ALKOLÜN BAZI ZARARLARI

Alkolle gelen facialar içkinin zararlarını ortaya koymaya yeterlidir.

Alkol insanı bitiriyor, insana ait değerleri bitiriyor. Aileyi bitiriyor, toplumu bitiriyor.

Yapılan gözlemlere göre alkol, kullananları suça itiyor, intihara götürüyor. Şuur kaybına neden oluyor. Kısırlığa sebep oluyor. Sakat doğumlara sebep oluyor. Her iyi duyguyu köreltiyor. Şerefe diye kaldırılan her kadeh, şerefi alıp götürüyor. İnsanda itibar, saygı bırakmıyor. Sefası, kısa zaman sonra cefaya dönüşüyor. Boşalan kadehler gözyaşı ile doluyor. Sadece içen değil herkes zarar görüyor. Bugün trafik kazaları, büyük ölçüdeki maddî kayıp, zihinsel, bedensel özürlü çocuklar, kadınsı özellik taşıyan çocuklar, hep alkolün marifeti değil midir?

İçki içenin sinir sistemi sindirim sistemi zarar görür. İçkiden zarar görmeyen insanın herhangi bir organı yoktur. İçkinin vücutta kimyasal reaksiyonlara yol açtığı ve genetik yapıya zarar verdiği bildirilmiştir. Karaciğer, böbrek, bağırsak etkilenir ve içki kanser yapar.

İçilen her bir kadeh vücutta 1000 – 2000 kadar sinir hücresini öldürdüğü, kalp kası bozukluğu, kansızlık, alkole bağlı şeker hastalığı, ağız kanseri, yemek borusu kanseri, Tiroid kanseri ve sarılık gibi karaciğer hastalıklarına sebep olduğu bilinmektedir.  

Alkol bilhassa gençleri uyuşturucu bataklığına, fuhuş bataklığına düşürerek genç yaşta hayatlarını söndürmektedir. Gençleri işe yaramaz hale getirmektedir. Alkolik bir nesil ise, toplumsal bir felakettir.

Göteborg Üniversitesi’nden Prof. Larson başkanlığındaki bir ekibin açıklamasına göre alkolün beyinde öldürdüğü hücreleri beyin yenileyemiyor. Hamile annenin çocuğu sakat doğuyor. %98’i normalden küçük oluyor. % 80’inde konuşma bozukluğu oluyor. % 46’sında cinsel organ bozukluğu oluyor. Sürekli alkol alan kadınların erkek çocuğu kadınsı özellikler taşıyor. Alkol alan babalardan olan çocukların geri zekâlı olduğu tespit edilmiştir. (03/03/1993. Türkiye)

Uluslararası Kanser Dergisinin araştırmalarına göre içki içenlerde 24 çeşit hastalığın görüldüğü açıklanmıştır. Bir anne içki içecek olursa içkinin bebeğe etkileri şöyledir:  

% 98 Normalden küçük doğum

% 90 İleri yaşlarda ortaya çıkabilecek rahatsızlıklar

% 80 Konuşma, doku bozukluğu

% 72 Saldırgan davranışlar

% 51 Parmaklarda eğrilik

% 41 Duyma bozukluğu

% 30 Tavşan dudak rahatsızlığı

% 29 Kalp rahatsızlığı

% 25 Göz bozukluğu

% 16 Ortopedik bozukluk

% 10 Böbrek yetmezliği olarak çocuğa yansımaktadır.  

Alkol ve Alkol Katkılı Maddeler İmha Silahıdır:  

Şuanda aziz milletimiz israfta dünya birinciliğine, kumarda dünya ikinciliğine, içkide dünya üçüncülüğüne, sigarada da dünya dördüncülüğüne getirilmiştir.

Yahudi protokollerinde şu talimat vardır:

  • “İnsanları rakı ile sarhoş, şarapla sersem edip ahmaklaştırarak düşünmekten alıkoymalıyız.” (C. R. Atilhan, Fesat programı, s.55)
  • “İçkiye alıştırmalıyız. İlk kadehi kadınların elinden verip sarhoş halde herkesin içinde rezil etmeliyiz.” (K. Yaman, İhânet plânları, s.227)
  • “Kalabalıkların        vakitleri         eğlencelerle,           oyunlarla         oyalanmalı    herkes düşünmekten alıkonmalıdır.” (Age.197)

Alkol, tarihte düşmanın gizli imha plânı olarak kullanılmıştır. Yaptığı tahribat yönü ile atom bombasından daha çok etki yapmıştır.

Alkol, tuzaktır. Kötü emellerin silahıdır.

—–

“Amerikalılar, kıtayı keşfettikten sonra Kızılderililerin mukavemetini ve gücünü

içki ile kırmıştır.

Afrika ve Okyanus adalarında öğrendiğimize göre, Batılı sömürgeciler, fethettikleri topraklardaki yerli halka bedava veya ucuz ve bol miktarda rakı vererek onları önce sarhoş sonra da alkolik etmişlerdir.” (İbrahim Canan, Kütüb – i Site: 6/291)

            “İngiltere 19. yüzyılda Çin’i istilaya kalkışınca içki, afyon ve uyuşturucu tuzağını kullanmıştır. Bunun için Hindistan’da ürettiği afyonu Çin’e sevk etmek istemiş, Hindistan direnince silaha başvurmuştur. Tarihe bu savaş “Afyon Harbi” diye geçmiştir.” (İ. Canan, K. Site: 6/292)

            Osmanlıyı yıkmada düşmanın önde gelen silahı, içki ve kadın olmuştur.

—-

            Roma’yı, Bizans’ı yıkan da içkidir.

—-

            Türk illeri, 70 yıl Ruslar tarafından alkol ile uyuşturulmuş, ve kontrol altında tutulmuştur. Hatta öyle alıştırmışlar ki, sabah kahvaltısında bile sofrada alkol vardır. Alkol Rus’un sömürü silahı olmuştur.

—–

            Yakın bir misal de; Coca Cola Rusya’ya girdikten sonra Rusya dağılmıştır.

            İçki nereye girdiyse orayı tarumar etmiştir, çirkinleştirmiştir.  

Bugün alkol tüketiminin teşviki, içenlerin çağdaş ilân edilmesi hep oyundur. Alkolün faydalı olduğu ve reklâmın yapılması da oyunun bir parçasıdır.  

            İşte size bir örnek:

            1996 Ramazan’ında Kazaklar “İçkiye hayır” kampanyası başlattı: Ord. Prof. Kaydarov: “İçki bize Rus oyunu. Ruslar bize içki belasını yayarak beyinlerimizi süngerleştirdi. Ruslar, çok değişik taktiklerle içkiye alıştırdılar. Mesela; içki ikram etmeyen, dünyanın en leziz yemeklerini hazırlamış olsa da vazifesini yapmamış anlayışını yerleştirdiler. Bu içki belâsı, Rusların nüfuzumuzu yok etmenin ayrı bir plânıdır.” demiştir. (8/2/1996. Zaman)  

            İçki öldürür. İçki rezil eder. İnana yapmayacak işler yaptırır. İnsanda utanma duygusu bırakmaz…

            Dengesini kaybederek lağım çukuruna düşün bir adam kendisini çıkaran itfaiyecilere ders veriyordu…

            Alkol, en azılı katildir. Kazaların %70’inin sebebi alkoldür. Sebep olduğu cinayet, yaralamalar cabası… Kadınlar dul, çocuklar yetim kalıyor. Doğrananlar, öldürülenler cabası…

            Her lokantada benzin istasyonundan içki temin edilebiliyor.

            Alkolün bir yudumu dahi insana etki yapar; dikkati azaltır, görüş netliği azalır, karar verme çabukluğunu kaybeder, mesafeyi tahmin edemez. Frene değil gaza basar, insanı kabalaştırır, yorgunluk uyku verir. Alınan alkolün etkisi vücutta birkaç gün devam eder.

Alkol insana sahte güven verir, insanı kabalaştırır.

Alkol, cinayet işlemeye sebeptir. İçki kimseyi tanımaz. Yapılan araştırmalara göre cinayetlerin temelinde alkolün yattığı açıklanmıştır.  

Bazı gazete haberlerine bakalım:

  • “Alkollü anne bebeğini boğdu.”
  • “İçki alemi kanlı bitti: Aynı şişeden içki içen iki arkadaş – Sıra sende bende diye tartışınca dostluğa kan bulaştı.”
  • “Birlikte içtiği ağabeyini öldürdü.”
  • “Alkolik baba oğlunu öldürdü.”
  • “Alkollü koca, eşinin boğazını keserek öldürdü.”
  • “Alkollü baba gürültü yapan 2 çocuğunu öldürdü.”

Rusya’da “Canavar Ruhlu” bir adam, komşusunun 15 aylık kızını öldürüp yedi. İtar Tass’ın haberine göre Sibirya’nın uzak doğu bölgesindeki Amursk’ta komşularıyla yiyip içen adam, sarhoş olduktan sonra bebeği öldürüp yedi. Yavrucağın anne ve babası, sarhoşluktan kurtulunca kızlarının kaybolduğunu fark etti ve durumu polise bildirdi. Polis, bebeğin akıbetini ortaya çıkarmakta gecikmedi. Rus Komsomolskaya Pravda gazetesi de, önceki günkü sayısında 50 yaşındaki bir adamın

arkadaşlarından birini öldürerek ölünün etiyle ziyafet vermekten 24 yıl hapis cezasına çarptırıldığını yazmıştır. (04/08/2000. Türkiye)

Dünya Sağlık Teşkilatı’nın yapmış olduğu istatistiğe göre içki içenlerle işlenen suçlar arasındaki ilgi şöyledir:

% 27’si bıçak ve benzeri aletlerle yaralayanlar,

% 21’i ana babalarını öldürenler,

%17’si başka cinayetler işlenir

% 16’sı yangın çıkarmaya teşebbüs edenler,

% 15’i tecavüze yeltenenler,

% 18’i istemeyerek adam öldürenler.

Alkolizm felaketini açıkça ortaya koyan iki gazete haberini ibretle okuyalım: “Beraber içtikleri arkadaşını hiçbir sebep yokken B. Işık emniyette, – İçtim içtim. İçtikçe azdım ve canım ciğerim arkadaşımı öldürdüm, öyle mi?..” demiştir.  

“İzmir’de Kurban Bayramı arefesinde A.İ. ile C.Ö. bayram hazırlıklarını tamamlayıp eğlenmek için gittikleri meyhanede ertesi gün yapacakları işleri plânlarken aralarında münakaşa çıkmış içkinin verdiği sarhoşlukla birbirlerini bıçaklamışlardır. Biri hastaneye, biri de mezara yolcu olurken, ailelerine bayramla başlayan cehennem hayatı bırakmışlardır… ”

15 Ekim 1983 tarihli bir gazetede “Alkolle gelen çılgınlık” başlığı altında 19 yaşındaki Fahri Elmas’ın dört kardeşi ile annesini kestiği haberi, alkolün getirdiği bir felâket olarak verilmiştir.

            Alkol Sağlık Düşmanıdır:

            İnsan, Allah’ın verdiği nimetleri yerinde kullanmalı ve ilâhi emre uyarak onlardan ölçülü bir şekilde yararlanarak hayatını sürdürmelidir. Eğer insan, emrolunduğu gibi yaşamaz. Kendine zarar veren kötü alışkanlıklar edinirse ruh ve beden sağlığını koruyamaz. Hayattan fayda beklerken zarar görür.

Hayatta insanın koruyacağı şeylerin başında sağlık gelir. Huzurlu yaşamın, içinde doğup büyüdüğü topluma insanî görevlerini yapabilmenin şartı sağlıklı olmaktır. Kanunî Sultan Süleyman:

            “Halk içinde mu’teber bir nesne yok devlet gibi,

 Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.”

Derken, insan hayatında sağlığın ne derece önemli olduğunu belirtmiştir.  

            Çağımız insanını kabus gibi saran tehlikelerden biri de alkolizmdir. İnsan sağlığını tehdit edecek boyutlara ulaşmış olan bu tehlike, gün geçtikçe kolayca yayılma imkânı bulmakta ve nesilden nesle kapanması güç yaralar açmaktadır.

            Alkol nesli bozuyor:

            Alkol kullanmaya devam eden 100 hamile hanımın dünyaya getireceği 100 çocukta muhtemel arıza toplamı 850 olarak ifade edilmektedir.

            Bunlardan bazılarının % rakamları şöyle:

            Normalden küçük doğum: % 98

            İllerde ortaya çıkacak psikolojik sorunlar: % 89

            Küçük kafa (bu küçük beyin demek olup genelde akli ve zihni arızalar demektir.): % 84

            Kalp rahatsızlığı: % 29

            Doku bozukluğu: % 80

            Saldırgan davranışlar: % 72

            Ortopedik bozukluk ve kemik deformasyonu % 72  

            Cinsel ve hormonal bozukluklar: % 46

            Ve böylece 19 arıza türü… 100 çocukta 850 arıza ve her bir çocukta 8,5 arıza söz konusu. Bu hale göre alkol kullanmaya devam eden hanımlar için sağlıklı çocuk doğurma ihtimali: 0 (sıfır)

            Türkiye Yeşilay Cemiyeti Elazığ Şubesi tarafından düzenlenen konferansta konuşan Prof. Dr. İ. Nadi ARSLAN, alkolün insan sağlığı üzerindeki etkilerini anlattı. Ülkemizde gittikçe yaygınlaşan alkol kullanımının tehlikeli boyutlara ulaştığını belirten Nadi Arslan, “Alkol belki de AIDS’ten daha da tehlikeli, zira AIDS’e yakalanan kısa sürede ölür, ama alkol öyle değil. Çünkü dünyada milyonlarca kişi alkole esir olmuş durumda ve ölüme adım adım yaklaşmaktadır.” (12/03/1994. Zaman.)

Alkol insanın sağlığını da bozar, ahlakını da bozar, güzelliğini de bozar, ekonomisini de, işini de, aşını da, yuvasını da bozar.  

            Alkol intihar sebebidir.

            Alkol alanın ruh sağlığı bozulur. Devamlı intihara meyilli olur. İntihara teşebbüs edenlerin alkol bağımlısı olduğunu belirlenmiştir. Bu oran % 43’tür.              Alkol, insandaki düşünme yeteneğini yok eder. Alkollü de irade denetimi olmaz.             Alkol, insandaki utanma hissini öldürür. Utanç verici çirkin şeyler yaptırır. Alkol, namus düşmanıdır, gelecek düşmanıdır, huzur düşmanıdır, namus düşmanıdır.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir