ALKOL BAĞIMLILIĞI İLE NEDEN BAŞEDİLEMİYOR?
Her an tehlikelerle karşı karşıya olan insanımıza yılda bir defa Yeşilay Haftası münasebetiyle 51 hafta teşvik edilen, reklâmı yapılan, içmek için her türlü zemini hazırlanan içkinin zararından bahsetmekle meselenin halledilemeyeceğini herkes bilir.
İçki ile mücadele bir mesafe alınabilmesi için evvelâ insanımızı alkolizme köle yapan zihniyetin yıkılması şarttır. İnsan kutsaldır. Ona ait olan şeylerde kutsaldır. Bu bakımdan insan mutlaka korunmalıdır. Ayrıca olumsuz yöndeki baskılar, kınamalar kaldırılmalıdır. İnancından dolayı içmeyen alışamadığını ileri sürüyor, sağlığını bahane ediyor. İnsanımız ağır baskılar altındadır. Yakasını düzenbazların elinden kurtaramıyor. İkram gelenek haline gelmiş, içkili davetler, düğünler modalaşmış, çoğu insanımız içmek zorunda bırakılmış. Bugün her köşede içkinin her çeşidi satılıyor. Her isteyene içme ortamı hazır. Peki böyle olacak da nasıl önüne geçilecek?
İçki teşvik ediliyor. Çoğunun anası, babası, imrendiği büyükler gözünün önünde içiyor, ona içmesi gerektiği konusunda örnek oluyor, çocuk ne yapsın?
Zengin, düğününde, davetinde içirdiği içkinin miktarı ile övünüyor.
Aydın her yemekte içiyor. İçki ile mücadeleyi, şerefe kadeh kaldıranlar ele almış, ne garip değil mi?
Büyükler kötü örnek oluyor. Bir araya gelince veya her olayı kadeh kaldırmak için fırsat biliyorlar. Tüyü bitmemiş çocukların hakkını birbirlerine ikram ediyorlar. Böyle toplantılara katılmak zorunda olan içmeyecek de olsa düzen öyle kurulmuş yavaş yavaş alışıp gidiyor.
Devlet yayın organlarından içmeye zorlayan reklâmlar yapılıyor, sevdiriliyor, özendiriliyor. Zararı anlatılacağı yerde içkinin cefası sefa olarak gösteriliyor. Devlet eliyle festivaller düzenleniyor, devlet büyükleri milletin gözü önünde kadeh kaldırıyor. Testilerle küplerle içki içiliyor.
Dini duyguların zayıflaması, insanımızın haram, inancıma ters diyerek reddetme gücünde olmayışı, başa çıkamamamızın nedenlerinden biridir.
Kısacası, kınamakla, zararlıdır demekle, pankartlar asmakla, yılda bir Yeşilay Haftası kutlamakla içki ile başa çıkmanın mümkün olmadığını anlamalıyız artık.
İçkiyi, uyuşturucuyu, insanı tembelleştiren, miskinleştiren her şeyi yasaklayan, haram sayan bir dinimiz var. Dinimizi iyi tanımalıyız, ondan yararlanmalıyız. Arnold Toynbee’nin dediği gibi: “İslam’ı tarihî misyonuna çağırmalıyız.” İslam Dini, içkinin sadece içilmesini değil, yapımını, alım satımını taşınmasını, sunulmasını yasaklamıştır. Yani ortaklık yok, yardım yok, teşvik yok, içkiye kesin tavır alınmış: “İçmeyeceksin.”