ANA BABANIN GÖREVLERİ

Bazı ana babalar evladına lanet okuyor, beddua ediyor. Kendi elleriyle ağızlarıyla evlatları kötü ediyor. 

İmam-ı Malik’e bir baba evladından şikayet ediyor.” Beni dövüyor, sözümü dinlemiyor” diyor İmam Malik soruyor:

-“Oğluna hiç lanet okudun mu, beddua ettin mi?”  Baba:

-“Etmez olur muyum beni dinlemedi, kötü davrandı, bastım bedduayı” der. 

İmam-ı Malik:

-“Oğlunu sen kötü etmişsin” cevabı verir.

Bazıları da ”dövdüm olmadı, ne yaptıysam beni dinlemedi” diye evladımdan şikayet ediyor.

-“Evladına görevini yaptın mı?” diye sorunca;

-“Yapmaz olur muyum. Ne istediyse aldım, ne dediyse yaptım” diyor.

-“Allah’ını peygamberini ve dinini öğrettin mi?  Ne verdinde evladın olmadı? Nasıl olsun istedin de evladın olmadı? O’nu kim yetiştirdi?” Deyince o zaman susuyor.

Aman üşümesin aman hasta olmasın. Onu yesin, bunu yesin, şunu giysin dediğimiz kadar. Ateist, satanist, Hıristiyan olmasın demiyoruz.

Ne öğrendiyse ana babadan öğrendi. Ne öğretilmediyse ana baba öğretmedi.

Özel okullarda, özel dershanelerde ve özel hocalar tutarken güzel insan olsun, dinini öğrensin dedik mi?

Yaşlılar haftasında bakım evinden üç emekli amcayı radyo yayınına aldım. İki saate yakın program boyunca doktor. Mühendis, çocuklarından şikayet edip ağladılar. En son dedim ki, “Bu evlatlarınızı kim yetiştirdi? Siz yetiştirmediniz mi?” Deyince, içlerini çekip sustular.

Atalarımız: “Eğri cetvelin doğru çizgisi olmaz.” Demişlerdir. Önce ana baba görevini yapması gerekir. Yoksa şikayet etme hakkı olmaz. Hele Allah’a hesabını veremez.

Ana baba hakkı derken çocuğun haklarının olduğu unutulmamalıdır.

Hz. Ömer zamanın da bir baba geliyor, oğlundan şikayet ediyor.

Hz. Ömer, çocuğu çağırıyor, baban senden şikayetçi. Onu dinlemiyor, kötü davranıyormuşsun. Babanın senin üzerinde hakları var, iyi davranmalısın diye nasihat ediyor.

Çocuk Hz Ömer’e:

-“Ana’nın babanın çocuk üzerinde hakları vardır. Çocuğun ana babası üzerinde hiç hakkı yok mu?” Diyor.

Hz Ömer: “Olmaz olur mu? Diyor ve sıralıyor: Anasını iyi seçecek,  güzel ad koyacak, dinini öğretecek ve iyi terbiye edecek” diyor. 

Çocuk:

-“Babam anamı iyi aileden seçmemiş, bana kara böcek adını vermiş, bana dinimi öğretmedi, beni terbiye etmedi” deyince Hz.

Ömer çocuğun babasına:

-“Çocuğun böyle böyle dedi, doğru mu?” der. Adam:

-“Evet” deyince ona: -“Evladın iyi ki başını yarmamış” der.

Evladını. İyi yetiştirmeyip, köpek ile kedi ile yetiştiren, maneviyata önem vermeyen ana baba için ne güzel bir kıssa:

Zengin bir aile pazar günü bahçede sabah kahvaltısı yaparlar ve çocukları ile beraber bahçenin çimlerini, çim makinası ile kesmeye başlar.

Aniden evin telefonu çalınca ana baba telefona koşarlar. Konuşma biraz uzar.

Çocuk çalışır haldeki makine ile çimlerle beraber çiçeklerde biçmiştir.

Baba bunu görünce çok sinirlenir, çocuğun üzerine yürür. Belki dövecek. Bunu gören anne eşinin önüne atılır ve şu uyarıda bulunur: ”Sakın yapma! Bizim görevimiz çiçek yetiştirmek değil; çocuk yetiştirmek” 

Çocuklarımız çiçekten kıymetlidir. Çiçek tekrar yetişir. Ama yanlış davranışlar, çocuğun olumsuz yönde yetişmesine neden olur.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir