ALLAH NEREDEDİR?

 Cenab-ı Allah’ı şekil olarak düşünenler zaman zaman O’na yer aramışlardır. Allah nerede? Demişler, daha çok gökte olduğunu düşünmüşlerdir. “Gökteki Allah şahit” “Allah görüyor” derken parmakla göğe işaret edilmesi bundandır.

 İslâm inancına göre Cenab-ı Allah mekandan münezzehtir. Allah şuradadır, buradadır denmez. Allah ne yerdedir, ne göktedir. Allah her yerdedir, her yerde…

     Yunus şöyle diyor:

     “Yücelerden yücesin,

     Kimse bilmez nicesin.

     Ne göktesin ne yerde,

     Her yerdesin, her yerde.”

 Çocuklara Allah’ın gökte olduğunu söylemek veya gökteki ayı gösterip “Allah dede demek yanlıştır. Bazı şeylere dikkat etmek lazım. Her zaman niyetin iyi olması yeterli olmaz.

“Allah her yerde hâzır ve nâzırdır” derken, Cenab-ı Allah’ın zatı ile hazır olduğunu, bir yerde bulunduğunu düşünmemek gerekir. “Allah, ilmi ve kudreti ile her yerde mevcuttur” denir ve böyle düşünülürse o zaman doğru olur.

 Cenab-ı Allah’ın yerde gökte bulunduğu düşünülemez. Çünkü; yer ve gök yaratılmadan da Allah vardır. Onları Allah yaratmıştır.

    Bazıları yemin ederken “gökteki Allah adına” diye yemin ediyor. Bu yanlıştır.

 Bazı kimseler de peygamberimiz miraca çıktı, orada vahiy aldı. O zaman Allah gökte mi de peygamber (as) göğe çıktı? Diyor.

 Miraç olayı, peygamber (as)ı teselli maksadıyla bazı sırlara vakıf olması için yüceltilip gökyüzüne çıkmasıdır. Yoksa Allah gökyüzünde olduğu için değil.

 Cenab-ı Allah bir yerde ve bir şahısta tecelli etmez. Allah’ın sıfatları insana yansımaz. Musa Peygamber, Allah’ı görmek ve Allah’ın tecelli etmesini isteyince

Allah dağa bakmasını emretti. Musa Peygamber dağa bakar bakmaz düşüp bayılmış ve ayılınca tövbe istiğfar etmiştir.

     Cenab-ı Allah’a yer ve mekan gösterilemez.

 Kur’an’daki: “Allah arşın üzerindedir.” (Taha:5) ayetini Allah’ın bir insan gibi bir şeyin üzerine çıkıp oturması olarak yorumlanamaz. Bu şöyle izah edilebilir: “Allah arşı ili ilmi, kudreti ile kuşatmış ve hükmü altına almıştır.” (A’raf:54)

    “Allah’ın eli” ifadesi, Allah’a el yakıştırmak değildir. Allah’ın kudreti demektir.

 Kur’an’da: “O; öyle bir Allahtır ki, yerde de gökte de Allah’tır.” (Zuhruf:84) buyurularak Cenab-ı Allah’ın her yerde hâzır ve nâzır olduğu bildirilmiştir.

 Bazı sapıtan kimselerin: “Allah’ı görüyorum, O’ndan emir alıyorum” demesi yanlıştır. Burada Allah’a şekil ve mekan izafe edilmiş olur ki, insanı küfre götürür.

 Cenab-ı Allah’a adres gösteren “Gökteki Allah şahit sözü gibi dil alışkanlığı olarak söylenen sözlere dikkat etmek lazım. Niyetimizde Allah’a adres gösterme olmasa da dikkat etmek gerekir.

 Şunu da ifade edeyim ki, her yanlış ifade küfre götürmez. Bazı sözler küfre girse de sözün sahibi küfre girmez. Fakat her hatanın arkasında küfre açılan bir kapının da olduğu unutulmamalıdır.

 Bazıları: “Göktekiler işimize karışmazsa…” diyor. Buna benzer sözler şuurlu bir inancın olmadığını gösterir.

 Kur’an’da: “Secde et O’na yaklaş” “Biz insana şah damarından daha yakınız” ayetleri Allah’ın insanın yanında durduğuna ve Allah’ın bir yeri olduğuna işaret değildir. Allah’ın rızasını kazanan, O’na yakın demektir. Bir de Allah’ın yaratması her an devam etmektedir. Allah, kulunun her şeyinden haberdardır.

Bu yanlış anlamalar neden oluyor? Bir insan sadece tercüme okursa yanlış anlayabilir. Hadis ve tefsir okursa daha az hataya düşer.

 Sözün özü, sütün içindeki yağ nasıl sütün her tarafında ise Cenab-ı Allah da her yerde gücü ile kuvveti ile ilmi ile haberdar olması ile her yerde mevcuttur.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir