AİLECEK NAMAZ KILMAK

 İnsanın yalnız kendisinin namaz kılması onu kurtarmaz. İnsan kendi hesabı ile beraber çocuklarının ve eşinin de hesabını verecektir. Yani onlardan da sorumludur.

                Peygamber (AS) şöyle burur:

  • “Hepiniz çobansınız. Güttüğünüz sürüden (Aile fertlerinden) sorumlusunuz.” Buyuruyor. (Buhari, Cuma:11)

               Bir hadislerinde de şöyle emrediyor:

  • “Çocuklarınıza yedi yaşında namazı emredin. Onlara namaz kılmalarını öğretin. Eğer on yaşında namaz kılmazlarsa görünün ve yataklarını ayırın.” (Ebu Davut Salat:26)

 Her aile demek ki yedi yaşından itibaren çocuklarının ilgisini çekecek onlara dinlerini öğretecektir. Çünkü ağaç yaşken eğilir. İhmalin sonu pişmanlıktır. “Çocuktu kıyamadım, büyüdü baş edemedim.” Deniliyor. Küçükken vazife yapılmazsa, büyüyünce olmuyor. Aşı zamanı geçiyor. O daha çocuk, okula gidiyor, dersleri var, işi ağır, bahaneleri ile vakit geçerse “Kıl diyorum ama bir türlü namaz kıldıramıyorum.” Şikayetleri başlıyor.

 Aslında her çocuğun içinde güzel duygular vardır. Mesela oruç tutmak ister, namaz kılanı taklit eder. Çünkü Allah onu Müslüman olarak yaratmıştır. Peygamberimiz (SAV): “Cenab-ı Allah her insanı İslâm fıtratı üzerine yaratmıştır. Ana babası dilerse Hıristiyan yapar, dilerse Yahudi, dilerse dinsiz yapar.” Diyor.

 Çocuğun göbeğini cami duvarının dibine gömmek, sağ kulağına ezan, sol kulağına kâmet yeterli olmuyor. Bugün şikayet edilen çocuğu o halde kim getirmiştir? Başkası mı? Hayır! Şikayet eden ana baba getirmiştir.

          Kur’an’da Lokman (AS) ın oğluna verdiği öğüt hatırlatılıyor: “Yavrucuğum!

Namaz kıl, iyiliği emret. Kötülükten vazgeçirmeye çalış. Başına gelenlere sabret. Doğrusu bunlar, azmedilmeye değer işlerdir.” (Lokman Sûresi:17)

 Kur’an’da: “Namaz kötülüklerden alıkor.” Deniliyor. Bir genç hem namaz kılar hem de bazı günahları işlermiş. Peygamber (AS) a bunu bildirmişler. Peygamberimiz. “Namaz onu o günahlardan alıkoyacaktır.” Demiş ve kısa zaman sonra genç kıldığı namaz sayesinde bütün günah ve kötülüklerden uzaklaşmış. Çocuğunun iyi olmasını arzulayan çocuğunun namaz kılmasını sağlamalıdır.

 Hz.Ömer (RA): Birgün bir çocuğun erkenden koşarak acele acele camiye gittiğini gördü. Hz.Ömer (RA) cocuğa – yavrum ne oldu öyle acele acele camiye koşuyorsun? Dedi. Çocuk; namaza gidiyorum efendim. Namaz vakti yaklaştı abdestim yok. Ezan okunmadan abdest alacağım dedi.

               Hz.Ömer:

  • Yavrum, sen daha küçüksün, sana namaz farz olmamıştır, buyurdu.

                Çocuk:

  • Efendim bu işin büyüğü küçüğü olur mu? Dün benden küçük bir çocuk vefat etmişti de mezarlığa götürüyorlardı.

 Hz.Ömer (RA) çocuğun bu cevabında öyle duygulandı ki göz yaşlarını tutamadı ve “Ya Rabbi! Bu çocuk ne iyi ne akıllı çocuk.” Demekten kendini alamadı.

               Cenab-ı Allah Kur’an’da ana babaları şu ayetlerle uyarıyor:

  • “Ey iman edenler! Mallarınız ve çocuklarınız sizi Allah’ı anmaktan alıkoymasın. Kim bunu yapmazsa ziyana uğrayanlardandır.” (Münafikun:9)
  • “Ey iman  edenler! Kendinizi ve ailenizi yakıtı insan ve taşlar olan ateşten koruyun.” (Tahrim:6)
  • “Ailene namazı emret, kendin de ona sabırla devam et.” (Taha:132)

               Ardından da şöyle dua etmemiz isteniyor:

  • “Ey Rabbim! Beni ve soyundan gelecekleri namazı devamlı kılanlardan eyle. Rabbim! Duamı kabul et.” (İbrahim:40)

 Kıyamet gününde evlatlarının hesabını sorarken Allah: “Ben sana böyle uyarılar yapmıştım, sen ne yaptın? Demeyecek mi?

Babalar eşlerinden de sorumludur. Cenab-ı Allah: “Evlerinizde oturun, cahiliye adetindeki gibi açılıp saçılmayın; namaz kılın, zekatı verin, Allah’a ve Rasûlüne itaat edin.” (Ahzab:33) diye hanımlara hitap ediyor.

 Peygamber (AS) eşini ve kızını namaza kaldırırdı. Hz.Aişe (RA) “Rasûlallah beni namaza kalkmam için dürter “Namaza kalk!” derdi. Diyor.  

               Sabahları Allah Rasûlü Hz.Fatıma ve Hz.Ali’nin kapısını çalar, onlara:

  • Namaz (a kalkın) ey Ehl-i Beyt “Allah sizden, sadece günahı gidermek ve sizi tertemiz kılmak istiyor.” Buyurdu. (Tirmizi, Tefsir – 33)

 Ebedi hayatın en mühim sermayelerinden biri olan teheccüd namazı için Peygamber Efendimiz bazı geceler Hz.Ali ile Fatıma’nın kapısını çalıp:

  • “Namaz kılmayacak mısınız?” buyururdur. (Buhari, Teheccüd – 5)

               Bir hadislerinde de:

  • “Gece uyanan kimse dua ederse, duası kabul olur. Gece kalkan eşini de kaldırırsa, benim ona hayır duam vardır. Allah onun hayrını versin.” Buyurmuştur. (Ramuz el Ehadis:290/1)

 Çocuklarıyla, eşiyle ilgilenmek, hesaba hazırlanmak için  bir gayrettir.  Ayrıca bir önemli sorumluluğun yerine getirilmesidir.  Bugün lise çağına gelmiş gençlerimizin bir kısmı kıblenin yönünü bilmiyor.

Misafir olduğum bir evde seccade istedim seccade yok. Delikanlıya kıble neresi? Dedim. “Bilmiyorum!” cevabını aldım.

                Bir Cuma, beraber oturduğumuz ortayaşlı kardeşime:

  • “Vakit yakın, haydi camiye gidelim.” Dedim.

 Gözleri yaşardı. Dedem bunu bana söylemedi, babam kolumdan tutup camiye götürmedi. Ben de cumaya, camiye gidecek hal mi var hocam? Dedi.

0

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir