama bunları göremiyorsunuz,” derler, birleştirirler.
- * *
Boşanma hakkı sadece erkekte değildir.
İslam dini kadını çaresiz bırakmamıştır. Kadına da boşama hakkı vermiştir.
Kadın aldatıldığı, kandırıldığı ve bırakıp gittiği, hatta boşamamakta kadının ısrar ettiği bir durumda zorda kalınca boşama hakkına sahiptir. Yalnız bu hakkı nikahta veya sonra kocasından almış olmalıdır. (Nisa:128)
Hanıma boşama yetkisi veren koca, bundan dönemez. Ancak kadının akli dengesi yerinde değil, bu hakkı kötüye kullanıyorsa, verdiği yetkiyi geri alabilir.
Eşine güvenmeyen, tam tanımayan, zulmetme ihtimali olan, damat adayından kadın bu hakkı almalıdır. Çünkü kadın, boşanmayınca nikah üstüne nikah kıyamaz.
- * *
Boşama sözcükleri bilinmiyor. Rastgele kullanılıyor. Bu yüzden nikâhsız yaşanıyor. Boşanmak için mahkemenin boşaması şart değildir. Nikah dinidir. Nikâhı düşüren söz ve davranışla nikah gider.
Boşanma sözcükleri:
- Seni boşadım, boşuyorum, boşsun, boş ol.
- Şu tarihte, şu olaydan sonra boşsun.
- Boşanma niyetiyle “Defol git”, “Ananın evine git” Şöyle olursa, benden boşsun, serbestsin.
- Sen bana haramsın, haram ol.
- Dine, Allah’a, peygambere, kitaba, namaza sövmek, dil uzatmak, alay etmek nikâhı da imanı da götürür.
Birinci ve ikinci boşamadan nikah kıyılarak dönülebilir. Üç boşama olduysa, nikâhla alay etmenin cezası olarak dönmenin şartı ağırdır.
Boşama niyeti yoksa gönülden geçirme ile tehdit ve zorlama ile boşama olmaz.
Nikah imana bağlıdır. İkisinin de şakası yoktur.
Boşanmaya yemin eden, yemin kefareti verir.
Sinirlilik, sarhoşluk hali mazeret değildir.
* * *
Boşanma olacaksa, vebalsiz ve meşru olmalıdır.
Roma hukukunda ancak kocanın ölümü ile boşanılırdı. Brehmen hukuklarında kocanın kaba, kötü davranması halinde boşanılırdı. Yahudilikte kadının ihaneti karşısında boşanma vardır. Hıristiyanlıkta “Tanrı’nın birleştirdiğini insan bozamaz” ancak kadının zina etmesi ile boşanma olur. Katolik mezhebinde boşanmak suçtur.
İslam’da ise boşanma ne zaman geçerlidir?
- Sonradan ortaya çıkan özür ya da bulaşıcı hastalık.
- Cinsi yönden tatmin edememe.
- Evi terk vaki olmuş, haber alınamamış, dört aydan fazla haber alamama durumunda.
- Kocanın ağır hapsi nedeniyle.
- Eşe kötü muamele varsa.
- Zinaya düşülmüşse.
- Dinden çıkılıp, inkâr varsa.
- Kocanın meşru olmayan, dinde haram ve günah olan istek ve telkini varsa.
- Evin nafakasını temin imkânsız hale geldiyse.
- İyi olmayan bulaşıcı hastalık varsa, boşanmak meşrudur.
* * *
Aile yuvasının yıkılmasının önüne nasıl geçilebilir?
Uzun ömürlü ve mutlu bir aile için:
- Şikâyete neden olacak istenmeyen şeylerin giderilmesi,
- Eşin başkasıyla kıyaslanmaması,
- Evin, ev işlerinin ve eşin ihmal edilmemesi,
- Ailenin yükünün paylaşılması, çocukların iyi yetiştirilmesi,
- Bütçenin iyi ayarlanması,
- İki tarafın aynı anda sinirlenmemesi, illa karşılık verecek, münakaşa edilecek durumda olunmaması,
- Geçmiş bir hatanın tekrar edilmemesi,
- Eşlerin birbirini dinlemesi, anlaması,
- Dışarıdaki sorunların eve taşınmaması,
- Tatlı dilli, güler yüzlü olunması,
- Ses tonunun her zaman iyi ayarlanması,
- Vara yoka kızılmaması,
- “Ben sen” yerine “Biz” denmesi,
- Evin tertip düzenine önem verilmesi, Eşlerin birbirlerine değer vermesi,
- Tasarrufa riayet edilmesi,
- Danışma, izin ve takdir etme alışkanlığının olması,
- Eşin başkalarının yanında eleştirilmemesi, rencide edilip dövülmemesi ile yuvalar uzun ömürlü olur.