Allah yolunun davetçisi olmalıyız

İnsanın kendini kurtarması yetmez, etrafından da sorumludur.

İnanmayanlar, inançsızlıkları uğruna mallarını harcarken gece gündüz çalışırken, Müslüman’a yerinde oturmak hiçbir şey yapmamak yakışmaz.

Kur’anda şöyle ifade ediliyor: “Şüphesiz ki inkâr edenler, mallarını insanları Allah yolundan alıkoymak için harcıyorlar. Daha da harcayacaklar.” (Enfal: 36)

İnançsız, af beklemez, şefaat beklemez, cennet beklemez. 

Allah onları şöyle uyarıyor: “Gerçeği görüp bildiğiniz halde niçin Allah’ın yolundan çevirmeye kalkışıyorsunuz? Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir.” (Al –i İmran: 99)

Müslüman’ın da görevi vardır. Müslüman, İslam’ı yaşayacak ve tebliğ edecektir. Allah resulü şöyle der: “Söyleme yap!” Müslüman kimliği taşıyan güzel insanların İslam’ı yaşamalarını istiyor. İslam’ı yaşamak ve yaşanmasını sağlamak için örnek olmak dini bir görevdir.

Allah şöyle buyuruyor:

-“Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip, kötülüğü men eden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Al –i İmran: 104)

Bir başka ayette de:

  • “İnsanları Allah’a çağıran, iyi işler yapan ve “Ben Müslümanlardanım” diyenden daha güzel sözlü kimdir.” (Fussılat: 33)

tebliğ görevi Müslüman’ın vazgeçilmez görevidir. Müslüman olmanın gereğidir. Müslüman’a oturak olmak, pasif davranmak, pısırık olmak yakışmaz.

Her Müslüman kendine sormalıdır:

  • Bugüne kadar kimi hayra çağırdım, kimi kötülükten alıkoydum, kimi Allah yoluna davet ettim, hidayetine sebep oldum?
  • Acaba benim ihmalim ve kötü halim yüzünden bir kötülük yayılma ve yaşama imkanı mı buldu? demelidir.
0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir