ALLAH’IN SEVDİĞİ KUL

İslam’ın güzelliklerini benimseyen, edep ve ahlak sahibi insanı Allah sever. Allah sevince de sevdiği kulu sevimli kılar.

Allah’ı seven, kul, Allah’ın emir ve yasaklarına gönülden boyun eğer. Günahların büyüğünden de küçüğünden de hatta şüpheli olanından da kaçınır. Boş ve manasız şeylerle uğraşmaz. Vaktini boşa geçirmez, ciddi şeylerle uğraşır. Nefsinin arzu ve isteklerine uymaz, böylece şeytanın tuzağına da düşmez. Onun Allah’a teslimiyeti tamdır.

Allah’ın sevdiği kul takvalı olur, gerçek manada Allah’tan korkar. Ademin çocuklarından kabil gibi olmaz. Hâbil gibi olur. Kâbil gibi kıskanç, hased ve kin gibi duygulardan uzak olur.

Allah yanında insanların durumları farklıdır. Musa (as) ile Firavun, İbrahim (as) ile Nemrut-Ebu Bekir (ra) ile Ebu Cehil bir değildir. Allah’a teslimiyet içinde olanla Allah’a isyan eden bir kulda aynı değildir.

Allah’a imandan sonra Allah’a itaat eden kul, olgunluk derecesine ulaşmıştır.

Bir gün Peygamber (as)a bir adam şöyle bir soru sorar:

-Ya Resulullah, Allah’ın sevdiği kullar kimlerdir?

Peygamber (as) bu soruya şu cevabı verir:

-Allah’ın sevdiği kullar o kimselerdir ki, kendilerine bakıldığı zaman Allah akla gelir.”

Allah kendisine iman eden ve itaat edenlerin yar ve yardımcısıdır. Kur’an’da:

-“İyi bilin ki Allah’ın dostlarına korku yoktur. Onlar üzülmeyeceklerdir”(Yunus:62) buyrularak Allah’ın dostlarına korku olmayacağı ve yalnız da bırakılmayacakları bildirilmiştir.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir