ALKOLİZM İNANÇLA ÖNLENİR

Eğer içki, insanlık için faydalı olsaydı, dinimiz mutlaka içilmesini emrederdi. Dinimiz içkinin açtığı içtimâi yaraları, yıktığı yuvaları, sebep olduğu rezalet ve kepazelikleri göz önüne alarak onu yasaklamış ve içilmesini büyük günahlardan saymıştır.

İslâm dininin içkiyi yasaklaması, isabetsiz veya keyfi bir yasak değildir. Kanunların yasakladığı bir şey isabetsiz olabilir. Veya bazıları için uygun bazıları için de uygun olmayabilir. İslâm dininin emir ve yasaklarının hiçbirinde isabetsizlik veya uygunsuzluk yoktur. İslâm, bir şeyi emrederken veya yasaklarken fayda veya zarar durumuna göre haram, helâl ölçüsünü koymuştur. İslâm’ın yasakladığı bir şeyde fayda, emrettiği bir şeyde de zarar düşünülemez. Yani insanın yapıp da zarar göreceği İslâm’ın bir emri yoktur. İslâm, bir şeyi faydalı ise emretmiş, mala, nefse, nesle, akla zarar veriyorsa ve başkalarına zarar verdiriyorsa yasaklamıştır.

Bazıları, üzüm, arpa helâl olsun da bunların suyu neden haram olsun? Bunun için İslâm dininin içki yasağı yersiz bir yasaktır, derler. Dinimiz, insanın karısını helâl, ondan doğan kızını da haram kılmıştır. Diğer bir iddia da İslâm peygamberi içkiye alışamamış, alışsaydı yasaklamazdı, şeklindedir. Her şeyden önce bir peygamber de, içki içmeyi ilericilik sayan ve “Bir milletin medeniyet seviyesi kullandığı içkinin miktarı ile ölçülür” diyen meyhane kırıntılarında aranan şartlar aranmaz. Peygamber kendiliğinden bir şeyi emredip yasaklayamaz. O, ilâhî vahye tabidir.

İçki, iman, irade zayıflığından ve hayatın engelleri ile mücadele azminin yitirilmiş olmasının sonunda içilir. Yapılan istatistiklere göre dini inançların zayıflamasının alkol tüketimini artırdığını ortaya koymuştur.

Dini afyon sayan zihniyet, alkol batağına saplanmıştır.

20. yy modern Rus Çarlarının uyguladığı politikalar, Ruslar’a da büyük zarar verdi. Bunlardan biri, Ruslar’ın içki ve kötülükler içerisinde yüzer duruma gelmesiydi. Gorbaçov durumu değiştirmeye çalıştı. İlk icraatlarından biri, alkollü içkiler aleyhine karar almak oldu. Gorbaçov, Slav milletinin milli alışkanlığı ve önü alınamaz derecede yaygın olan alkollü içki tüketiminin onları tedricen ölüme götürdüğünü fark etmişti.  

Alkol aleyhine alınan karar, üzüm bağlarının ortadan kaldırılması ile başladı. Bu da Azerbaycan, Moldova ve Gürcistan’ın milli ekonomisine inanılmaz bir darbe vurdu. Milyonlarca insanın ekmek güvencesi olan üzüm bağları, bir yaz ortasında yok edildi. Ancak Rusya’da votka içme arzusu azaltılamadı. İçki bulamayanlar, kimyasal maddelere, uyuşturucu ilaçlara hücum etti. Daha büyük bir bela ile karşılaştığını gören Gorbaçov, kararını geri aldı.

Amerikalı bir ordinaryüs profesör bu hususu şöyle açıklıyor:

“Hz. Muhammed (s.a.v.) Kur’an vâsıtasıyla içkiyi men’etmiş ve asırlarca büyük insan kitlelerini içkinin zararlarından korumuştur. Bu netice 20. asırda modern Amerika’da her nevi propagandaya ve teknik ilerlemeye rağmen, elde edilememiştir.” (Yeşilay Dergisi, Ocak 1990)

Bugün zararlarını gören batılı ilim adamları alkolün yasaklanmasını istemektedir. “İçkiye hayır” kampanyaları düzenlenmektedir.

Alkolizme karşı en etkili silah inançtır. Korunmada ve vazgeçmede en etkili yol da ibadet alışkanlığıdır.

Gazi üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alparslan Özyazıcı, içkiyi terk etmekle inanç arasında önemli bir ilişkinin bulunduğunu açıklamıştır.  

İnançlı insan zaten içki içmez. İçki içenlerden uzak durur. Çünkü, din alkolü kesin olarak yasaklamıştır. İslâm peygamberi: “Kişi mü’min olduğu halde içki içmez. İçki içenin kalbinden iman nuru çıkar gider” buyurur.

Bir hadislerinde de: “Mü’minlerden başkasıyla düşüp kalma, yemeğini de inancı düzgün olanlar yesin” demiştir. (R. Salihin:1/397)

Sonuç olarak alkolü bırakmak isteyen:

  • İbadet gibi, insanlara yardım gibi hayır işlerine yönelmelidir.
  • Alkol kullananlardan ve kullanılan yerden uzak durmalıdır.
  • Allah’ı yasakladığını, alkolün zararlarını ve alkolden zarar görenleri unutmamalıdır.
  • Alkol tekliflerine, reklâmlara aldırış etmemeli, içerek çağdaş olunamayacağını bilmelidir.
  • İçkili davetlerden, içkili düğünlerden uzak durmalıdır.  
  • Alkolü destekleyen sigara, cola, bira gibi alışkanlıkları bırakmalıdır.

Bugüne kadar sağlığa, şerefe diye kaldırılan kadehler sağlığı da şerefi de yok etmiştir.

Sözün özü: Alkolsüz hayat daha mutlu, daha huzurlu bir hayattır. Alkol insana hiçbir şey kazandırmaz, insandan birçok şeyi alır götürür.

Yıllarca alkol kullanıp bırakan bir vatandaşın ifadesi şöyle: “25 yıl alkol kullandım. Hatta bunun için tekel bayiliği aldım. 25 yıl içerisinde çok zarar gördüm. Hiç dostum kalmadı. Ailemle aram çok kötü idi. Önce alkol satışını bıraktım. Sonra içmeyi bıraktım. Kısa zamanda huzur buldum. Kaybettiğim çevremi kazandım. Huzurlu bir aile hayatım var. Alkolü bıraktım, huzur buldum.”

Evet sözün özü, kötülüklerin anası olan alkol terk edilirse, şeytan işi pislikler de birer birer insanı terk edecektir.  

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir