AKILLI YAŞAMAK GEREK
Rabbim insana kullansın diye bir akıl vermiştir. İnsan için onu kullanmak boynunun borcudur. Çünkü Allah “Niye düşünmüyorsunuz” diye soruyor.
İnsan mutlu bir sona gitmek için aklını kullanacak:
- Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum?
- Benden ne isteniyor, bana emredilen nedir, yasaklanan şeyler nelerdir, haram nedir, helal nedir. Şüpheli şeyler nelerdir ? demeli, her yönden Allah’a yürümeye hazır olmalıdır. Ahireti unutursa mutlu sona nasıl ulaşır. Kur’an’da:
Ahirete karşılık dünya hayatını satın alan kimselerin azapları affedilmeyecek, kendilerine yardım da edilmeyecektir.” (Bakara: 86)
Zalim Neron’un annesi Neron için “ Varsın oğlum hükümdar olsun da beni de öldürsün zararı yok” demişti. Neron tahta çıkmış bir çok masum insanla beraber annesini de öldürmüştür.
Dünya rütbesine, şöhretine, dünya malına düşkün olmak insanın başını belaya sokar.
“Kanuni Sultan Süleyman (Ö: 1566 M) son seferi olan Zigetvar seferine çıkarken , ecel vaki olursa naşı ile birlikte gömülmek üzere veziri Sokullu Mehmet Paşa’ya bir paket verir. Kanuni vefat edince, Sokullu bu emaneti “Şeyhü’l-İslam Ebussuud Efendi” (Ö: 1573) „ye verir ve vasiyetini bildirir. Şeyhü’l-İslam kabre, kefenli naaş dışında bir eşyanın gömülemeyeceğini bildirir.
Ceylan derisi bohça (paket) ibret için açıldığında, içinden Kanuni’nin tahta çıktığı günden son seferine kadar icraatının, önemli savaş ve uygulamalarının meşru ve İslam’a uygun olduğunu bildiren fetvalar çıkmıştır. Fetvaların çoğunda kendi imzasını gören koca Şeyhü’l-İslam Ebussuud Efendi’nin ağlayarak:
“Süleyman, Süleyman! Sen kendini bu fetvalara dayanarak kurtardın, fakat bizleri kim kurtaracak” dediğini nakledilmiştir.
– Rızık Cenab-ı Allah’tan… Cenab-ı Allah rezzaktır, rızık verendir…
Bir gün bir ağabeyimiz geldi ağladı. Almanya’da çalışıyordu. Ev yaptı, arabası vardı, biraz parası vardı. Ona demişler ki:
“Hayatını kurtardın…” “Bugüne kadar para kazanayım derken namaz bile kılmadım, nasıl hayat kurtarmak bu ?” deyip ağladı. Sor namaz kılıyor musun? Cevap hazır: “Vallahi vaktim yok.”
Eh iyisin, iyisin deniyor. Amel yok, ibadet yok, ahiret kazanılmamış… neresi iyi bunun?… sonu pişmanlık değil mi?
Bazıları da sahip olduğu dünyalıkla mağrur oluyor, şükür diyor. Malın şükrü nasıl olur bilmiyor. Sadaka yok, zekat yok, hayır hasenat yok nasıl şükür bu?… Bize verilenin karşılığını vermiyoruz. Bizden istenileni yapmıyoruz. Nasıl kulluk bu ?…
Allah’tan bize birkaç uyarı şöyle;
- “Ölüm sarhoşluğu bir gün gerçekten gelir de, “işte (Ey insan) bu, senin öteden beri kaçtığın şeydir” denir” (kaf: 19)
- “Her canlı, ölümü tadacaktır. Bir deneme olarak sizi hayırla da şerle de imtihan ederiz. Ve siz, ancak bize döndürüleceksiniz.” (Enbiya: 35)
- “ İnsan, kendisinin başıboş bırakılacağını mı sanır?” (Kıyamet: 36)
- “İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece “İman ettik” demeleriyle
bırakılıvereceklerini mi sandılar?” (Ankebut: 2)
- “Siz sadece boş yere yarattığımızı ve sizin hakikaten huzurumuza geri getirilmeyeceğinizi mi sandınız? (Mü’minun: 115)
- “And olsun insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz ve biz ona şah damarından daha yakınız.” (Kaf: 16)
- “Allah’ın nimetini saymaya kalksanız, onu sayamazsınız. Hakikaten Rabbin çok bağışlayan, esirgeyendir.” (Nahl: 18)
- “O, göklerde ve yerde ne varsa hepsini size boyun eğdirmiştir. Elbette bunda düşünen topluluklar için bir takım ibretler vardır.” (Casiye: 13)
- “Biz gökleri, yeri ve bunlar arasında bulunanları, oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık.
- “Onları sadece gerçek bir sebeple yarattık. Fakat onların çoğu bilmiyorlar. (Duhan : 28-29)
“Ey insan ! seni yoktan yaratan düzgün yapılı ve endamlı kılan, sana ölçülü ve dengeli davranma imkanı veren (Maddi ve akli yapıda seni en üstün kılan) seni dilediği en güzel şekil ve biçimde terkip eden ihsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir?” (İnfitar: 6-78)