Allah’tan Korkmanın Alâmeti Nedir?
Kur’an’da:
- “Mü’minler; ancak o kimselerdir ki, Allah anıldığı zaman yürekleri ürperir.”
(Enfal:2)
Mü’minun Sûresinin 60-61 ayetleri nazıl olunca Hz.Aişe (ra) Peygambere sordu:
- “Ayette bahsedilenler büyük günah işleyenler midir?” Peygamber (as):
- “Hayır. Ayette anlatılmak istenen, ibadet ettiği halde ibadetlerinin kabul olup olmama endişesiyle korkanlardır.” Buyurmuştur. (Tirmizi, Tefsir:23)
Kur’an’da şöyle bir müjde daha var:
- “Rabbinin huzurunda durmaktan korkan kimselere iki cennet vardır.” (Rahman:46)
Bir ayette de:
- “”Ey iman edenler! Allah’tan korkun ve herkes yarın için ne hazırladığına baksın…” (Haşr:18)
Allah’tan korkmak demek, korku ile ümit arasında olmak; amellerim kabul olur mu olmaz mı? Allah beni affeder mi etmez mi? Diyerek ahiret hazırlığını sıkı yapmaktır.
Allah’tan korkan, günahtan, haramdan elini eteğini çeker. Allah’ı unutmaktan korkar. Şirke düşmekten korkar. İmansız gitmekten korkar. Amellerinin boşa gitmesinden korkar. Kıyametin dehşetinden, cehennemin azabından korkar.
Allah’tan korkanın dili yalan söylemez, kalbi Allah sevgisinden başka sevgi taşımaz. Gözü harama bakmaz. Midesi haram yemez. Eli harama uzanmaz. Ayağı harama adım atmaz. Allah’tan korkan, Allah rızası için iş yapar ve Allah rızası doğrultusunda yaşar.
Hz.Ömer (ra) bir yolculukta koyun güden bir gence rastlar. Ona sorar, o da cevap verir:
- Bu koyunlar senin mi?
- Hayır, efendimin.
- Bana bir koyun satar mısın?
- Koyunlar efendimin.
- O ne bilecek, nereden görecek, kurt kaptı dersin.
- Hiç olur mu efendim. O görmüyorsa Allah damı görmüyor.” Cevabını verir. Çölde Allah korkusu ile yaşayan genç Hz.Ömer’in çok hoşuna gider.
Hz.Ömer halife iken sokaklarda gezerken evin birinden bir ses işitir. Kadın kızına:
- “Kızım, süte biraz su kat” der ve kız şu cevabı verir:
- “Anneciğim Halife Ömer “süte su katmayın” demedi mi?
Annesi:
- Halife Ömer nereden bilip nasıl görecek deyince kız:
- Ömer görmüyorsa Allah da mı görmüyor? Diyerek itiraz eder.
Diğer bir olay da Halife Ömer valilerden fakirlerin listesini istemişti. Başta hakim Sad b. Amir’in adını gördü ve listeyi getirene sordu. Onlar da:
- “Hakimimiz fakirdir. En küçük bir hediye bile kabul etmez.” Dediler.
Halife Ömer, hakimin kusurlarının olup olmadığını sorar ve şu cevabı alır:
- “Dört kusuru vardır: Birincisi vazifeye sabah namazından hemen sonra değil, kuşluk vakti gelir. İkincisi, geceleri aramızda görünmez. Üçüncüsü: Haftada bir gün evine kapanıp kimseyi içeriye almaz. Dördüncüsü ise: Hubeybi müşrikler şehit ettiklerini hatırlayınca çok rahatsız olur.”
Bunun üzerine Halife hakimi çağırarak kusurların sebebini sorar. O da şu cevabı verir:
- Vazifeme, geç gitmemin sebebi ailem hasta, evin bütün işlerini ben görüyorum. Gündüzleri halkın arasına katılamıyorum çünkü gündüzleri halk için geceleri de Hak için çalışıyorum ve gündüz verdiğim kararları gece muhasebe yaparım. Başka giyecek elbisem olmadığından haftada bir gün eve çekilip onu temizlerim. Hubeyb’in şehadetini gördüm, Müslüman olmadığım için engel olmadım diye üzülürüm.
Bu izahtan sonra halife hayatının sonuna kadar Sa’d bin Amir’i hatırlayınca şöyle demiştir:
- Ah şu Sa’d Ah.Allah korkusu, din duygusu seni öyle yükseltmişti ki, seni millete faydalı bir uzuv yapmış. Senin gibi hakimlerle değil Arabistan’ı bütün dünyayı zabıtasız idare ederim.”
Halkı Eşiya (as)a şöyle şikayette bulunurlar:
- Allah’ı zikrediyoruz fakat gönlümüz aydınlanmıyor. Oruç tutuyor, namaz kılıyoruz, nefsimiz temizlenmiyor. Dua ediyoruz duamız kabul olmuyor.” Derler. Bunun üzerine Allah şöyle vahyeder:
- Ey Eşiya, onlara de ki. Onların zikirlerini nasıl kabul edeyim? Beni gerçekten anmıyorlar, benden korkmuyorlar. Oruçlarını nasıl kabul edeyim? Haram yiyorlar ve yalan söylüyorlar. Namazlarını nasıl kabul edeydim? Benden başkasına sevgi duyuyorlar. Sadakalarını nasıl kabul edeyim? Başkalarının malından veriyorlar. Dualarını nasıl kabul edeyim? Sözleri ile işleri başka başka” buyurur.
Kısacası; “Allah’tan korkuyorum” demekle Allah’tan kormuş olunmaz. Allah korkusu insanı olumlu veya olumsuz harekete geçirebiliyorsa, işte Allah korkusu budur.
Allah için bir şeyi yapıyor musun? Veya Allah için bir şeyi terk edebiliyor musun? İşte o zaman Allah’tan korkuyorsun demektir.
Allah’a hesabı mı nasıl veririm? Endişesi taşıyor musun işte o zaman Allah’tan korkuyorsun demektir.